Sedir Adası'ndaki antik surlar ve tiyatro turizme kazandırılacak

Gökova Körfezi'nde stratejik bir konuma sahip olan ve sadece deniz yoluyla ulaşılabilen Kedrai Antik Kenti, korunaklı limanlarıyla ön plana çıkıyor. Tiyatro ve surlar gibi önemli yapılar kazılar sonucunda gün yüzüne çıkarılarak turizme kazandırılacak.

Kazı ekibi, antik kentin bulunduğu Sedir Adası'na gitmek için Marmaris-Gökova kara yolunun 20. kilometresinden Çamlı Mahallesi'ndeki iskeleye geliyor. Buradan teknelere binen ekip, yaklaşık yarım saatlik yolculuğun ardından antik kente ulaşıyor.

‘5 yüzyılda surları olan bir kent’

Muğla'da Apollon Tapınağı, tiyatro ve mezarlık kalıntılarının bulunduğu adadaki Kedrai Antik Kenti'ne ulaşan kazı ekibi, tarihi kalıntıları gün yüzüne çıkarıyor.

Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler, AA muhabirine, antik kentte yürütülen kazı çalışmalarında adanın tarihi ve arkeolojik kimliğinin ortaya çıkarılması açısından önemli veriler elde edildiğini söyledi.

Kentteki çalışmaların yaklaşık 20 yıl önce yüzey araştırmalarıyla başladığını belirten Diler, "Buranın daha önce yönetim planlarını hazırladık ve son 3 yıldır da kazı çalışması yapıyoruz. Bugüne kadar da önemli verilere ulaştık. Burası 5. yüzyılda surları olan bir kent. Daha önce buranın Helenistik dönemde bir Yunan şehri olduğu söyleniyordu. Ancak bizim surlarda ve Apollon kutsal alanında yaptığımız derin sondajlarda buranın tarihinin çok daha eskiye gittiğini, Geometrik dönemin sonundan, milattan önce 6. yüzyıldan başladığını gösterdi." dedi.

Diler, antik kentin güçlü surlarla çevrelenmiş, sadece denizden ulaşılabilir konumu ve korunaklı limanlarıyla her zaman önemli bir merkez olduğunu ifade etti.

Tarihi kalıntılarda Anadolu kenti izi

Kedrai Tiyatrosu'nun, Karia bölgesinin az sayıda kentte bulunan tiyatro yapısına sahip olduğuna dikkati çeken Diler, şöyle konuştu:

"Antik kent, tiyatrosuyla, kutsal alanıyla, tapınakları, kilise ve yazıtlardaki meclis belgeleriyle büyük bir şehir. Çalışmalar buranın bir Anadolu kenti olduğunu gösteriyor. Biz bunu daha çok ana karadaki mezarlık alanında ele geçen buluntularda gördük. Ölü gömme gelenekleri, mezarlıklar hiç kaybolmayan gelenekler. Bu gelenekler Neolitik Çağ'dan beri devam eden gelenekler. Buradaki mezarlar platform şeklinde aile mezarlığı ve büyük duvarları olan, içerisinde en az 5-6 mezarı olan, hem ölülerin yakıldığı hem de normal gömülerin bulunduğu mezarlar. Bu mezarlar Leleg mezarlarının aynısı. Lelegler de Karyalıların bir kolu. Bu nedenle burası aslında bir Anadolu kenti."

Kazılar surlarda yoğunlaştı

Kazıların aralıksız sürdüğünü vurgulayan Diler, "Bu yıl tiyatrodaki kazı çalışmasını yürütüyoruz. Tiyatronun restorasyon projesi de onaylandı. Antik kentte son 3 yılda özellikle surlar üzerinde çok yoğunlaştık. Çünkü bu sur ve savunma yapıları hem kentin derin tarihi hem de yerleşim modeli için çok önemli. Buradaki surların da 5. yüzyıla kadar ulaştığını düşünüyoruz. Çalışmalarımızda yoğunluk surlar, Apollon kutsal alanında devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Kedrai'nin küçük bir ada gibi göründüğünü ancak yazıtlardan anladıkları kadarıyla buranın büyük bir kent olduğunu vurgulayan Diler, bu nedenle kentteki yapıları mümkün olduğu kadar gün yüzüne çıkardıklarını, şehir planını daha da detaylandırdıklarını dile getirdi.

Bölgedeki yerleşmenin surlarla çevrili alanda gerçekleştiğine işaret eden Diler, "Eski belgelerde buranın halkının yarı barbar olarak gösterildiğine tanık oluyoruz. Buradan anlaşılan Kedrai, aslında bir Karia, bir Anadolu yerleşkesidir. Araştırmalarımıza göre buradaki yerleşme 6. yüzyıldan başlıyor. Burada Türk dönemine kadar gelen kesintisiz bir yerleşme var." dedi.

Diler, alanda yürüttükleri çalışmalarla ziyaretçilerin sadece Kleopatra Plajı'nı değil antik kentteki tiyatro, kilise, Apollon Tapınağı ve diğer önemli alanları görüp gezerek bilgi edinmelerini istediklerini söyledi.

Çalışmalarda çok sayıda yazıta ulaştıklarını vurgulayan Diler, yazıtların hem Kedrai Antik Kenti hem de kıyı Karia'nın tarihinin anlaşılması yönünden önemli olduğunu kaydetti.

Nadir rastlanan kumları nedeniyle etrafı halatla çevrilen, havlu sermenin ve terlikle girmenin yasak olduğu Sedir Adası'nda bulunan plajda, özel güvenlik ekipleri de görev yapıyor. Yerli ve yabancı ziyaretçiler, bir taraftan körfezin serin suyunda yüzerken bir yandan da adadaki tarihi kalıntıları ve yürütülen kazı çalışmalarını görme fırsatı buluyor.