Bu mahkemelerde başta din alimi İskilipli Atıf hoca olmak üzere binlerce kişinin şapka devrimine muhalefet ettiğinden ötürü asıldığı bilinmektedir. Keza 'Şapka giymeyiz diye tepki gösteren halkın üzerine Erzurum'da ateş açılıyor ve Rize'de başlayan olaylar üzerine şehrin savaş gemisiyle bombalandığı ifade ediliyor.
Cumhuriyet yıllarında kıyafetlerle ilgili ilk düzenleme 'Şapka Kanunu' ile birlikte başlamıştır.1925 ve 1934 yılları arası 'Garp Medeniyeti' dairesine girmek için dış görünümün medenileştirmesi anlayışına dayanan bir takım inkılapların yapıldığını görmekteyiz. 28 Kasım 1925 tarihinde mecliste kabul edilen 671 No'lu 'Şapka İktizası Hakkında Kanun' ile TBMM üyeleri ve memurlarına başlık olarak şapka giyilmesi zorunluluğu getirildi ve Türk halkı da buna aykırı bir alışkanlığın devamından men edildi. Kanun, 28 Kasım 1925 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kanun, 1982 anayasasının 174. maddesine göre 'inkılap kanunları' (anayasaya aykırılığı iddia edilip iptal edilemeyecek kanun) arasındadır.'(1)
Halk fakir, halk yoksul, halk yeni savaştan çıkmış, perişan... Ama bunlar önemli değil! Önemli olan medeniye bir an önce kavuşmak ve şapka giymek! (üstte)
Şapka Kanunu ve beraberinde getirdiği bir takım uygulamalar belki de cumhuriyet tarihinin en çok tartışılan inkılapları arasında yer almaktadır. Çünkü kanunun toplumda pek de kabul görmediği ve tepkiyle karşılandığı bilinmektedir. Tepkiler için bugün dahi sıkça eleştiri konusu edilen 'Takrir-i Süku00fbn Kanunu' çıkarılmış ve İstiklal Mahkemeleri çalışmaya başlamıştır. Bu mahkemelerde başta din alimi İskilipli Atıf hoca olmak üzere binlerce kişinin şapka devrimine muhalefet ettiğinden ötürü asıldığı bilinmektedir. Keza 'Şapka giymeyiz diye tepki gösteren halkın üzerine Erzurum'da ateş açılıyor ve Rize'de başlayan olaylar üzerine şehrin savaş gemisiyle bombalandığı(2) ifade ediliyor.
Hükümet bu durumda şapka inkılabına karşı farklı, ikna edici ve zorlayıcı metotları kullanmak durumunda kaldığını hissediyordu. Görüldüğü kadarıyla başvurulan tedbirler şunlardı:
1-Takrir-i Süku00fbn Kanunu'nun verdiği olağanüstü yetkiler kullanılmıştır.
2-İstiklal Mahkemelerine şapka suçlularını yargılama ve idam cezası yetkileri verilmiştir.
3-Başta Atatürk olmak üzere yetkililer ve basın halkı şapka giymeye teşvik etmek için çalışmışlardır. Şapkanın dinle alakası olmadığı, aksine bir medeniyet göstergesi olduğu vurgulanmıştır.
4-Diyanet İşleri Başkanlığının manevi gücünden fetva ve vaazlar yoluyla istifade edilmiştir.
5-Halkı şapkaya alıştırmak için memurlara 'Elbise ve şapka avansı' adı altında bir maaşlık mali destek verilmiştir.'(3)
Mustafa Kemal Atatürk 'Şapka Kanunu'nun önemini anlatmak için 27 Ağustos 1925 yılında Kastamonu'nun İnebolu ilçesinde meşhur 'Şapka Nutku'nu okur. Burada yaptığı konuşmasında; '...Bizim kıyafetimiz milli midir?' (Hayır, hayır sadaları)
u2014 Bizim kıyafetimiz medeni ve beynelmilel midir? (Hayır, hayır sadaları) Size iştirak ediyorum. Hayır, hayır, hayıru2026 Tabirimi maruz görünüz. Altı kaval üstü şişhane diye ifade olunabilecek bir kıyafet ne millidir ve ne de beynelmileldir. O halde kıyafetsiz bir millet? Bu olur mu arkadaşlar? Böyle tavsif olunmağa razı mısınız arkadaşlar? (Hayır, hayır. Katiyen. Sesleri).