Ali Adakoğlu
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Pakistan ve Özbekistan ziyaretlerini tamamlayarak yurda döndü. Erdoğan, dönüşte kendisini takip eden basın mensuplarının ülke gündemine ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Pakistan ziyareti esnasında Cumhurbaşkanı Memnun Hüseyin'in kendilerine çok samimi davrandığını belirten Erdoğan; parlamentodan 15 Temmuz'un anında kınandığının altını çizdi.
Öncelikle Pakistan ziyaretine değinen Erdoğan, "Pakistan ile ticaret hacmimiz maalesef 600 milyon dolar civarında. Bu kadar birbirine sıcak olan iki ülke için iyi bir rakam değil. Onların nüfusu 180, bizimki 80, toplam 260 milyon nüfusun ticaret hacminin bu kadar olmaması lazım. Daha önce hiç olmazsa 1 milyar dolara çıkaralım demiştik, mutabakatımız vardı, olmadı. Şimdi çok kısa zamanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor" dedi.
Pakistan'a metrobüs
Metrobüs uygulamasına Lahor'a taşıdıklarını ve halkın bundan çok memnun kaldığını söyleyen Erdoğan, "Gerçekten şu anda Lahor, ondan sonra yapılmakta olan Ravelpindi, zannediyorum Keşmir'le ilgili adımı da attılar. Birkaç yerde bitmiş olanlar var. Toplamda 30 kilometre metrobüs hattını bitirdiler. Bunu da devam ettirecekler. Çok mutlular. Bir hatta günde 100 bin yolcu taşıyorlar. Bu çok önemli bir rakam. Çok mutlular, bundan dolayı bizlere çok teşekkür ediyorlar" ifadelerini kullandı.
İkili görüşmelerde bölgesel konuların da ele alındığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gerek Suriye, gerek Irak'la ilgili konuları ele aldık. Bu konularda da sağ olsunlar bizden farklı düşünmüyorlar. Terörle mücadele konusunda da her zaman işbirliği anlamında birlikte hareket edeceklerini bize söylediler" dedi.
Özbekistan ziyareti
Özbekistan ziyaretine de değinen Erdoğan, "Özbekistan'a 2004'te Başbakan iken ziyaret gerçekleştirmiştim. Cumhurbaşkanı düzeyinde Türkiye'den buraya son ziyaret ise 2000 yılında yapılmıştı. Sayın Sezer dönemindeu2026 Biliyorsunuz, Özbekistan'da 4 Aralık'ta cumhurbaşkanlığı seçimleri var. En güçlü aday da şu anda vekaleten Cumhurbaşkanlığı görevini yürütmekte olan Mirziyayev. İnşallah bu yeni dönem, açılan bu yeni sayfa iki ülke arasında barış, huzur ve bir ekonomik sıçramaya da vesile teşkil eder. Şu anda burada ticaretle uğraşan 560 kadar firmamız var. Onlar da bu yeni dönemden daha da umutlular. Ayrıca Türkiye, Özbekistan'ın bağımsızlığını tanıyan ilk ülke. Böyle de bir özelliğimiz var. Özbekistan, İmam Buhari'nin, İmam Maturidi'nin diyarı. Bu isimlerin önemli değerler olduklarının farkındalar. "Dinimizi istismar edenlere karşı çok daha hassa olmalıyız" gibi bir yaklaşımları var. Sayın Cumhurbaşkanı Vekili, İmam Buhari'ye de İmam Maturudi'ye de çok değer veriyor. Ama en çok tabii ki Emir Timur'un üzerinde duruyor. Emir Timur çok büyük değer ifade ediyor. Bu konuyla ilgili olarak da çalışmalarımızı yoğun bir şekilde karşılıklı kültürel anlamda da sürdürelim istiyorlar" diye konuştu.
-Pakistan'daki FETÖ okullarının durumunu biraz daha netleştirebilir miyiz?
20 Kasım'a kadar o okullardaki yönetici ve öğretmenlere süre verdiler. O tarihe kadar Pakistan'ı terk edecekler.
-Türkiye gündeminde ABD Doları'nda anormal sayılabilecek bir yükseliş var. Sizin faiz politikalarıyla ilgili görüşlerinizi biliyoruz. İnsanlar döviz kurları için, "Bu iş nereye kadar gidecek" diye bir merak içindeler. Yorumunuz nedir?
ABD'deki yeni yönetimin işbaşına gelmesiyle birlikte burada olumlu bir gelişme olacağı kanaatindeyim. Çünkü, yeni yönetim faiz politikalarında bizimle aynı istikamette düşünüyor. Aralık ayı içerisinde belki ABD'ye gitmemiz söz konusu olabilir. Bu yeni süreçte döviz kurunun o baskıcı durumundan sıyrılmak mümkün olabilir.
-15 Temmuz'dan sonra hükümet ve bürokratlar FETÖ'yle tam anlamıyla mücadele verebiliyor mu? Mücadele hangi noktada? Bu sıkıntı ne zaman atlatılabilecek?
17-25 Aralık ile 15 Temmuz iki farklı süreç. Zaten 17-25 Aralık sürecinde tüm arkadaşlarımız bizi tam anlamış olsaydılar 15 Temmuz belki olmayabilirdi. Fakat anlayamadılar. Anlayamadıkları gibi bu alçaklara o dönemde toz kondurmayan; onların böyle kötü niyetlerinin olmadığından bahseden arkadaşlarımız da vardı. Dersanelerin kapatılması vatandaşlarımızın yararına olmuştur. Ha, yapıyorsan gel okul yap. Buna giriyorlar mı, girmiyorlar. Dershanecilik işlerine geliyordu. Okullardan başarılı olanları al, dershanende onları şöyle göstermelik pudrala, sorular zaten çalınıyor. Soruları çalıyorlar, ondan sonra da yok şu kadar başarılı öğrenci... YGS'de şu oldu, TEOG'da bu oldu. Her şeyi hırsızlık üzerine bina etmişlerdi. Yaptıkları buydu... Dershaneleri kapatmak suretiyle, artık o süreci geride bıraktık. 15 Temmuz, bahsettiğimiz arkadaşların da bunları tanımalarını sağladı. Onlar da, insanlarımızın çoğu da bunların ne olduklarını anladı. Peki hala bunu anlayamayanlar yok mu? Var... Hala karşıda muhalif olarak, rakip olarak duranlar yok mu? Onlar da var. Ama bu terörist yapılanmayla mücadeleyi kararlılıkla sürdürmeye; bunların üzerine acımasızca gitmeye mecburuz. Bu mücadeleyi tabi ki hukuk içerisinde, tabii ki adil biçimde yapacağız... Görevden alınmalara gelince, bakın bir şeyi abartmaya çalışıyorlar. Mağduriyet iddiasıyla, bazıları özellikle MİT'i yıpratmanın gayreti içerisindeler. Bylock meselesinin aslında hikaye olduğunu ileri sürenleri kast ediyorum. Bylock hikaye değil, bal gibi de var... MİT bunu ortaya çıkarınca, hepsi iyot gibi ortaya çıktı. Deşifre oldular. Kim kimdir öğrenildi. Yüzde 10'luk bir hata payı bile olsa, yapılan iş neticesinde çok ciddi kişiler yakayı ele verdi. Bu onları ciddi manada rahatsız etti. MİT'in bu husustaki başarısı attığı adım, onları ciddi sıkıntıya soktu. Ha, deniliyor ki 100 bine yakın görevden alınma var. Belki daha da fazla olacak. Suç işleyen bedelini ödeyecek. Hukuk gerekeni yapacaktır. Durduramayız. Mesela, Doğu Almanya ile Batı Almanya'nın birleşmesi sırasında 600 bin kişiyi görevden aldılar. Onlar yaptığı zaman oluyor da bizde böyle bir adım atıldığı zaman niye rahatsız oluyorlar.
NATO onları alamaz
-Bazı askerlerin NATO'dan sığınma talebinde bulunduklarına dair haberler çıktı...
Sığınma talebinde bulunanların sayısı o kadar yüksek değil. Ayrıca, NATO'nun o tür sığınmaları kabul etmek gibi bir anlayışı, yaklaşımı olamaz. Bahsedilenler, birer terör suçlusu. Bir teröristi, terörist askeri, darbeci askeri NATO'nun içinde nasıl istihdam edebilirler? Böyle bir şeyi yapamazlar. Bunların peşindeyiz, iadelerini istiyoruz. Mesela Yunanistan'a kaçanların iadelerini istedik. Çipras, "15-20 gün içinde neticelendiririm" demişti. Maalesef kaç 15-20 gün geçti. Halen bekliyoruz. Benzer bir durumda biz geciksek, biz onlara karşı böyle yapsak, kıyameti koparırlardı.
-İngiltere'de Brexit yaşanırken, bizim de AB ile ilişkilerimiz yeni döneme girdi. Bu konuda son durum nedir?
- Brexit bana göre güzel bir tevafuk oldu. Yani, Avrupa'da diğer ülkelerde bu tür şeyler olabilir... Fransa'da da sesler geliyor... İtalya'dan geliyor. Geçenlerde bizimle ilgili Dışişleri Bakanları bir araya geldiler. Önce hırsla bir araya geldiler. Daha sonra Avusturya'nın dışında hiçbirisi Türkiye ile müzakerenin dondurulması, şu olması, bu olması noktasında fikir beyan etmedi. Bu tabi önemli bir şey. Mesele şuu2026 Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. "Benim için varsa yoksa Avrupa Birliği" dememeli... Benim kanaatim bu. Yani, bazıları eleştiriyor olabilir ama ben de kendi kanaatimi söylüyorum. Mesela, "Şanghay Birliği içerisinde Türkiye niye olmasın?" diyorum. Bunu sayın Putin'e olsun, Nazarbayev'e olsun, şu anda Şanghay Birliği'nin içerisinde olanlara da söyledim. Başlangıçta 5 ülkenin kurduğu Şanghay İşbirliği Örgütü'ne daha sonra Özbekistan, Pakistan, Hindistan gibi ülkeler de dahil oldu... İran da girmek istiyor. Sayın Putin, "Bunu değerlendiriyoruz" gibi bir ifade de kullandı. Temenni ederim ki orada olumlu bir gelişme olması halinde, yani Türkiye'nin Şanghay Birliği içerisinde yer alması, bu konuda çok daha rahat hareket etmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.
-AB'den hiç yumuşama sinyali almıyor muyuz?
Yani, bunları anlamak mümkün değil. Öyle şeyler yapıyorlar, öyle şeyler söylüyorlar ki, anlamak mümkün değil. Bir bakıyorsunuz kuyruğu dik tutma derdindeler, bir bakıyorsun yelkenleri indirivermişler. Türkiye için hiçbir zaman hayırlı rüya görmediler. Pek görmeye de niyetleri yok. Zaman zaman şahsıma hakaretler, zaman zaman ülkemizde fikir özgürlüğü olmadığı, hak ihlalleri iddiaları... Almanya'da, Fransa'da, Belçika'da teröristler kol geziyor ama bu tür şeyleri umursamıyorlar. Ya da Belçika'nın, Ermenilerin soykırım iddiasını kabul etmedi diye bir milletvekiline partisinden atılmanın yolunu açacak kadar özgürlüklerden uzak olduğu unutuluyor. Mahinur Hanım'la ilgili yaptıkları işin izah edilir bir yanı var mı? Bunların özgürlük anlayışı bu kadar işte.
Başkanlık sistemi konusu
-Başkanlık ya da Cumhurbaşkanlığı konusundaki Anayasa değişikliğiyle ilgili ayrıntılar netleşti mi?
Şu anda iki lider görüştü. İki partinin belirleyeceği arkadaşların hazırlanan taslak üzerindeki çalışmasının olacağını biliyoruz. O çalışma sonrası liderler tekrar biraraya gelmek suretiyle nihai kararı verecekler. Parlamentoya getirecekler. Bütün mesele parlamentodan 367'nin çıkması... Olmazsa tabi 330 önemli. Bu durumda temenni ederim ki bu iş millete gider. Millet en sonunda yapacağını bu referandumla beraber hemen yapıp işi bitirmiş olur.
-Cumhurbaşkanlığı sisteminde yardımcı sayısı bir mi, iki mi olacak?
O konuda görev yasama organının. Yasama organından çıkacak neticeye göre halkımız oylamasını yapacaktır.
YPG'nin çekilmesi konusu
-ABD, YPG'nin Menbiç'ten çekileceğini vaad etti, açıkladı. Bir taraftan da Fırat Kalkanı operasyonuyla desteklediğimiz ÖSO El-Bab'a gidiyor ama Menbiç'ten çekilen YPG güçlerinin de El-Bab'a doğru bir hareketlenmesi söz konusu. Suriye'de son durum nedir?
El-Bab'a 2 kilometrelik bir mesafe kaldı. Öncelikle Afrin'in güneyinden orada bir El-Bab'la arayı kapatma gibi bir gayretleri var. Bizim de Özgür Suriye Ordusu'nun, tamamiyle El-Bab'a girip oradan Batıya değil Doğu'ya, Menbiç'e yönelmesini istiyoruz. Çünkü, Menbiç'ten PYD ve YPG'yi çıkarmak gerekiyor. Bu kararlılık görülünce ABD, "Tamam, buradan PYD ve YPG çıkacak" dedi. Bu sözün tutulmasını bekliyoruz.
-Yaz başında ülkemizdeki Suriyeli mültecilere vatandaşlık konusunu tartışıyorduk. Konuyu siz gündeme getirmiştiniz. Konu gündemden kalktı gibi.
Benim düşüncem aynı. Hükümetimizin de düşüncesinde aslında herhangi bir değişiklik yok. Onlar da aynı şekilde düşünüyor. Fakat orada önemli olan şey, çadır kentlerdeki insanların özellikle istihbari bilgilerinin tespiti. Bu bilgilerin gelmesinin ardından, tabi o yönde adımlar atılabilir. Ama, rastgele kalkıp o tür adımları atmak yarın bize başka sıkıntılar da getirebilir. Dolayısıyla çalışmalar devam ediyor, ama sözünü ettiğim hassasiyetler de göz önünde tutuluyor.
Rusya ile ilişkiler
-Rusya ile normalleşme süreci beklediğiniz hızda mı yürüyor? Bir yavaşlık söz konusu mu?
Şu anda fena değil diyebilirim. Çünkü, bu bir normalleşme süreci. Her şey bir anda olmaz. Zaten 5-6 Aralık gibi Sayın Başbakanımız Rusya'ya resmi ziyaret yapacak. O ziyarette de bu konular gündeme gelecektir. Ardından 2017'nin ilk çeyreğinde Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey toplantısı yapılacak. Dolayısıyla bu gidiş gelişler tabi üst düzeyli olarak devam ediyor.
-Güneydoğu için önemli bir teşvik paketi açıklandı. Ancak, bölgeye yatırım için bir harekete yol açmadı. Yatırımcıları oraya yönlendirmek konusunda bir adım atmak gerekiyor mu?
-Şu anda hükümet, devlet, yıkıma uğramış yerleri ihya etmenin gayreti içerisinde. O ihya, inşa hareketi bir bitsin, vatandaş da yeni yapılan evlerine yerleşirse, ondan sonra normalleşme süreci özgüveni artırır. O zaman yatırımcı oraya belki de çok daha rahat girme şansını yakalayacaktır.