Yönetmen ve senarist Durmuş Sorkut, AA muhabirine yaptığı açıklamada filmi yazarken de çekerken de çeşitli zorluklar yaşadıklarını belirterek, "Sizi acıtan bir tarafı var. Projeyi istişare etmek için bir arkadaşımıza gönderdim. Ertesi gün beni aradı, 'Beni mi anlattın? Bire bir aynısını yaşadım.' dedi. Kamera önünde ve arkasındaki arkadaşlarım bu projeye inandı ve destek verdi." ifadesini kullandı.
Filmin ana temasının dostluk ve arkadaşlık ilişkilerinde güvenin yıpranması olduğuna işaret eden Sorkut, "İnsanların sıkıştıkları anda, kendilerini garantiye almak adına en yakın dostlarını, arkadaşlarını nasıl satabildiğini, bambaşka şekle dönüştüğünü ve karşı tarafa nasıl travmalar yaşattığını görebileceğiniz bir film." dedi.
- "Karakterin ön plana çıkmasını önemsedim"
Sorkut, seyircinin başlangıçta çok sinir olacağını ancak filmin sonunda salondan mutlu ayrılacağını kaydetti.
Hikayenin ön plana çıkmasına önem verdiğini vurgulayan Sorkut, "Çekimde bir açı, bir kamera hareketi ya da bir kurgu, plan, mizansen yaptığınız zaman seyirci yabancılaşıyor. Mümkün olduğu kadar kendimi geriye çekip hikayede karakterin ön plana çıkmasını önemsedim." diye konuştu.
Durmuş Sorkut, tüm oyuncuların çok güzel performans sergilediğini vurgulayarak, "İnandığımız bir şey yaptık. İnandığımız şeye ihanet etmemeye çalıştık." değerlendirmesinde bulundu.
- "Bu tarz narsist kişiler hayatımızda var"
Oyuncu Burak Demir ise oynadığı karaktere ilişkin, "Bu karakterde 'narsizmin dibi' diye bir durum var. Yani bu kadar vurdumduymaz bu kadar kendini düşünen bir karakter." ifadelerini kullandı.
Bu davranışın geçmişten bugüne sık görüldüğünü vurgulayan Demir, "Bunu hepimiz zaten görüyoruz. Ben bunda hiç zorlanmadım çünkü komşumuzda ya da girdiğimiz markette de görebiliyoruz bu tarz kişileri. Kendi hayatımızda da var." şeklinde konuştu.
Demir, filmde zorlandığını sahnelerin de olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Sara krizini geçirmek ve onu canlandırabilmek beni en çok zorlayan kısımdı. Çok düşündüm bunun üstüne, çok fazla araştırma yapmaya çalıştım. Doktorlarla görüştüm, sosyal medyada buna bakmaya çalıştım. Çünkü bunları sinemada çok iyi yapamazsanız çok sakil durur, eğreti durabilir, yanlış olur. O yüzden en iyi şekilde yapmaya çalıştım."
Çekimlerin kısa sürede gerçekleştirildiğini, prova sürecinin de keyifli geçtiğini aktaran Demir, "Hepimiz birbirimize kendimizi açıp 'Ne yapabiliriz, nasıl olabilir?' diye konuştuk. Güler yüzlü sohbetle ilerledi. Tartışabildik ve fikir alışverişi yapabildik. Yönetmenin fikir alışverişinde bulunabilmesi çok önemli. Durmuş hocanın bu süreçteki yaklaşımı, kendi mesleki tecrübelerimize, yaklaşımımıza ya da fikirlerimize saygı göstermesi çok önemliydi. Bu aktörü de rahatlatıyor." dedi.
Oyuncu Demir, ekiple çok iyi anlaştıklarını ve tecrübe paylaşımının sürekli devam ettiğini söyleyerek, ego savaşlarının olmadığı bir süreç yaşadıklarını sözlerine ekledi.
Baki Çiftçi ve Dilşad Şimşek'in de rol aldığı filmin konusu kısaca şöyle:
"Ahmet, İstanbul'daki büyük inşaat şirketlerinde inşaat mühendisi olarak çalışırken bir taraftan da en yakın arkadaşı Cengiz ile iş makinalarının alım-satımı işinde ortaklık yapar. Son aldıkları iş makinalarını yüklü bir kazançla satan Ahmet, kendi hesapları üzerinde ipotek olduğu için tüm ödemeleri Cengiz'in şirketi üzerine yaptırır. Dostluklarının gücüne güvenen Ahmet, alacaklarını Cengiz'den istemeye gittiğinde arkadaşının bambaşka bir yüzünü görür."