Sektör temsilcileri uyardı! 'Koruma gelmezse sektör Uzakdoğu'ya kalacak'

 Türkiye'nin en büyük paslanmaz çelik üreticisi POSCO ASSAN TST, 2013'ten beri dünya standartlarında soğuk paslanmaz çelik üretimi yapıyor. Şirket ortaklarından Kibar Holding'in CEO'su Haluk Kayabaşı üretimin devamı için, sektörün ülkeye dampingli ve düşük kaliteli ürün getiren Uzakdoğulu üreticilere karşı korunmasını istiyor.

Haber: Marina Mussa

Asyalı üreticilerin satamadığı paslanmaz çeliğin açık pazarı haline gelen Türkiye'de, 2013'ten beri haddelenmiş soğuk paslanmaz çelik üreten POSCO ASSAN TST, 2011'de 350 milyon dolarlık yatırımla kurulan tesisinde dünya standartlarında üretim yapıyor. Faaliyete geçtiğinden bu yana iki milyon tonun üzerinde yüksek kalite paslanmaz çelik üreten şirket, üç milyar dolarlık ithalatı ikame ederek Türkiye ekonomisine büyük katkı sağladı.

‘Türkiye’nin en büyük paslanmaz çelik üreticisiyiz’

POSCO ASSAN TST'nin ortaklarından Kibar Holding'in CEO'su Haluk Kayabaşı, Türkiye demir-çelik sektörünün gelişmesi için faaliyete geçtikleri dönemde ülkede üretimi bulunmayan bir ürünü üretmek amacıyla kurulan tesislerinin bugün Türkiye’nin en büyük paslanmaz çelik üreticisi konumunda olduğunu belirtti. Kayabaşı, "Yaklaşık 500 kişinin çalıştığı tesiste, hammadde olarak kullandığımız sıcak haddelenmiş yassı çeliği birçok prosese tabi tutarak mamul haline getiriyoruz. Haddelemede yıllık 250 bin ton, tavlamada ise 300 bin ton kapasiteye sahip tesisimizde ürettiğimiz ürünün yüzde 70'lik bölümünü iç pazara sunuyoruz" dedi.

‘Bir fırıncı gibi çalışıyoruz’

POSCO ASSAN TST'nin İzmit'teki tesisinde paslanmaz çelik üretim sürecinin yarısından fazlasını gerçekleştirdiğini vurgulayan Kayabaşı, "Soğuk haddelenmiş paslanmaz çelik üretimi zorlu, oldukça deneyim gerektiren, hassas ve teknik bir süreç. Kimi çevreler tesisimizde sadece ithal ürünleri haddeleme işlemi gerçekleştirdiğimizi savunuyor. Oysaki tesisimizde sıcak haddelenmiş yassı çelik, asitleme, tavlama, soğuk haddeleme, skinpass, tension levelling, coil grinding, polishing, dilme gibi çok sayıda süreçten geçiriliyor. Yaptığımız bu işi fırıncılığa benzetiyorum. Biz unu alıp pek çok işlemden geçirerek farklı ekmekler üretiyoruz. Bazı sektör temsilcilerinin iddia ettiği gibi ekmeği hazır alıp dilimlemiyoruz, asıl iddiaları ortaya atanlar bunu yapıyor ” dedi.

‘Koruma gelmezse tüm sektör Uzakdoğu’nun insafına kalacak’

Bugün uluslararası standartlarda gerçekleştirdikleri üretimle ortaya çıkan mamullerin başta Avrupa Birliği ve ABD olmak üzere, gelişmiş pazarlardaki pek çok müşteri tarafından tercih edildiğinin altını çizen Kayabaşı, "Paslanmaz çelik alanında edindiğimiz bilgi ve tecrübe sayesinde ülkemize ve dünyaya yüksek kaliteli mamuller sunuyoruz. Elde ettiğimiz bu başarı, son yıllarda âtıl paslanmaz çelik üretimlerini dampingli fiyatlarla ülkemize getiren Uzakdoğulu üreticiler tarafından sekteye uğratıldı. Çin, Endonezya, Tayvan gibi ülkelere karşı paslanmaz çelikte koruma gelmezse tüm sektör bu ülkelerin insafına kalacak" diye konuştu.

Türkiye'nin paslanmaz çelikte halen yüzde 12'lik gümrük vergisi uyguladığını belirten Haluk Kayabaşı, "Bu koruma önlemi ithal edilen tüm ürünlere uygulanmıyor. Halen toplam ithalatın yaklaşık yüzde 70'i sıfır gümrük vergisiyle Türkiye'ye giriyor. Paslanmaz çelikte koruma önlemlerine karşı çıkan beyaz eşya ve paslanmaz çelikten mutfak eşyası üreticileri bile yüzde 28,2 ile yüzde 31,4 arasında gümrük vergileriyle korunuyor" dedi.

'POSCO ASSAN TST olmasa fiyatlar daha da yükselir'

Haluk Kayabaşı, "Bugün Çinli ve Endonezyalı üreticiler hammadde olarak kullanılan sıcak haddelenmiş paslanmaz çeliği bize 2 bin doların üzerinde fiyatlarla teklif edip satıyorlar, bu rakam ton başına bin 850 dolar olan nihai üründen daha fazla. Biz POSCO ASSAN TST'yi kurmasaydık bu üreticiler Türkiye'ye çok daha yüksek fiyatlardan satış yapacaklardı" dedi.

‘Önlem sadece damping yapan şirketlere uygulanmalı’

Son dönemde kamuoyunda anti damping önlemlerinin Uzakdoğu’dan yapılan tüm ithalata karşı uygulanacağına dair bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkati çeken Kayabaşı, "Bu kesinlikle yanlış. Anti-damping önlemi, sadece damping yaptığı tespit edilen üreticilere karşı uygulanır, damping yapmayan ve soruşturmaya müdahil olarak damping yapmadığını kanıtlayan üreticilere karşı uygulanmaz. Dolayısıyla sektör, bahsi geçen ülkelerdeki adil rekabet koşullarına uyan tüm üreticilerden ilave bir vergi ödemeden ithalat yapmaya devam edebilir. Devlet ihracat yapan firmalara DİR kapsamında anti damping, gümrük vergisi ve KDV ödemeden ithalat yapma imkânı sunuyor" ifadelerini kullandı.

‘Haksız rekabete yol açan firmalar tespit edilmeli’

Türkiye'de sanayi üretiminin desteklenmesinin ekonomik gelişim ve süreklilik açısından kritik öneme sahip olduğunu da hatırlatan Haluk Kayabaşı, "Diğer tüm yerli üreticiler gibi Posco Assan TST de bu bakış açısıyla adil rekabet koşullarının sağlanması ve yerli üreticilerin korunması için Türkiye’nin bu yönde adımlar atmasını istiyor. Devletten isteğimiz, haksız rekabete yol açan firmaların tespit edilip kontrol alınmasıdır” dedi.

Damping Nedir?

Damping, bir şirketin mallarını iç piyasadaki fiyattan daha düşük bir fiyatla dış pazara satması anlamına geliyor. Bu, ürünlerin normal fiyatının altında bir fiyatla ülkemize ihraç edilmesi anlamına gelir. Yani, bir malı kendi fiyatından daha ucuza satma uygulamasıdır. Damping, sadece ucuz satmayı değil, haksız rekabet yaratacak şekilde düşük fiyatla satmayı ifade eder. Her ucuz mal dampingli değildir; bir mal ucuz ama dampingli olmadan da satılabilir.

En sık karşılaşılan damping örnekleri

Dış piyasaya satış yapan herhangi bir firma elinde kalan mallarını eritmek için bu yöntemi kullanmaktadır.

Monopol güce sahip olmak isteyen bir firma, rakip firmaları yok etmek için elindeki malların fiyatlarını çok fazla düşürmektedir.

Monopol olmaya bir firma elindeki malları sürekli olarak düşük fiyattan satmaktadır.