Selam-Tevhid kumpası Anayasa Mahkemesi'nde

17 Aralık öncesinde Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere 7 binin üzerinde siyasi, hukukçu, gazeteci, işadamının dinlenmesine gerekçe gösterilen Selam Tevhid davasının tek tutuklu sanığı Gazeteci Mehmet Ali Tekin anayasa mahkemesinin kararını bekliyor.Dosya'ya bakan hakim ve savcıların tamamına yakını FETÖ davasından tutuklanan dosya hakkında, Anayasa mahkemesi, Adil Yargılamanın ihlali, Savunma hakkının kısıtlanması, Vucut bütünlüğü ve kişi ö

İSMAİL ZELVİ

Fethullahçı Terör Örgütü'nün 17-25 Aralık kumpaslarına dayanak yaparak, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve siyasete müdahale etmek istediği Selam-Tevhid davası Anayasa Mahkemesi'nde sıra bekliyor.

7 binin üzerinde siyasetçi, gazeteci, hukukçu, işadamının hukuksuz dinlemelerine gerekçe gösterilen Selam-Tevhid kumpasının tek tutuklu sanığı gazetemiz yazarlarından Mehmet Ali Tekin, vaktinde gerçekleştirilmeyen adaletin, adalet olmayacağını belirterek, Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla yeniden yargılanacağı günleri bekliyor.

Kaderin bir cilvesi olarak kendisini mahkum ettiren FETÖ'cü hakim ve savcılarla birlikte bir süre Silivri Cezaevi'nde kaldıktan sonra Kandıra F Tipi Cezaevinde çile dolduran yazarımız Mehmet Ali Tekin adaletin erinde sonunda yerine geleceğini söylüyor. Oğlu Metin Tekin babasının çile dolu hayatını anlattı.

FETÖ HABERİ GAZETENİN SONU OLDU

Tekin, "Babam Konya Bozkır doğumlu, İstanbul İmam Hatip ve Ankara İlahiyat mezunu. Gençliğinde Akıncılar Derneği'nde faaliyetlerde bulundu. Fatih Camii'nde Metin Yüksel'in şehit edilmesinde oradaydı. Metin Yüksel babamın kollarında can verdi. 1980'li yıllarda Tevhid dergisinde yazdı. 1993 yılında arkadaşlarıyla Selam isminde gazeteyi çıkartmaya başladılar. 1997 yılında Fethullah Gülen hakkında yaptıkları haberden sonra gazete çalışanları çeşitli kumpaslara maruz kaldılar. "Din ve Devlet arasında Fethullah Gülen" seri haberiyle Gülen'in o zamanlardan dini sapkınlıklarını, paralel bir yapı olduğunu ifade ettiler" dedi.

KUMPASIN BİRİ BİTİYOR BİRİ BAŞLIYOR

Fethullah Gülen haberinden sonra gazete çalışanlarına UMUT operasyonları kapsamında Uğur Mumcu ve faili meçhul cinayetlerle ilişkilendirilmek istendiğine vurgu yapan Metin Tekin, "Umut Davası'ndan mahkum edilenlerin, Uğur Mumcu'nun aracının patlatılması esnasında düğünde oldukları anlaşılması üzerine babam ve arkadaşları hakkında Selam Tevhid örgütü davası açarak tutukluluk hallerinin devamını sağladılar. Selam-Tevhid'de çalışan herkesi örgüt üyeliğinden suçladılar. M.Ali Tekin sorumlu yazı işleri müdürüydü. 2000 yılı mayıs ayında dava açıldı. 2005 yılına kadar tutuklu kaldı. Mahkeme yattığı günleri göz önünde bulundurarak tahliye etti. 2005 yılında içerde bu davadan tutuklu kalmadı" Şeklinde konuştu.

DAVANIN HAKİM VE SAVCILARI TUTUKLANDI

17-25 Aralık kumpası öncesinde davanın yeniden ısıtıldığına vurgu yapan Metin Tekin, "Dava 17-25 Aralık kumpas davasına kadar dava sürdürüldü. Cumhurbaşkanımıza komplo kurabilmek için, Selam Davası'nı kullanmaya başladılar. Cumhurbaşkanımız ve çevresini bu davanın içine sokmaya çalıştılar. 7 bin kişiyi bu dava kapsamında dinlediler. 17-25 Aralık darbesi olmadan önce paralelci bir hakim Dündar Örsdemir atandı. Mahkemeye atandıktan sonra alel acele üst mahkemenin istediği cezayı verdi. 17-25 Aralıkta bu dava kullanıldı. Yapamayınca Yargıtay 9. Dairesi Selam Tevhid Davasını 2014 Nisan ayında onayladı. Babam, 12 yıl 6 ay ceza aldı. 5 yıl 4 ay yattı. 4 yıl 2 ay cezası kaldı" dedi.

2015 yılı Kasım ayında Anayasa Mahkemesi'ne müracaat ettiklerini belirten Metin Tekin, "Babamın davasına bakan Yargıtay 9. Dairesi hakimleri dahil bütün hakimler 15 Temmuz darbe girişimi sonasında FETÖ'cü oldukları gerekçesiyle tutuklandı. Anayasa Mahkemesi'nden Adil yargılanma hakkının kullanılmadığın, savunma hakkının kısıtlandğı, vücut bütünlüğü ve kişi özgürlüğünün ihlal edildiğini, makul sürede yargılanmanın yapılmadığı ve masumiyet karinerisinin ihlal edildiği gerekçeleriyle açtığımız davaya bir an önce bakmasını talep ediyoruz. Ve yeniden yargılanma sürecinin başlamasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.