Sinemanın kimlik sorunu ve milli sinema arayışına dönük çalışmalar devam ediyor. Sinema sektörünün duayen yönetmen, eleştirmen ve yapımcıları tarafından Balıkesir’de masaya yatırıldı. Cihannüma Dayanışma ve İş Birliği Derneği tarafından düzenlenen "Perdeden, Dijital Platformlara; Türkiye'de Sinema" başlıklı panel ve açık oturumlar Balıkesir'de gerçekleştirildi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Balıkesir Valiliği, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, Türkiye'de sinema alanındaki güncel gelişmeler ve sinemanın düşünsel boyutları ele alındı.
Cihannüma Derneği Kültür ve Sanat Komisyonu Başkanı Enes Güneyli, programda yaptığı konuşmada, sanatın toplumları bir araya getiren ve kültürü zenginleştiren önemli bir araç olduğunu söyledi.
Çeşitli sanat dallarında gerçekleştirdikleri projelerle Türkiye'de medeniyet mirasını koruma ve geliştirme sorumluluğunu taşıdıklarını vurgulayan Güneyli, sinemanın bu anlamda güçlü bir araç olduğuna işaret ederek, "Panel ve açık oturumlar, sektördeki deneyimli profesyonelleri bir araya getirerek sinema alanındaki son gelişmeleri tartışma ve paylaşma fırsatı sunuyor." dedi.
Sinemanın kimlik sorunu ve milli sinema arayışı"Sinemamız söz konusu olduğunda bir kimlik sorunundan bahsedebiliriz"
Sinema yazarı İhsan Kabil, yerli sinemaya ilişkin şunları kaydetti:
"Yerli sinema dediğimizde ilk aklımıza gelen teorik ve çerçeve çalışmalarını, rahmetli Yücel Çakmaklı'nın 1960'larda Tohum dergisine yazdığı 'Milli Sinema Arayışı' başlıklı yazıda görüyoruz. Türk sinemasına değinerek, elbette dünya sinemasına da dokundurarak, kozmopolit sinema ve bunun karşısında yerli sinemanın ne olabileceği, potansiyeller ve nasıl imkanlar taşıdığı üzerine fikri bir çalışmaydı bu. Ana gövde olarak bizim Yeşilçam sinemasını biliyoruz. Özelde Amerikan, Hint ve Mısır sineması üzerine oturan bir sinema. Dolayısıyla sinemamız söz konusu olduğunda bir kimlik sorunundan bahsedebiliriz."
'Yeni bir evrensel kavram bulmak zorundayız'Yönetmen Mesut Uçakan da "İnsanın ve evrenin gerçeğine dönük, hakikate dair, bizim 1400 yılı aşan medeniyetimizi ifadelendirme hareketi, coğrafi sınırlarla sınırlanan bir şey değil. Biz yeni bir evrensel kavram bulmak zorundayız. Bunu yeni neslin yapması lazım." diye konuştu.
Mücahit ruhuyla başlayan sinemaYönetmen ve yapımcı Nazif Tunç yerli ve milli sinemanın geçirdiği sürece işaret ederek, "1970'lerde mücahit ruhuyla birkaç kişinin, bir vadide omuz omuza vererek başlattığı sinema, çok şükür şu gün yerli ve milli sayabileceğimiz bir yol alışa doğru yöneldi. Ben sinemamızın 50 yıllık zamanda geldiği yerden, kendi durduğum yer açısından baktığımda memnunum. Kazanılmış bir sürü şey, abide olarak, kilometre taşı gibi arkamızda bıraktığımız filmler var. Olgunlaşma ve gelişme süreçlerimizin tamamlanmak üzere olduğuna, ayağa kalkacak cesarete ulaştığımıza inanıyorum." değerlendirmesini yaptı.
'Üretmeden dil akım oluşturamazsınız kavramsız olmaz'Yazar Dr. İsrafil Kuralay da sinemanın bugün dijital platformda, televizyonda gösterilen filmlerden ayrılamayacağının altını çizerek, "Kavramı geniş tutmamız gerekiyor. Görsel anlamda kameraya dayalı ne varsa artık... Kamera da devreden çıkıyor. Yapay zekayla masa başında görüntüler üreterek, olmayan görüntülerin gerçekmiş gibi sunulabileceği bir döneme geliyoruz." dedi.
Yapılan filmi kimin izleyeceğinin önemli unsurlardan biri olduğunu vurgulayan Kuralay, şunları kaydetti:
"Sadece zihinlerimizdeki kalıpları kırmak yetmiyor. Dağıtım problemi de var. Filistin'in o dar coğrafyasında çok güzel işler yapılmasına rağmen ne Türk televizyonları ne Türk sineması ne de dünya sineması hiç ilgilenmedi. Harvard, Massachusetts Teknoloji Enstitüsü, Pensilvanya Üniversitesi rektörlerini istifa ettirecek kadar, ilme saygı, sanat vb. aslında hepsi kafamızda çöktü. Kendi gerçeğimizi bir kez daha görmemiz, kendi hikayelerimizi anlatmamızın gerektiğini bize de bu facia öğretti diyelim. Üretmeden dil, akım oluşturamazsınız, kavramsız olmaz."
'Sinemayı anlamadan bu çağı anlayamazsınız'Yazar Yusuf Kaplan ise sinemada varlık gösterilmediğinde, bu dünyada var olmanın mümkün olmadığını söyleyerek, "Bu çağda var olmanın yolu çok iyi sinema yapmaktan geçiyor. Sinema felsefenin yerini mi aldı? Kesinlikle. Sinemayı anlamadan bu çağı anlayamazsınız. Dünyanın yeniden hayata ve harekete geçebilmesi için özgürlüğüne kavuşabilmesi, hakkaniyetin, adaletin, barışın hakim olabilmesi için bizde, bu ülkede ruh var, entelijensiya yok." ifadelerini kullandı.
Etkinliğe Cihannüma Derneği Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Mehmet Birol Şahin ve Balıkesir Vali Vekili Mustafa Çek de değerlendirmeleriyle katıldı.
Özhan Eren, Ömer Faruk Aksoy, Faysal Soysal, Emre Karapınar, Recep Köse, Ümit Sönmez, Durmuş Sorkut, Prof. Dr. Rıdvan Şentürk, Doç. Dr. Yusuf Ziya Gökçek, Mustafa Aslan, Bünyamin Yılmaz, Doç. Dr. Serhat Yetimova, Hayati Koca ve Cem Çatpınar'ın katılımlarıyla "Yerli Sinema Arayışları", "Sinema, TV ve Dijital Platformlar: Popüler Kültür ve Gelenek-İnanç Çatışmaları", "Sinemanın Geleceği: Dijital Platformlar" ile "Televizyon, Belgesel ve Kültür Yayıncılığı"nın konuşulduğu oturumlar daha sonra raporlaştırılacak.