Şiirli Günler ve Haftalar

Çocuklar, hele ki ilkokul çağındaki çocuklar, kendi düzeylerindeki şiirleri çok sever öyle değil mi? İşte çocuklarınız için şahane bir şiir demeti karşınızda. Güven Çevik, yirmi yılı aşan öğretmenlik deneyiminin verdiği özgüvenlde yazdığı şiirlerini, çocukların beğenisine sundu. Bu şiirler öyle ki, kelebeğe bakıp gökyüzünü görürsünüz, gökyüzünün mavisinden ormanlara yolculuk yaparsınız... Bazen bir güvercin kanadıyla anlatılan hayatı, bazen de zeytin dalıyla tadarsınız. (Yayınevi: Altın Kitaplar)

-----------------------

Türkiye'nin Mesleki Eğitim ile İmtihanı

AKADEMİSYEN ve aynı zamanda Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Mahmut Özer'in Maltepe Üniversitesi Yayınları'ndan çıkan "Türkiye'nin Mesleki Eğitim İli İmtihanı" isimli kitabı önemli bir boşluğu dolduruyor. Özer, bu kitabında, bir yandan mesleki eğitimle ilgili sorunları ve bu sorunların arka planlarını analiz ederken, çözüm önerilerini de sunuyor. Kitapta, 2023 Eğitim Vizyonu çerçevesinde, mesleki eğitimi güçlendirmek için atılan adımlar da ayrıntılı olarak anlatılıyor.

Telve'den damlalar!

TÜRKİYE Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı bünyesinde 3 aylık periyotlarla çıkan TELVE isimli "Dil,Düşünce ve Edebiyat Dergisi" yurtdışında yaşayan Türk gençlerinin, Kültür Sanat'a dair gözlemlerini, öykülerini, yaşadıklarını, gurbet hasretini aktarıyor bizlere...

Abdullah Eren bey

Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanı Abdullah Eren'in koordinasyonunda yayınlanan derginin ilk 3 sayısını lütfedip göndermişler. Doğrusu çok etkilendim... Emeği geçenlere teşekkürlerimi iletiyorum. Bu arada Abdullah bey, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren'in kardeşi...

Öyküler, şiirler, portreler

Telve'nin 3 sayısında birbirinden ilginç öyküler yer alıyor. Bazıları kalbe dokunuyor, bazıları ruha... Bazılarında hüzünleniyor bazılarında tebessüm ediyorsunuz. Gurbetteki gençlerimizin vatan hasretiyle nasıl yanıp tutuştuklarını, yazdıkları satırlardan ve dizelerden anlıyorsunuz. Şiirlere gelince... Ben, her zaman hece vezniyle yazılan, kafiye ve ses uyumlu dizelere "ŞİİR" derim. Gençlerimizin yazdığı "serbest şiir" türü eserleri, ne yalan söyleyeyim beni cezbetmedi... Oysa tam motive olsalar, rahatlıkla hece veznine uygun, kafiyeli, uyaklı şiirler yazabilirler... Hiç kimse bana; "nesir" türü yazıların, kısa satırlara bölünmesiyle "nazım" yapıldığını anlatamaz!..

Şehirlerin farklı tanıtımı

Telve'nin ilk sayısındaki şehir portreleri çok hoşuma gitti... Paris'ten başlayıp Brüksel'den çıkarken; Köln, Münih, Berlin, Hannover, Bochum, Strazburg ve Bremen'i gezmiş oldum. Bu sayının sonunda, "Ahmet Haşim'in Frankfurt Seyahatnamesi" anlatılıyor. Lâkin, sayfada Ahmet Haşim'in resmi yerine Yahya Kemal Beyatlı'nın resmi kullanılmış... Hatayı sonradan fark etmiş olmalılar ki, ikinci sayıda özür dileniyor...

Dil, varlığın evidir

Telve'nin 2. sayısında, yurt dışında yaşayan gençlerin Türkçe'ye olan hasretlerini anlattıkları makaleler yer alıyor. Her gencin Türkçe'ye farklı pencerelerden bakışını görmek güzeldi doğrusu...

Tabloyu tutan çivi!

Bu sayıda ilginç bir öykü var. Mona Lisa tablosunu tutan çivinin öyküsü... Ünlü tabloyu çalan hırsızlar müzeye geldiklerinde, kendini tablonun bekçisi gibi gören çivinin korkusunu hissetmek enteresandı...

Gurbetteki bayramlar

Gurbette geçimlerini sağlamak için çalışan yurttaşlarımızın, dini bayramlarda çalışacak olması ne acıdır değil mi? Haliyle, oralarda dini bayramlarımız için izin yok. Bu günlerde çalışmak, gurbetçilerimizin gönlüne çok fazla dokunuyor doğrusu... Bu duyguyu anlatan makale içimi cız ettirdi...

Edebiyat muhitleri

Telve'nin 3. sayısında ağırlık, Avrupa'daki edebiyat muhitlerine ayrılmış. Viyana, Paris, Roma, Münih, Provence, Varşova, Londra ve Hannover... Ve yine birbirinden dokunaklı öyküler... Hele hele arka kapakta Viyana'daki Yunus Emre Çeşmesi'ni görünce bir tuhaf oldum...

Çerkez Dayı

Bu sayıda "Viyana'da at üstünde bir Türk"ün hikayesi, ceddimizin Avrupa'da hangi hâleti ruhiye ile at koşturduğunun ispatı.

Namıdiğer Çerkez dayı, Kanuni dönemindeki Viyana kuşatması sırasında, Türk topçularının surlarda açtığı bir gedikten dalar içeri. Vuruşa vuruşa ilerler. Bir süre sonra bakar ki, arkasından gelen kimse yoktur. Takati tükenince tüfekle şehit edilir. Vakayı duyan Avusturya arşidükü Ferdinand, Çerkez Dayı'nın cesaretinden çok etkilenir ve Heidenschuss'a onun heykelini diktirir...

Teşekkürler Telve'ye ve emeği geçenlere..