68 yıl önce 17 Eylül'de ilk Türk tugayının Kore'ye gönderilmesinin ikili ilişkilere ve Türkiye'nin uluslararası sahadaki konumuna yansımaları derlendi.
25 Haziran 1950'de başlayıp 27 Temmuz 1953'te sona eren savaşın ardından oluşan ve iki ülke arasında bağların güçlenmesini sağlayan dostluk, 1957'de diplomatik ilişkilerin kurulmasıyla devam etti.
Türkiye-Kore Cumhuriyeti ilişkileri, 2012'de stratejik ortaklık seviyesine yükseldi. İlişkilerini düzenli ve karşılıklı üst düzey ziyaretlerle geliştiren iki ülke, başta Birleşmiş Milletler (BM), G20 ve Meksika-Endonezya-Güney Kore-Türkiye-Avustralya'nın bir araya gelmesiyle kurulan MIKTA olmak üzere uluslararası ve bölgesel örgütlerde de yakın iş birliği yürütüyor.
Türkiye ve Güney Kore arasında 2013'te 6,5 milyar dolar seviyesinde olan dış ticaret hacmi, geçen yıl yaklaşık 7,2 milyar dolara yükseldi.
Diplomatik ilişkilerin 60. yılı olan 2017'de Türkiye'yi ziyaret eden Koreli turist sayısı 120 bin 622 oldu. Bu sayı bir önceki sene 106 bin 904 seviyesindeydi. Güney Kore'yi ziyaret eden Türk turist sayısı da 2016'da 26 bin 541 olarak kayıtlarda yer alırken 2017'de 27 bin 272'ye yükseldi.
Kore Savaşı'na verdiği destek Türkiye'ye NATO'nun yolunu açtıAnkara Üniversitesi Asya-Pasifik Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali Merthan Dündar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Kore Savaşı'na asker gönderme kararının, her tarihi olayda olduğu gibi "dönemin şartları göz önünde bulundurularak" değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Dündar, şöyle devam etti:
"Türk ordusunun Kore Harbi'ne girmesi, komünist tehdide karşı, hemen sınırlarımızda yer almış olan Sovyetler Birliği'ne karşı bize bir kampın yolunu açtı. Bu da nedir? NATO. O an yapılması gerekenin bu olduğunu düşünüyorum. Aradan 50 yıl geçtikten sonra baktığımızda, Türkiye'nin NATO'ya girdiği dönem ve şimdiki dönem tabii ki farklı. NATO'ya girmenin Türkiye açısından karı ve zararı tartışılabilir. Ama dönemin şartları gereği, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Rusya'ya, komünist tehdide karşı Türkiye'nin NATO'ya girebilmesi ya da 'demir perde'nin dışındaki özgür dünyayla iş birliği yapabilmesi için Kore'ye asker gönderdi."
Türkiye'nin Kore Savaşı'na asker göndermesinin 1952'de NATO üyeliğinin yolunu açtığına ve savaşta müttefik durumuna geldiği ABD ile yakınlaşmasını sağladığına dikkati çeken Dündar, "Dönemin şartları itibarıyla, öncelikle NATO şemsiyesi altına girmemiz stratejik ve askeri bakımdan bizim için bir kazançtı. Onun haricinde, Türkiye'ye ABD yardımlarının hem ekonomik hem de askeri anlamda arttığını görüyoruz. Daha yeni ayakları üzerinde durmaya çalışan, her ne kadar savaşa girmemiş olsa da İkinci Dünya Savaşı'nın acılarını ekonomik olarak çeken bir ülke için bu ekonomik yardımlar da kazanç oldu." diye konuştu.
Savaşın çıkış nedeniJaponya, 1910'da ilhak ettiği Kore Yarımadası'nı 1945'e kadar yönetti ve İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesiyle geri çekildi.
Yarımada'da 1945'te kurulan iki hükümet, 1948'e kadar karşılıklı olarak birbirine "katılma" çağrısı yaptı. Çağrıların sonuç vermemesi üzerine Kuzey ve Güney, ayrı ayrı kendi devletini kurdu.
Kore Savaşı, 25 Haziran 1950'de Kuzey Kore'nin Güney Kore'yi işgal etmesi üzerine başladı.
Çin ve Sovyetler Birliği Kuzey Kore'ye, ABD önderliğindeki BM de Güney Kore'ye savaş boyunca destek verdi.
İlk Türk Tugayı 17 Eylül 1950'de yola çıktıBM Güvenlik Konseyinin, BM güçlerini Kore'ye, Kuzey Kore işgalini sonlandırmak için göndermeye onay vermesi üzerine Türkiye de BM tarafında savaşa katılma kararı aldı.
Tuğgeneral Tahsin Yazıcı emrindeki 1. Türk Tugayı, 17 Eylül 1950'de Hatay'ın İskenderun Limanı'ndan yola çıktı ve 12 Ekim 1950'de Pusan Limanı'na vardı. Türkiye'den Pusan Limanı'na tugayların gelebilmesi için gemiyle en az 30 gün yol alınması gerekiyordu. Pusan Limanı'na gelen Türk askerleri, hazırlıkların ardından 21 Kasım 1950'de bugün Kuzey Kore tarafında olan Kunuri'ye ulaştı.
Güney Kore kaynaklarına göre, savaşa 4 tugayla toplamda 21 bin 212 askerle katılan Türkiye, Kore Savaşı'na katılan 16 ülke arasında asker sayısı bakımından dördüncü, kayıp verenler bakımından da yaralı ve savaş esirleri dahil toplam zayiat bakımından da üçüncü sırada yer alıyor.
Savaşta Güney Kore'de 40 bin 670 BM askeri, 137 bin 899'u Kore askeri olmak üzere 178 bin 569, Kuzey Kore'de ise 508 bin 797 asker hayatını kaybetti.
ABD, 1 milyon 789 bin askerle Kore Savaşı'na en çok asker gönderen ülke oldu. İngiltere 56 bin askerle ikinci, Kanada 26 bin 791 askerle üçüncü, Türkiye ise 21 bin 212 askerle dördüncü sırada yer aldı.
Kore Savaşı'nda 36 bin 940 askerini yitiren ABD, en çok kayıp veren ülke oldu. İngiltere bin 78 kayıp ile ikinci sırada geldi.
Kore Gazi Bakanlığının kayıtlarına göre cephede hayatını kaybeden 700'ü aşkın asker ile yaralanıp cepheden ayrıldıktan sonra vefat eden ve kaybolan kişiler göz önünde bulundurulduğunda Türkiye, Kore Savaşı'nda 900'ü aşkın şehit verdi. Buna göre Türkiye, Kore Savaşı'nda en çok şehit veren üçüncü ülke oldu.
Savaşta, Güney Kore ve BM tarafında yaklaşık 5 bin kişi esir düştü. Kuzey Kore ve Çin'den ise yaklaşık 70 bin kişi esir alındı. Ateşkes anlaşmasından bir ay önce, 1953'ün Haziran ayında yapılan esir değişiminde, Türk Tugayından esir düşen 244 kişinin tamamı döndü.
Kore'nin Busan kentindeki BM Kore Anıtsal Mezarlığı'nda, savaşta şehit olan 462 Türk askeri yatıyor.
Kore Savaşı'na katılan birlikler arasında Türk askeri, savaşta öksüz ve yetim kalan Koreli çocuklar için okul inşa eden tek birlik oldu. O zaman açılan Ankara Okulu'nu ve Türk askerinin fedakarlıklarını unutmayan Güney Kore halkı, Türk halkını kan kardeşi olarak nitelendiriyor.