Sedat Peker'in kendi internet sitesinde yayınladığı açıklama şöyle:
"Dün dostumuz olan bir kaç aile ile yemekteydik. Döviz kurunda yaşanan olaylar karşısında nasıl bu kadar soğukkanlı kalabildiğimi sordular. Bunun üzerine bende Eşimi şahit göstererek iki üç sene önce peş peşe vizyona giren yabancı sinema filmlerini izledikten sonra (son zamanlarda bizlere yaşatılan) şeyleri zaten neredeyse bire bir anlattığımı söyledim.
Bundan 15-20 sene önceki yabancı filmlerin çoğunda terör örgütlerinin aslında İran devleti adına faaliyet gösterdiklerini yaptıkları gizli faliyetler neticesinde nükleer silahlara ulaştıkları konusunu işleyerek tüm dünyadaki insanların bilinç altına gelecekte İran'a yapılması muhtemel askeri operasyonların alt yapısı hazırlanırdı.
Son 2-3 yıldır vizyona giren bu tip filmlerde yine İranlı teröristler tüm dünyayı yok edecek nükleer silahlara sahip oluyorlar ancak bu seferki filimlerdeki tek fark terör örgütleri bu silahlara sahip olmak için devamlı Türkiye'de faaliyet gösterip bütün herşeyi Türkiye'den temin ediyorlar. Yani filmler yoluyla gelecekte Türkiye'ye de yapılması muhtemel askeri operasyonlar için tüm dünya insanlarının bilinç altında ön zeminini oluşturuyorlar.
Emperyalist güçlerin Ülkemizi yıkmak için Destekledikleri terör örgütlerini kolluk güçlerimiz neredeyse yok olma noktasına getirdiler emperyalist güçler ise bunun üzerine bildikleri en iyi şeyi denediler Fetöcü subayları kullanarak darbe yapmaya kalktılar ancak planladıkları darbe yüce milletimizin dirayetiyle bozguna uğratıldı.
Bu sefer askeri darbeninde başarılı olmadığını gördükleri için emperyalist güçler geçmişte Kıbrıs Harekatı'ndan hemen sonra bize uyguladıkları ekonomik ambargo benzeri bir saldırı ile kendilerince yüce milletimizi terbiye etmeye diz çökertmeye çalışıyorlar. Ancak hem vallahi hem billahi bunu da başaramayacaklar. Evet biraz canımız yanacak, hatta biraz çok canımız yanacak fakat biz milletçe bu işin de altındanda kalkacağız. İşte o zaman eğer cesaret edebilirlerse son kozlarını oynayacaklar.
Kendilerince dünyada istedikleri gibi kamuoyu oluşturduktan sonra Irak'a yaptıkları gibi İran'a ve bize askeri harekatlar düzenleyecekler. Umut ederim ki böyle bir çılgınlığa kapılmazlar. Çünkü her iki millet de binlerce senedir devlet olabilme geleneğine sahip, savaşçı genlere sahip ülkelerdir.90'lı yıllarda İran'daki Türklerin bağımsızlığı için mücaadele ederdik. Fakat şu an her ne olursa olsun İran'ın birlik olmasını sağlamalıyız. Çünkü İran düşerse hedef artık Türkiyedir...
70'lerde 6. Filo'nun askerlerini denize dökmek ile övünen sözde solcuların RECEP TAYYİP ERDOĞAN düşmanlığından dolayı emperyalist ülkelerle bile kucak kucağa olmalarını hatta müttefik durumuna gelmelerini ise üzüntüyle karşılıyorum. Bu kişiler dün solcu olmayı beceremedikleri gibi Maalesef bugün de yurtsever olmayı beceremiyorlar.
Son günlerde sosyal medyada kullanılan çok hoşuma giden bir söz var. Emperyalist güçlere hizmet edenler Siz RECEP TAYYİP ERDOĞAN ve Cumhur İttifakı'nın diz çöktüğünü ancak YÜCE ALLAH'ın evinde yani camide görürsünüz. Beynamaz olduğunuz yani camiiye gelmediğiniz içinde bunu da asla göremezsiniz diyorlar.
Kıymetli dostlarım Son günlerde yurt dışına para kaçıran, ülkemizde de tüm maddi güçleri ile yabancı para alarak doları tırmandıranlara da büyük bir ihanet içerisinde olduklarını söylemek istiyorum. (Yanlış yapıyorlar). Ülkemizin yıkılması için düşmanlarımızın elini güçlendirmek adına yaptığınız bu şeyin ismi vatana ihanettir. Bu yaptığınız hainlikler sayesinde YÜCE ALLAH korusun bu ülke yıkılırsa o zaman bu ülkenin gerçek evlatları tüm terör örgütlerini, onları destekleyenleri ve ülkemizi işgale kalkacak düşman askerlerini boyunlarından bayrak direklerine asarken bu paraları yurt dışına kaçıranları da vatana ihanetten millet mahkemelerinde yargılayıp en acımasız şekilde cezalandıracaklardır.
Bu hainlere diyeceğim söz şudur; YÜCE ALLAH korusun hayallerinizi gerçekleştirirseniz yani devletimizi yıkmayı RECEP TAYYİP ERDOĞANI öldürmeyi elbirliği ile başarırsanız Size yemin ederim ki RECEP TAYYİP ERDOĞAN ın arkasından FATİHA okuyacaksınız. Meğerse Erdoğan ve çalışma arkadaşları diktatör değil de çok kibar insanlarmış diyeceksiniz. Onların Arkasından gelen 15 TEMMUZUN KAHRAMANI bu genç nesiller
YA RABBİ NE KADAR ACIMASIZ ne kadar merhametsiz diyerek yalvarıp aman dileyeceksiniz.
Bu vatanın gerçek evlatları da sizleri millet mahkemelerinde yargılayıp; "Sizler zengin olup rahat yaşamak için paraları yurt dışına çıkararak düşmanın ekmeğine yağ süren hainlersiniz." diyecekler ve tabiiki size asla merhamet etmeyecekler.
Çocukluğumuzdan beri dinlediğimiz hikayelerden dolayı böyle zor günlerde, Koç gurubu ve onun gibilerden ekonomik olarak ihanet göreceğimizi zannederdik. Fakat en üzüntü ve acı veren yanı ise paraları yurt dışına kaçıranların bu gruplar değil de çoğunluğunun AK Parti döneminde zengin olan yani zengin olmalarını bir anlamda sayın RECEP TAYYİP ERDOĞAN A borçlu olan kimselerin olmasıdır.
YÜCE ALLAH korusun bir gün devletimiz yıkılırsa paraları yurtdışına kaçıranlar kimdir, kimlerdendir, hangi partilidir, hangi mesheptendir kimin nesidir diye ayırt edilmeksizin MİLLET MAHKEMELERİ'nde yargılanacaklar, sonuç olarakta layık oldukları sona kavuşacaklar."