Şehir eşkıyası dul anneye hayatı zindan etti

İstanbul'da asgari ücretle çalışıp iki çocuğuna bakmaya çalışan bir anne bugünlerde sözde 'namus bekçileri' tarafından "'başka başka arabalarla gece yarısı eve geliyor" iftirası ile evinden atılmaya çalışılıyor. Haftanın 5 günü asgari ücretli bir işte çalışan, hafta sonu ise bir düğün salonunun büfesine bakan kadına bu iftirayı atan ise bir gece kapısına sarhoş olarak dayanan bir kişi. Üstelik o kişi ev sahibinin de akra

İşte Milliyet yazarı Özay Şendir'in köşesine taşıdığı şehir eşkiyaları ve bu sözde namus bekçilerinin karşısında dimdik durmaya çalışan kadının hikayesi.

İşte o bölüm:

Fiziki şiddetin ardından eşinden boşanmış iki çocuk annesi bir kadın o.

İstanbul'un görece kiraları ucuz bir semtinde ev tutmuş.

Kızı 12, oğlu 9 yaşında. İkisi de okuyor, oğlan bir de özel eğitim görüyor.

Kadının asgari ücret aldığı bir işi var ama maaşı yetmediği için tatil günlerinde de, bir düğün salonunun büfesinde çalışıyor.

Sekiz saat emek harcayıp, 50 TL kazanıyor, bir tatil gününde.

Şimdi namussuz bir namus bekçisi yüzünden evinden atılma tehlikesiyle karşı karşıya bu kadın.

Apartmanda oturanlar, ev sahibine şikayet etmişler, 'başka başka arabalarla gece yarısı eve geliyor' diye.

Oysa, düğün salonundan evine yürüyerek gidip gelen bir anne o.

Bu saçmalığı duyduğunda "Gelin çalıştığım düğün salonun yerini göstereyim size, hep yürüyorum ben" diyecek kadar da iyi niyetli.

Meseleyi deşince, kadınla konuşmak için kafayı çekip bir gece kapıya dayanan bir adam çıktı karşıma, ev sahibinin akrabası üstelik.

Yüz bulamayınca kadının namusuna laf etmek, onu oturduğu evden kovdurmaya çalışmak, erkeklikten anladıkları.