Scholz: "NATO Zirvesi güvenliğimizi savunma kararlılığına dair güçlü sinyal gönderecek"

Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenecek NATO Liderler Zirvesi'nden, transatlantik işbirliği ve İttifakın güvenliğinin birlikte savunulması kararlılığına ilişkin güçlü bir sinyal gönderileceğini söyledi.

Scholz, Federal Mecliste yaptığı konuşmada, Alman hükümetinin açıkladığı uluslararası güvenlik stratejisinde, Alman ordusunun, Avrupa’nın savunmasının garantörü olacak şekilde güçlendirilmesi hedefinin yer aldığını anlattı.

Almanya Başbakanı, gelecek yıldan itibaren gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 2'sini savunmaya ayırmaya başlayacaklarını aktardı.

Vilnius’ta temmuzda NATO Zirvesi’nin düzenleneceğini anımsatan Scholz, “Bu zirve, transatlantik işbirliğine ve güvenliğimizi birlikte savunma kararlılığına ilişkin güçlü bir sinyal gönderecek.” dedi.

Scholz, zirvede bir dizi kararların alınacağına işaret ederek, bunların arasında su altı altyapısının güvenliğinin daha iyi korunmasının da bulunduğunu dile getirdi.

Finlandiya’nın yanında İsveç’in de zirvede yeni bir müttefik olarak masada oturması gerektiğine inandığını belirten Scholz, “Yeniden seçilen Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'a geçen yıl Madrid'de hep birlikte karar verdiğimiz gibi, bunun önünü açması için çağrıda bulunuyorum." ifadesini kullandı.

Scholz, NATO ve Ukrayna arasında gelecekteki ilişkinin nasıl olacağının önemine işaret etti.

Ukrayna hükümetinin de Rusya’nın Ukrayna'ya karşı savaşı sürdürürken ülkenin NATO'ya katılmasının söz konusu olmadığını tespit ettiğini belirten Scholz, bundan dolayı Vilnius’ta Ukrayna’nın savaş kabiliyetini güçlendirilmesi gibi önceliklere konsantre olunması gerektiğini savunacağını dile getirdi.

Scholz, partnerlerle Ukrayna'ya etkili ve uzun vadeli güvenlik garantileri verilmesi konusunda çalıştıkları bilgisini paylaşarak, “Burada iki yönlü hedefimiz var. Modern batı silahları da dahil olmak üzere Ukrayna'ya kalıcı askeri destek sağlamak, aynı zamanda Rus saldırganlığına karşı savunma mücadelesinde Ukrayna'nın ekonomik dayanıklılığını güçlendirmek.” diye konuştu.

Ukrayna’yı gerektiği sürece destekleyeceklerini vurgulayan Scholz, Almanya’nın Ukrayna’ya savaşın başlamasından bu yana 16,8 milyar avroluk yardımda bulunduğunu aktardı.

Başbakan Scholz, Japonya’da düzenlenen G7 Zirvesi’nde, Çin ile yapıcı ilişkilerin istendiğinin ve bu ülkenin ekonomik kalkınmasını engellenmeyeceğinin ifade edildiğini anımsatarak, Çin’in küresel gıda güvenliği, fakirlikle mücadele, borçlu ülkelere yardım, geleceğin teknolojilerine yatırım ve iklimin korunması gibi konularda önemli rol oynadığını söyledi.

Scholz, “Aynı zamanda Çin'den açık bir şekilde uluslararası kurallara uymasını istedik. Hiçbir ülke, bir diğerinin arka bahçesi değildir. Bu, Avrupa’da ve tüm dünyada geçerli.” dedi.

Güney Çin Denizi’nde mevcut durumu güç veya zorlama yoluyla değiştirmeye yönelik tek taraflı tüm girişimleri kesin şekilde reddettiklerinin altını çizen Scholz, bunun özellikle Tayvan için geçerli olduğunu kaydetti.

Scholz, Çin’den Rusya üzerindeki etkisini kullanmasını istediğini aktardı.

Rusya’nın Ukrayna’dan askerlerini çekmesi gerektiğini belirten Scholz, “Sadece çatışmayı dondurmak barışı getirmez. Barış ancak toprak bütünlüğüne ve Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin ilkelerine saygı duyulursa tam anlamıyla adil ve kalıcı olur." değerlendirmesinde bulundu.

AB içişleri bakanlarının uzlaştığı "iltica reformu"

Almanya Başbakanı, Avrupa Birliği’ni (AB) bölen ve zayıflatan konuların çözülmesi gerektiğine dikkati çekerek, son yıllarda Birliği bölen konulardan birinin "göç" konusu olduğunu dile getirdi.

Scholz, 8 Haziran’da AB içişleri bakanlarının iltica sisteminin reformu konusunda uzlaşma sağladığını anımsatarak, “Bu, farklılıkları ve tartışmalı konuların üstesinden gelinebileceğini gösterdiği için tarihi bir uzlaşmadır." ifadesini kullandı.

Şengen ülkeleriyle çevrili Almanya’ya daha önce başka yerde kayıt altına alınmayan çok sayıda göçmenin ulaştığını anlatan Scholz, mevcut sistemin işlemediğini ifade etti.

Uzlaşmaya varılan yeni ve daha adil bir sistemle Almanya’nın yükününün hafifleyeceğini ifade eden Scholz, gelecek hafta düzenlenecek AB Liderler Zirvesi’nde uzlaşmayı savunacağını ve sistemin daha da iyileştirilmesini talep edeceğini kaydetti.