TBMM Başkanı Mustafa Şentop, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın, sözde Ermeni soykırımının tanınmasını içeren kanun teklifine tepki göstererek, "Türkiye'de böyle bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye dışından bir cesaretin bir cüretin desteğiyle olabilir. Bunu iade ettik zira, TBMM'de aziz milletimize ve tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz." dedi.
Şentop, Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki Dışişleri Şehitliği'ni ziyaretinde, 1973'te başlayan ve tarihte eşi benzeri görülmemiş alçakça terör eylemlerinin, yıllarca Türk diplomatlarını ve yakınlarını hedef aldığı bir sürece dönüştüğünü söyledi.
Bu menfur saldırılarda 58'i Türk vatandaşı olmak üzere 77 kişinin hayatını kaybettiğini, bunlardan 31'inin diplomat ve onların aile fertleri olduğunu belirten Şentop, şöyle konuştu:
"Kendi topraklarından binlerce kilometre uzakta, bulundukları devlet tarafından emniyetleri en üst seviyede temin edilmesi gereken diplomatların ve ailelerinin terör saldırılarına uğrayarak şehit edilmeleri, diplomasi bakımından da son derecede trajik bir durumdur. Asırlardır diplomasiye hakim olan 'elçiye zeval olmaz' ilkesi, dünyanın ve ilgili ülkelerin gözleri önünde Ermeni terör örgütleri tarafından defalarca ihlal edilmiştir. İlk şehitlerimiz Los Angeles Başkonsolosumuz Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir'in hatırası zihinlerimizde hala çok tazedir. 1982'de Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan'ın trafik ışıklarında şehit edilmesinin acısı hala yüreklerimizdedir. Atina'nın ortasında Büyükelçilik İdari Ataşemiz Galip Özmen'in, 14 yaşındaki kızı Neslihan Özmen ile birlikte şehit edilmesi ilk günkü gibi aklımızdadır. Bu suikastların çoğunda, katil zanlılarının bulunamaması, üstelik eylemi gerçekleştiren örgüt kendini açık ettiği halde bunların bulunamamış olması ironik bir durumdur. Bulunsa ve hatta zanlılar hüküm giymiş olsalar dahi, süreçler takip edildiğinde birçoğunun daha sonra serbest bırakıldığı ve cezalarını tamamlamadıkları görülmektedir."
Los Angeles Başkonsolosu Arıkan'ın katili Sasunyan'ın ve suikast zincirini başlatan ilk tetikçi terörist Yanıkyan'ın serbest bırakılması yönündeki kararları anımsatan Şentop, şunları kaydetti:
"Eli kanlı bu katillerin ilgili ülkelerce cezaevlerinden salıverilmelerinin hiçbir makul, mantıklı açıklaması olamaz. Bu, ne hukukla ne de vicdanla açıklanabilir. Bu anlayış esasen, terörizmle mücadelede bazı ülkelerin seçici, ahlaken sorunlu ve samimiyetsiz yaklaşımının tezahüründen başka bir şey değildir. Diplomatlarımıza yönelik Ermeni terörünün faillerinin, göz göre göre himaye edilmesinin, yaşanan bazı apaçık olaylar bakımından, hukuken suça iştirak noktasına vardırılabilecek mahiyette olduğu bile söylenebilir. Türkiye olarak, failleri bulunamamış şehitlerimizin soruşturma dosyalarının yeniden açılması için devlet nezdinde girişimlerimiz devam etmektedir."
"Soykırımın tanımlanabilmesi için şartların hiçbiri mevcut değil"Şentop, Türkiye'nin halen PKK/PYD, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleriyle etkin şekilde mücadele ettiğine dikkati çekerek, kökeni, ideolojisi veya hedefi ne olursa olsun terörizmin her şekliyle mücadeleye kararlı olduklarını vurguladı.
Türkiye'nin diğer ülkelerden de beklentisinin, terörizmle mücadelede günlük siyasi hesaplara göre tavır almamaları, terörizmin kökünün kazınması için birlikte hareket edilmesi, teröristlerin hak ettikleri cezalara çarptırılması ve asla affedilmemesi olduğunu belirten TBMM Başkanı Şentop, şunları söyledi:
"Ermeni terör örgütleri ve bir yalan hafızaya sarılan radikal ve provokatör Ermeni grupları, kanlı terör eylemlerine zemin oluşturmak için 1915 olayları iddiaları ile mağdur ve mazlumu oynamaya çalışmaktadırlar. Ermeni çevreler tarafından dünyanın birçok ülkesinde Türkiye'ye karşı yürütülen karalama kampanyası ile tarihi çarpıtma gayretleri, akademik hukuki ve tarihi deliller ile defalarca çürütülmüştür. 2005'te Başbakan olarak görev yaptığı sırada, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Ermeni tarafına tarihi gerçekleri aydınlatmak gayesiyle tarafsız bir Ortak Tarih Komisyonu kurulmasını önermiştir. Türkiye'nin Osmanlı arşivlerini açacağını ama Ermenilerin de kendi arşivlerini açmasını talep etmiştir. Bu teklif, hala masada olmasına rağmen, Ermenistan şu ana kadar çağrılarımıza yanıt vermemiştir. Ancak bizim tavrımız her zaman net olmuştur."
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye'nin tarihinde mahcup olacağı hiçbir şeyin bulunmadığını, her zaman tarihinin her dönemini bilimsel olarak tartışmaya hazır olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Her vesileyle izah ettiğimiz gibi 'soykırım' kapsamı son derece belirli, kullanımı çok somut şartlara bağlanmış uluslararası bir hukuk kavramıdır. 1948 Soykırım Sözleşmesi'nde belirtildiği üzere, açıkça tanımlanmış bir suça işaret eden bu kavram, yalnızca yetkili bir mahkeme tarafından hüküm altına alınabilir. İddia edildiği gibi 1915 olaylarının soykırım olarak tanımlanabilmesi için uluslararası hukukta öngörülen şartların hiçbiri mevcut değildir. 1915 olaylarının üzerinde hukuki ve tarihi bakımdan akademik anlamda tartışmalar olduğu, bu konuda tek yönlü söylemin bazı ülkelerce mutlak gerçeklikmiş gibi lanse edilmesinin yanlış olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince de teyit edilmiştir. Bu tür yaklaşımlar, siyasi bakımdan, kin ve nefreti körükleyerek, Ermenistan'ın Türkiye ile arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gayretlerine ve hatta diğer ülkeler ile ilişkilerine de gölge düşürmektedir."
"Bütün aktörleri yapıcı davranmaya davet ediyoruz"Şentop, başlatılan normalleşme sürecinin bölge için önemli ve tarihi bir fırsat olduğunu dile getirerek, "Özellikle, Türkiye'deki ve diasporadaki radikal, hatta provokatör kesimlerin sürece zarar vermesine müsaade edilmemelidir. Bu çerçevede, bütün aktörleri yapıcı davranmaya ve sürece destek olmaya davet ediyoruz. Yüzyıllarca farklı birçok millet ile kapı komşusu olan, hiçbir ayrımcılık emaresi göstermeksizin yaşayan bir devletin torunları olarak bugün de var gücümüzle inanç ve kimlik dolayısıyla yaşanan bütün ayrımcılıkların karşısında durmaya devam ediyoruz." diye konuştu.
Şehitlerin aziz hatıralarını ebediyen yaşatmanın kendileri için mukaddes bir görev olduğunu vurgulayan Başkan Şentop, şöyle devam etti:
"Bu anlayışla Meclisimizin açılış gününün hemen ertesinde burada, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak şehitlerimizin yanında olmayı bu yıl da bir görev bildik. Milletimiz, tarihi boyunca vatanına ve egemenliğine kasteden düşmanlara karşı savaşmış, bu uğurda sayısız şehitler vermiş ve vermeye devam etmektedir. Vatanımıza ve bağımsızlığımıza kastedenler şunu iyi bilmelidirler ki aziz milletimiz onların bu hain emellerine asla geçit vermeyecek. Şerefli tarihimizle gurur duyuyor, daha huzurlu, daha güvenli ve barış içinde bir istikbal için mücadele etmeye devam ediyoruz. Vatanımızı korumak, bu ülkeye hizmet etmek için görevlerini canları pahasına şerefle ifa eden şehitlerimizi saygı ile selamlıyorum. Bugün burada şehit diplomatlarımızın huzurunda, silahlı kuvvetlerimiz başta olmak üzere bütün güvenlik güçlerimize mensup şehitlerimizi ve 15 Temmuz şehitlerimizi rahmet ve minnetle yad ediyorum. Ruhları şad olsun."
"Hukuken yapılabilecekler savcıların çalışmasıyla ortaya çıkabilir"TBMM Başkanı Şentop, basın mensuplarının, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan'ın sözde Ermeni soykırımının tanınması yönündeki girişimleriyle ilgili soruya şu yanıtı verdi:
"Türkiye düşmanlarının çarpıtarak, Türkiye'ye karşı kullanmaya çalıştığı bir argümanın dile getirildiği bir gün, bugün. Türkiye dışında da bazı ülkelerde de çeşitli düzeylerde bu konu dile getiriliyor. Biz de aslında Ermeni terörüyle anılan bir gün olarak bir gerçekliğe işaret etmek vesilesiyle buradayız. İçerisinde bulunduğumuz günün gerçekliği, yanımızda şehitlerimizin varlığıdır. Türkiye'de böyle bir kanun teklifini vermek, verebilmek Türkiye dışından bir cesaretin bir cüretin desteğiyle olabilir. Bunu iade ettik zira, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde aziz milletimize ve tarihimize hakaret edilmesine asla müsaade etmeyiz. Milletvekili seçilebilmek için hukuken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kayıtlı olmak yeterlidir. Ama gerçekten bu milletin vekili olmak için ruh kaydının da olması lazım."
Değişiklik teklifini iade etmek için hukuki gerekçelerinin de bulunduğunu söyleyen Mustafa Şentop, şunları kaydetti:
"Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde alınmış parlamento kararları var. Bu kararlar, böyle bir iddianın dile getirilmesinin milletimizi derin bir şekilde üzeceğini, rencide edeceğini, yaralayıcı olduğunu ifade ediyor. İç tüzükte de buna dair bir hüküm var. Böyle bir teklif teşebbüsünün reddedilmesi zorunluydu. Teklif cuma günü akşam saatlerinde verilmiş, cumartesi günü de 23 Nisan münasebetiyle çalışmalarımız vardı ama Meclis'in açık olduğu saatler içerisinde işlem yapma imkanımız vardı. Bunun iadesini gerçekleştirdik. Dolayısıyla şu anda hukuken verilmiş bir teklif yok, söz konusu değildir. Bununla ilgili hukuken yapılabilecek şeyler, savcıların yapacağı çalışmalarla ortaya çıkabilir. Hukuken, tarihen bu konuyu her zaman biz tartışmaya hazırız. Fakat bizim milletimize hakaret eden, bunu hukuken ve tarihen tartışmak yerine siyaseten yaftalamaya ve ithama yönelen her türlü hareketin karşısında oluruz, buna geçit vermeyiz. Böyle bir davranışın da iyi niyetli bir davranış olmadığını, bir provokasyon olduğunu ifade etmek isterim."