Sandıkta sürekli kaybediyorlar: Laikçi bağnazların toplumda karşılığı yok

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bir televizyon programında “Ben çocuğumu erkeklerle aynı okula göndermek istemiyorum” diyerek kız çocuklarını okula göndermeyen ailelere ilişkin yaptığı açıklama CHP zihniyetinin hedefi oldu. Bakan Tekin’in, “Veliyi ikna etmek için gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz” sözleri, her fırsatta laiklik ve Atatürk maskesi ardına sığınarak İslam düşmanlığı ve darbe çağırısı yapan CHP zihniyeti tarafından hedef gösterildi. Kendinden başkasının fikrine yaşam hakkı tanımayan bu kesimin en büyük destekçisi olan başta LGBT ve Atatürkçü Düşünce Derneği olmak üzere bazı dernek ve STK’lar da toplumu gerçek amacıyla protesto yürüyüşü gerçekleştirdi. Karma eğitimde kız okulları tartışmasını Akademisyen Prof. Dr. Ahmet Akın, Akademisyen Prof. Dr. Bedri Gencer, Psikiyatrist Prof. Dr. Sefa Saygılı, İmam-Hatip Halil Konakçı, Avukat Yurdal Kılıçer ve Avukat Öznur Uslu Milat’a değerlendirdi.

Anadolu Öğretmen Erkek Lisesi’nde okuduğunu ifade eden Avukat Yurdal Kılıçer, “Ben sadece erkeklerin eğitim gördüğü bir lisede okudum. Üstelik Türkiye’nin en köklü liselerinden biri de İstanbul Erkek Lisesiydi. O zaman laiklik elden gitmiş mi oldu? Bu bir özgürlük meselesidir. İsteyen karma eğitimi seçer, isteyen de çocuğunu erkek ya da kız lisesine gönderir. Bunun örnekleri var bu ülkede. Aynı şekilde kız liseleri de mevcut. Bunu dile getirmenin anayasaya aykırı hiçbir yanı da yok. Fakat laiklik adı altında kaostan beslenenler, 28 Mayıs’ta yaşadıkları yenilgi dolayısıyla böyle bir gündem oluşturmaya çalışıyorlar. Bu onlar için yeni bir malzeme” dedi.

Kız okullarına karşı çıkanların bu toplumun sosyolojisini bilmediğini belirten Kılıçer, “Kız çocuklarına özel okullar açılması yönünde referandum yapılsa ‘evet’ çıkabilir. Bu millet onların kafasındaki, onların hayal dünyalarındaki sosyolojiye uygun değil. Bu yüzden söylediklerinin toplumda karşılığı yok. Eğer savunduklarının bir karşılığı olsaydı sandığa da yansırdı. Tam tersi bu kesim neyi savunduysa halk tam karşı tarafa teveccüh gösterdi. Çok partili hayata geçişten beri de bu böyle. Bu halkın yapısını, karakterini bir türlü kabul edemiyorlar” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de laikliğin din ne söylüyorsa onun karşıtı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bedri Gencer şöyle konuştu: “Ülkede insanlığın iyiliğine, fıtratına uygun olanın değil, tamamen dine karşıt olanın dayatıldığı bağnaz, fanatik ve dünyanın çok çok gerisinde bir laiklik anlayışı egemen. Batı’da herhangi bir akademisyenle bir siyasetçiyle ‘insanın fıtratına uygun olan karma mı, tek cinsli eğitim mi’ diye soğukkanlılıkla müzakere edebilirsiniz ama Türkiye’de en aklı başında diye bilinen seküler bir akademisyenle bile bu konuyu sağduyu ile tartışamazsınız. Hemen laikçi refleksle saldırgan tutumla karşılık verdiklerini görürsünüz. Türkiye’de giderek kızışan yüz yıllık inanç ve kültür savaşını, ideolojik çekişmeyi aşamadığımız için olayın pedagojik tartışmasına maalesef geçemiyoruz.”

Bazı velililerin karma eğitim konusunda hassas olduğunun altını çizen Prof. Dr. Sefa Saygılı, “Kız çocuklarının daha çok okula gidebilmesi için ayrı okullar açılmalı. Duygusal olarak gelişim aşamasında olan ergen kız ve erkek çocukları arasındaki kavgalar, kıskançlıklar eğitimi ikinci plana itiyor, bu da onların başarısını düşürüyor. Bu açıdan kız ve erkek çocuklarının yerine göre ayrı okullarda okumasında fayda var. Bu fikirlerin açıklanmasına bile tepki gösteren kesim, çocuklar daha muhafazakâr yetişir, kafaları karışmaz, daha başarılı olur diye istemiyor olabilir” diye konuştu.

Zeytinburnu İmam Hatip Kız Lisesi’nde öğretim gördüğünü kaydeden Avukat Öznur Uslu şu şekilde konuştu: “Aileler çocuklarını sadece kızların ya da sadece erkeklerin okuduğu okula gönderilebilmeli, isteyen de karma eğitimi seçebilmeli. Lise çağında ateşle barutu yan yana koymamak iyi olur, böylece derslerine daha güzel konsantre olurlar. Anne babalara böyle bir özgürlüğün tanınması lazım. Kızını erkeklerin olduğu ortama göndermek istemeyen ebeveynler de var. Bunu da göz önünde bulunduralım ki kız erkek bütün gençlerimiz okula erişip eğitimini tamamlayabilsin.”

Demokratik ülkelerde halkın her kesiminin farklı talepleri olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Ahmet Akın, “Türkiye’de belli bir süre öncesine kadar kız ve erkek okulları vardı. Ölçüt modernite laiklik vs ise birçok gelişmiş ülkede kız okulları var ve çok başarılılar. Bizdeki protestoların amacı ise laiklik kaygısı değil, daha önce kat sayısı ile imam hatiplere ve yasaklarla başörtülülere zulmeden bu kesimlerin protestosudur. Amaçları üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Neticede kız çocuklarını karma eğitimde okutmak istemeyen bir kesim var. Her talep oturup konuşulur, Anayasa’ya hiçbir aykırılığı yok. Laiklik yaygarası koparanların sosyal, ailevi ve ahlaki açıdan topluma zarar verecek her kararın yanında olduğunu görüyoruz. Çünkü genetik kodları böyle” dedi.

28 Şubat’a kadar Türkiye’de kız liselerinin olduğuna vurgu yapan İmam-Hatip Halil Konakçı, “90’lı yıllarda mütedeyyin ailelerin en büyük sıkıntısı okullarda süren başörtüsü yasağıydı. Cumhurbaşkanımız bu yasağı kaldırdı. Mahremiyet hassasiyeti olan ailelerin kız okulu isteği, hassasiyeti korumak adına önemli. Bu yüzden bakanımızın açıklaması bizi çok mutlu etti. Ayrıca kız çocuklarının okutulması arzusuna da muhteşem bir cevap oldu. Kız üniversitesi açılmasını isteyen hanım kardeşlerimiz de var. Şu an laik ABD’de, Avrupa’da ve Japonya’da binlerce kız okulu eğitim veriyor. İslami değerlere dikkat etmek isteyen aileler için kızlara özel okullar açılırsa çok güzel olacak. Kesinlikle sonuna kadar destekliyoruz. Buna karşı çıkan da malum Kemalist zihniyet. Bunlar İslami olan her şeye karşılar” ifadelerini kullandı.