Varank, Uludağ Üniversitesi Prof. Dr. M. Mete Cengiz Kültür Merkezi'nde, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından düzenlenen "Vefatının 30. Yılında Mümin Gençoğlu Anma Programı"na katıldı.
Programda konuşan Varank, Bursa'nın binlerce yıl boyunca farklı kültür ve medeniyetlerin etkisiyle, tarihin her döneminde çeşitliliği ve farklılığı hoşgörü potası içinde bir arada tutmayı başarabilmiş bir şehir olduğunu söyledi.
Bursa'nın yakın coğrafyadan Türkiye'ye göç eden soydaşlar için de her zaman güvenli bir sığınak olduğunu ifade eden Varank, "İşte bu hoşgörülü ve misafirperver şehir tarih boyunca pek çok kişiye yuva olduğu gibi Kırca Ali'nin Yiğitler Köyü'nde dünyaya gelen 'Mümin Aga'ya da yuva oldu. Bursa'nın Bulgaristan'dan Türkiye'ye göçen Mümin Gençoğlu'nu bağrına basması hem 'Mümin Aga' için hem Bursa için oldukça önemli ve anlamlıydı."dedi.
Mümin Gençoğlu'nun, hayatının her döneminde söz konusu misafirperverliğin hakkını fazlasıyla ödediğini belirten Varank, şöyle devam etti:
"Mümin Gençoğlu'nun hayatının her dönemi gençlerimizle geriden gelenler için önemli dersler barındırıyor. Gençoğlu kendi hayatında başarılı olmasının yanı sıra doğduğu, büyüdüğü topraklara da bigane kalmadı. 1980'li yılların ortalarında Bulgaristan'daki rejim tarafından yapılan akla hayale gelmeyen saldırılar, zulüm ve gözyaşı bırakın diriyi, soydaşlarımızın cenazelerine karşı işlenen insanlık suçları o zamanki Bulgaristan rejimi soydaşlarımızın ana dillerini, kültürlerini hatta ve hatta isimlerini yok etmeye çalışırken Gençoğlu'nun göç eden toplulukların sorunlarıyla ilgilenmek üzere Balkan Göçmenleri Kültür ve Dayanışma Derneğini kurması mühim ve stratejik bir hadisedir. Bu sayede Bulgar mezalimi sürekli gündemde tutulmuş, Bulgaristan Türkü kardeşlerimizin haklarını elde etmeleri için Bulgarlar üzerinde çok ciddi baskılar oluşturulmuştur."
Gençoğlu'nun Bulgaristan Türklerinin hakları için verdiği mücadelede eşsiz bir lider ve ilham kaynağı olduğunu vurgulayan Varank, "Onun cesareti, özverisi ve vizyonu halkının onuru ve özgürlüğü için savaşan bir nesle de rehberlik etti. Zorluklarla dolu bir dönemde bile asla pes etmedi ve her türlü engellemeyi, her türlü badireyi aşmayı başardı." diye konuştu.
Türkiye'nin soydaşlarını hiçbir zaman yalnız bırakmadığını dile getiren Varank, şunları söyledi:
"Zulmün doruk noktasına vardığı 1989 yılında başlatılan zorunlu sürecinde soydaşlarına kapılarını açtı, kucakladı ve onlara yuva oldu. Tabii burada Turgut Özal'ı da göstermiş olduğu liderlik için rahmetle anmamız gerekiyor. Öyle stratejik liderlikler gösterdiğinizde, cesur olduğunuzda, soydaşlarınıza sahip çıktığınızda işte bunun karşılığını da görüyorsunuz. Göç eden soydaşlarımızın problemleri için ülkemiz durmaksızın koşturdu. Hamdolsun özellikle son 20 yılda Türkiye'nin bu güçlü tutumu ivmelenerek şu anda devam ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı'mız liderliğinde artık vatandaşlarımızın haklarını daha güçlü bir şekilde savunuyor, arkalarında dimdik durabiliyoruz. Gerek milli kültürümüzün, gerekse de ana dilin korunması noktasında çok ciddi ve önemli adımlar atıyoruz. Yurtdışı Türkler Başkanlığı, TİKA, Yunus Emre Enstitüsü, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Maarif Vakfı'yla başta Balkan coğrafyası olmak üzere dünyanın her bölgesinde vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın ihtiyaçları için yer alıyoruz, oralarda varlık gösteriyoruz."
Ecdat yadigarı eserleri muhafaza etme ve restore etmenin yanı sıra eğitim, sanat, kültür, tarih ve ekonomik alanlarda iz bırakan projelere imzalar attıklarını anlatan Varank, şöyle konuştu:
"Temennim şudur ki milletimizin vereceği doğru kararla Türkiye'nin dünyadaki pozisyonunun giderek güçlenmesi önümüzdeki dönemde de devam edecektir. Ülkemiz evelallah tüm dünyada mazlumların sesi olmaya devam edecek. Aynı Mümin Gençoğlu'nun Bulgaristan Türkü soydaşlarımızın sesi olması gibi. Bu anma programında da görüyoruz ki eğer güçlü bir liderlik sergileyebilirsek biz soydaşlarımızın hakkını savunmada cesur olabilirsek inşallah soydaşlarımızın kendi yaşadığı ülkelerdeki varlıklarını da çok daha güçlü bir pozisyona getirebiliriz. O ülkelerde onların siyasetin artık bir nesnesi değil, öznesi konumuna gelmelerini sağlayabiliriz ve Türk dünyasının, soydaşlarımızın dünyada çok güçlü bir şekilde yer almasını sağlayabiliriz. İnşallah önümüzdeki dönemde bu varlığımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Bu anma programı da sadece Mümin Gençoğlu'nun hatırasını yaşatmakla kalmayacak. Aynı zamanda genç nesillere, onun mücadelesini ve değerlerini aktarma açısından önemli bir fırsat sunacaktır. Mümin Gençoğlu başta olmak üzere Bulgaristan'daki baskı ve zulme boyun eğmeyen ve direniş sırasında hayatını kaybeden düşük bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum."
Programda konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren ise Türkiye'nin bugünkü haline gelmesinde Kafkaslardan, Balkanlar'dan büyük Osmanlı coğrafyasından kopup şu an 784 bin kilometrekare olan ana vatanın oluşmasında emeği geçen göçmen toplulukların hatırlanması ve yad edilmesi gerektiğini belirtti.
Bunların içinde Balkan Rumeli göçmenlerinin çok önemli bir yer tuttuğunu dile getiren Eren, şunları kaydetti:
"Balkan Rumeli göçmenleri içerisinde de 20. yüzyıl boyunca farklı zaman dilimlerinde Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen Türklerin hikayesi bizler için ibret vericidir. Bu hikayenin farklı zaman dilimlerinde belki bireysel kahramanları çoktur. Özellikle 1980'lerdeki yoğun göç zamanı Bursa başta olmak üzere Türkiye'nin farklı şehirlerine Bulgaristan'dan gelen, Türklerin hamisi olmuş, onların babası olmuş göçmen babası 'Mümin Aga' ismiyle anılmaya başlanmış Mümin Gençoğlu'na herhalde vefa göstermek ahde vefa imandandır şiarının en büyük delillerinden bir tanesi olacaktır. Bu kapsamda bizler Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı olarak Balkanlar'ın mirasını yaşatmak için çok önemli çalışmalara imza attık."
Bakan Varank konuşmaların ardından Mümin Gençoğlu'nun hayatını kaybettiği trafik kazasında kimlik kartının kaybolması nedeniyle oğlu Turhan Gençoğlu'na üzerinde hatıra kimlik kartı olan tablo hediye etti.
Programa, Bursa Valisi Yakup Canbolat, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Uludağ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz, Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, AK Parti Bursa İl Başkanı Davut Gürkan, Gençoğlu ailesi ve vatandaşlar katıldı.