'Sana değil Mehmetçiğin gölgesine geldiler'

Başbakan Davutoğlu, ''Bir vekil Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Onlar Suriye'den senin için değil, Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız' diye geldiler' dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ahi Evran Külliyesi'ndeki 27. Ahilik Haftası töreninde, dün Bitlis-Diyarbakır yolunda göreve giderken hayatını kaybeden üç özel harekatçı için Allah'tan rahmet diledi ve alandakilerden Fatiha okumalarını istedi.
Başbakan Davutoğlu, hükümet programını okuduktan hemen sonra, ilham aldıkları hocaları olan, Hacı Bayram Veli'yi, Ebayübel Ensari'yi, Hazreti Mevlana'yı, Şeyh Edabali'yi ve Ertuğrul Gazi'yi ziyaret ettiğini anımsatarak, Ahi Evran'ın huzuruna gelmek ve ona ahlak ahdini ifa etmek üzere Kırşehir'e geldiğini söyledi.
"Bizim için herşeyin başlangıcı o ahlaktır"
Ahi Evran'ın ahlakını anlamayanların, sadece iktisadi ahlakı anlamamakla kalmayacağını, anı zamanda siyasi ahlakı da şahsi ahlakı da devlet ahlakını da anlayamayacaklarını vurgulayan Davutoğlu, "Bizim için herşeyin başlangıcı o ahlaktır. Ahi Evran'ı anlamayanlar, bu topraklara nüfuz etmiş kültürümüzü, şahsiyetimize nüfuz etmiş ahlakımızı, zihnimize nüfuz etmiş olan ilmimizi anlayamazlar. Eğer bir tek şahsın şahsiyetinde, serüveninde bütün bir milletimizin ruhunu keşfetmek mümkün olsaydı o kişiye gidin Ahi Evran'ı anlayın derdik" dedi.
"Sosyal devlet anlayışını bütün halka sirayet ettirdik"
Davutoğlu, Ahi Evran Külliyesi'ndeki 27. Ahilik Haftası töreninde yaptığı konuşmada, Başbakanlık görevini aldıktan sonra ilk el attıkları hususlardan birisinin iş kazaları, iş güvenliği olduğunu söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, TESK, TOBB'la, bütün sendikalarla oturup konuştuklarını anlatan Davutoğlu, orada da ifade ettiğini iş güvenliğinin insani bir sorumluluk, herkesin yerine getirmesi gereken bir vecibe olduğunu kaydetti.
"Biz devleti kudretli ve şefkatli kılacağız"
Özürlülere, engellilere, yaşlılara, kadınlara, çocuklara, öğrencilere nasıl sahip çıktıklarını herkesin bildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Çünkü biz soframızı herkese açmak şiarını benimsemiş Ahilik geleneğinden geliyoruz. Bundan sonra da sosyal devlet anlayışını bütün toplum kesimlerine yayarak sürdüreceğiz. Ve nihayet devlet ahlakı, bakınız buralarda konuşmak kolay. Yani 'kapını, sofranı, keseni, elini, herkese açık tut' demek kolay. Ama bunun uygulanabilmesi için devletin muktedir ve müşfik olması lazım. Biz hep şunu söyledik. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletini kudretli ve şefkatli kılacağız. Öylesine kudretli kılacağız ki sofraya ihtiyacı olan bize gelecek, emniyete ihtiyacı olan bize gelecek, sığınacak bir kapıya ihtiyacı olan bize gelecek ve biz ona bakacağız. Biz devletin bereketini, insanın insana hizmette gören bir ahlak anlayışından geliyoruz. İbn-i Batuta da 13. ve 14. yüzyılda yaptığı seyahatlerde sonradan kayıt düşer, Ahilik'le ilgili şunu söyler: 'Ahiler öyle insanlardır ki kim gelse kapısını açarlar, onların yanına yaklaşana herşeyi ikram ederler ve en önemlisi vurgunculara ve eşkıyalara karşı onları korurlar. İşte Ahilik budur.''
''Biz Ahi Evran'ın torunlarıyız, Moğolların torunları değil''
Türkiye Cumhuriyeti devletinin Ahi bir devlet olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
''Onun içindir ki Ahilik geleneğini benimsediği içindir ki bizim kapımıza gelen, bizimle emniyet bulmak isteyen, soframızda helal bir lokma yemek için kapımıza gelen, Suriyeli kardeşlerimize kapımızı açtık. Coğrafi olarak komşumuz olmasa bile 'Bize yardım eden birisi olmayacak mı? Bizim soframıza helal lokma getirecek birileri yok mu?' diyen Somali halkına bu toprakların helal rızkını götürdük. Her yere elimiz ulaştı, ulaşacak. Çünkü biz Ahi Evran'ın torunlarıyız, Moğolların torunları değiliz. Biz Ahi Evran'ın torunları olarak nasıl o dönemdeki istilaya karşı, mazlumun yanında olmuşsa Ahi Evran, Moğol zulmü geldiğinde, mazlumlarla birlikte ayağa kalkmışsa Ahi Evran, Allah şahittir ki hiç bir zalimin karşısında mazlumu yalnız bırakmayacağız. Bizim Ahi Evran'a verdiğimiz söz budur.
Şimdi 3 senedir Ahi Evran'ın torunları olarak Suriyeli yetimlere, kadınlara, yaşlılara, o kardeşlerimize sınırlarımızı açtığımız için bizi eleştiren, kıyasıya eleştiren bir Ahi çocuğu olan Bakan olduğum dönemde, bu kardeşinizi defaatlerce gensoru verenlere sesleniyorum: Gelin ve Ahi Evran'ın huzurunda bir ders alın. Ahi Evran'ın huzuruna geldiğinizde onun manevi şahsiyeti size diyecek ki: 'Eğer bir mazlum kapına gelirse, kapını kapatma, aç ona kapını' diyecek. Eğer bir aç ve yoksul kapına geldiğinde 'sofranı kapatma, aç sofranı' diyecek. Eğer birisi senin emniyetini aradığında, 'ona göğsünü,bağrını aç, koru' diyecek. Ahi Evran'dan nasibi olmayanlar, bizim mazlumlara sahip çıkan politikamızı anlamazlar. İşte nasıl son 3-4 yıl içinde Suriyeli kardeşlerimize son dönemde de Irak'tan gelen kardeşlerimize, dostlarımıza kapımızı açtıysak, açarken sen 'Arap mısın, Türkmen misin, Kürt müsün, Şii misin, Sünni misin, Nusayri misin, Hristiyan mısın, Müslüman mısın' demeden kapımızı açtıysak, bundan sonra da açacağız, bundan sonra da açmaya devam edeceğiz. Çünkü biz Hazreti Mevlana'nın , Ahi Evran'ın torunlarıyız. Bizi eleştirenler bu dersi alacaklar. Ahi Evran'ın torunları hiç bir şey karşısında eğilmezler. Merak etmeyin''
Davutoğlu, 1,5 milyon Suriyeliye bağırlarını açtıklarını, onlarla sofralarını paylaştıklarını belirterek, Ahi Evran ne dediyse onu yaptıklarını söyledi. Davutoğlu, yedi düvelin ne dediğinin değil, Ahi Evran'ın dediğini yapmanın önemli olduğunu söyledi.
Kırşehirlilere seslenerek, ''O kardeşlerimize kapımızı, soframızı açmamızdan razı mısınız?'' diye soran Davutoğlu, vatandaşların ''evet''yanıtı üzerine, ''Ahi Evran'ın torunlarından başka bir şey beklenmez zaten. Bunları açtık, açmaya devam edeceğiz'' dedi.
''Kaos çıkarmak isteyenlere fırsat vermeyeceğiz''
''Bakınız, son dönemde Kobani'den gelen kardeşlerimize de kapımızı açtık, hiç bir ayrım gözetmedik'' diyen Davutoğlu, ''Ama bir vekil tuttu, o kardeşimizi, o kardeşlerimizin elinden tutarak, sınırlarımızın içine çeken o aziz Mehmetçiğe taş atma edepsizliğini gösterdi. Ona buradan sesleniyorum; 'Suriye'den gelen o kardeşlerimiz etnik ve mezhebi kökeni ne olursa olsun gelenler, senin için gelmediler, sen orada olduğun için gelmediler, Mehmetçiğin gölgesinde huzur bulacağız' diye geldiler. Eğer Mehmetçik orada olmasaydı onlar o kapıya sığınamazlardı'' diye konuştu.
Bu toprakların muhafızının da hamisinin de millet olduğunu vurgulayan Davutoğlu, ''Eğer Mehmetçik o sınırı huzurla beklemesiydi, o kardeşlerimiz Türkiye'ye gelmezler, başka yere giderlerdi. Suriye ve Irak'a dönerdik biz. Bunu rüya görenler, bunu düşünenler hiç heveslenmesinler. Bu topraklarda bir daha kardeş kavgası yapılmasına da izin vermeyeceğiz, bu topraklarda kaos çıkarmak isteyenlere de fırsat vermeyeceğiz. Gerektiğinde Ahi Evran'ın ilim adamı vasfıyla bilgiyle donanacağız, gerektiğinde Ahi Evran'ın esnaf vasfıyla ahlakla donanacağız ve donandık ve gerektiğinde Ahi Evran'ın istilacılara karşı o yürekli cesur tavrıyla siyasi tavır göstermekte çekinmeyeceğiz, göstermeye devam edeceğiz'' ifadelerine yer verdi.
"Kırşehir'in rüyası hızlı trenle buluşmak"
Kırşehir'e Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan ile geldiğini dile getiren Davutoğlu, Kırşehir'in rüyasını bildiğini ve Kırşehir-Aksaray-Ulukışla hattıyla hızlı trenle buluşmak olduğunu söyledi.
Bunların proje çalışmasının tamamladığını ve uygulama aşamasına geldiğine işaret eden Davutoğlu, bunu Kırşehirlilere bir hem müjde olarak da zikrettiklerini aktardı.
Davutoğlu, Kırşehirlilerin bu hızlı trenle bütün Anadolu'yu kuzeyden, güneyden, doğudan, batıdan kesişim hatlarında burada buluşacaklarını bildirdi.
"İlham almaya geldik"
"Yeni Türkiye idealiyle ilgili olarak yine ilham almaya geldiklerini" dile getiren Davutoğlu, 12 yıl önce bu topraklara atılan tohumun yavaş yavaş toprağın üstüne doğru boy göstermeye başladığını kaydetti.
Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yeni Türkiye, bu tohumdan bir çınar üretme idealinin adıdır. Öyle bir çınar ki aynen kadim kültürümüzde olduğu gibi altına giren gümrahlaşan dalları altında emniyet bulsun, huzur bulsun, sükun bulsun. İnşallah Ahi Evran'ın huzurunda söz veriyoruz. Ahi Evran'ın ahlakıyla bezenerek söz veriyoruz. Onun attığı tohum nasıl bir büyük medeniyet kurulmasına öncelik etmişse, nasıl yeni bir siyaset, yeni bir ahlak, yeni bir iktisat, yeni bir düzen kurmayı gelecek nesillere bir emanet olarak tevdi etmişse ve bu gerçekleşmişse yine onun huzurunda söylüyoruz, bu toprağa atılan tohum artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni küresel bir güç, bir cihan devleti olarak göğsünde ve bünyesinde olan herkese huzur ve güven veren yeni bir çınar olarak inşa etmek bizim asli görevimizdir. Allah bu yolda bize Ahi Evran'ın ahlakıyla bezenmeyi onun izinde yürümeyi nasip etsin. Kapımızı, soframızı, elimizi herkese açık tutacak şekilde bizi kudretli kılsın. Devletimize ve milletimize zeval vermesin."
Davutoğlu'na Ahilik Onur Ödülü
Davutoğlu, konuşması sonrasında küçük bir çocuğu kucağına alarak sevdi. Kız çocuğunun, IŞİD tarafından Musul'da rehin alınanlar arasında bulunan Emin ve Sümeyye Ercan'ın 11 aylık kızı Ecrin Ela olduğu öğrenildi.
Şed kuşatma töreninin ardından ödül törenine geçildi. Bu yılın Ahilik Onur Ödülü Başbakan Davutoğlu'na Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli tarafından takdim edildi. Daha sonra Canikli ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Davutoğlu'na şed kuşattı. Yılın Ahisi Ödülü ise Gülizar Camcı'ya BaşbakanAhmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu tarafından verildi. Ahilik Hizmet Ödülü ise Şekerbank Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Basri Göktan'a, Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli tarafından takdim edildi.
Kaynak: AA