NEŞAT GÜNDOĞDU-ANKARA
GEÇTİĞİMİZ günlerde Fransa meclis genel kurulunda kabul edilen yasa tasarısı ile okullardaki öğrenci bilgi formlarında anne ve baba yerine ebeveyn 1, ebeveyn 2 ifadesinin yer almasına karar verildi. Türkiye’deki laik çevrelerin gözbebeği Fransa’nın aldığı bu kararın mevcut mevzuatlarımızda düzenleme yapılmazsa Türkiye’de de yer alabileceğine dikkat çekildi.
Feminist akımlara dikkat
Uzmanlar, Avrupa merkezli yapılar tarafından finanse edilen feminist örgütlere dikkat edilmesi gerektiğine de değinerek aile haklarının daha fazla savunulması gerektiğini dile getirdiler. Toplumda cinsiyet eşitliği sağlamak adına Fransa’nın böyle bir karar verdiğini söyleyen Davranış Bilimleri Uzmanı ve Yazar Sema Maraşlı bu kararın ardından eşcinsel birlikteliklerin artacağının altını çizdi.
Eşcinsellik özendiriliyor
Adım adım bu süreci ileriye taşımaya çalıştıklarına vurgu yapan Maraşlı, “Eğer Türkiye’de de toplumsal cinsiyet eşitliği adı altında toplumun tümünü etkileyecek düzenlemeler devam ederse biz de aynı noktaya geleceğiz. Medyada, dizilerde eşcinselliğin ve cinsiyetsizleştirmenin artması ve sosyal medya fenomenleri gibi örnekleştirilen karakterlerin gençlere sunulmasının önüne geçilmeli. Fransa’da esasında bu düzenlemeye çok tepki gösterenler oldu. Sonuçta normal evlilikler yüzde 95, eşcinsel evlilikler ise yüzde 5 oranında gerçekleşiyor. Ama alınan karara rağmen eşcinseller ‘Ebeveyn 1’ ve ‘Ebeveyn 2’ ayrımından da rahatsız olmuşlar. Aslında savundukları şeyin nasıl çözümsüz, çaresiz olduğu görülüyor. Her şekilde bir şey çıkartacaklar” diye konuştu.
Marjinal gruplara dikkat
İlahiyatçı Sosyolog Prof. Dr. Ahmet Onay, gündelik hayatta bundan sonra cinsiyetsiz terimlerin kullanılmasının sosyal eşitliği sağlamak olduğunu iddia eden Macron’un partisinin, toplumu bozma yolunda bir adam daha attığını söyledi. Onay, “Macron'un bir proje olarak iktidara getirilişinin yanında, küreselleşme ile yürütülen stratejik planın sosyal değişime neden olduğu görülecektir. Hak dinlerin hepsinde ailenin korunmasına, anne-baba rollerine büyük önem atfedilirken, son yıllarda özellikle Batı’da bu kavramları yok etmeye yönelik faaliyetlerin olduğunu görüyoruz. Batı toplumlarında laiklik, özgürlük, eşitlik gibi kavramların gölgesinde toplumu bozma girişiminin ülkemize transferi kısa vadede olmasa da yine de marjinal bazı gruplarca konunun dillendirilmesine dikkat edilmeli” şeklinde konuştu.