İNSAN hayaliyle yaşar... Yazar, hayaliyle yazar... Şair de hayalleriyle dizeleri şahlandırır. Gazeteci-yazar ve şair Ekrem Kaftan da hayallerinin peşinde koşan bir cengâver... Lise yıllarından beri hayalini kurduğu, "Köyüme Kütüphane Yapacağım" projesini gerçeğe dönüştürebilmek için son 5 yıldır, yoğun bir emek sarf etti, kendi cebinden binlerce lira harcadı. Ne Denizli Büyükyehir Belediyesi'nden ne de Tavas Belediyesi'nden maddi bir destek aldı. Kaftan, "Gölge etmesinler başka ihsan istemem abi" diye serzenişte bulunmuştu bir keresinde bana...
Bürokratik engeller
Kaftan, köy kütüphanesini yaparken, önüne bir sürü bürokratik engel çıktı. Oysa, onun tek amacı memleketine bir kültür hizmeti kazandırmaktı. Onunla gurur duymaları ve gereken her türlü kolaylığı sağlamaları gerekenler, ne yazık ki tam tersi, Kaftan'ı neredeyse hayalinden vazgeçirme noktasına getirmişlerdi.
Yılmadı, bırakmadı
Ekrem Kaftan kardeşim, bu projesini hayata dönüştürürken sık sık benimle istişare yaptı. Bu açıdan kendisine ayrıca müteşekkirim. Ben de elimden geldiğinde ona destek verdim, hayalinden asla vazgeçmemesi, mücadeleye devam etmesi gerektiğini, her türlü hukuki yollarla haklılığının ortaya çıkacağını söyledim. Öyle de oldu.. Çok az bir eksiği kaldı. Ehh artık bugüne kadar ona yardım eli uzatmayanlar, bir zahmet bari şu günlerde ona destek versinler.
Devrin Divan Şairi
Divan usulü şiirleri ve "Kâfi" mahlasıyla bilinen Ekrem Kaftan, modern dönemin Divan Şairi olarak haklı nam kazandı. Onun şiirlerini okuyanlar, sanki Osmanlı döneminin Divan Şairlerinden birini okur gibi olurlar...
Doğup büyüdüğü köy
Anadolu Ajansı’ndan iki sene önce emekli olan Ekrem Kaftan, 40 yıl boyunca sahip olduğu ve okuduğu yaklaşık on bin kitabı, başta doğup büyüdüğü köyü (Vakıf) olmak üzere bütün Türkiye’nin hizmetine sunmaya hazırlanıyor.
İstanbul İletişim mezunu
Ben Marmara Basın Yayın Yüksekokulu mezunuyum ama Ekrem Kaftan kardeşim, İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Bazı dönemler aynı mevkutelerde de çalıştık. Gelin şimdi biraz da Kaftan'ın sözlerine odaklanalım.
Kitap bulamazdık
Ortaokul ve lise yıllarında okumak için kitap bulamadığını belirten Kaftan, “Ortaokul ve lise yıllarında ilçede kitap satan iki kitapçı vardı ancak onlarda da aradığımız kitapları bulamazdık. Köyümüzde zaten hiç kitap yoktu. Ben de kitap okumayı çok seviyordum. Daha o yıllarda bir gün imkanım olursa köyüme bir kütüphane kurarak bütün milletin hizmetine sunacağım, diye kendime söz vermiştim” dedi.
Kültür Sanat Muhabiri
Meslek hayatı boyunca gazeteciliğin yanı sıra şiir, roman ve hikâyeler de yazan Ekrem Kaftan, kültür sanat muhabirliğini tercih ettiğini ve böylece kitaplara daha kolay ulaştığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Muhabirlik yıllarımda Cağaloğlu’nda ve Beyazıt’ta kitapçılar çok olduğu için mesai saatlerinden sonra soluğu kitapların arasında alıyordum. Yazarlar, şairler ve ilim adamları da tanıtmamız için bize kitaplarını hediye ediyorlardı. Bütün kitap fuarlarını iple çekerdim… Böylece yıllar içinde yaklaşık on bin kitap sahibi oldum. Aslında kitapları alırken hedefim zaten bir kütüphane kurmaktı. Allah bu imkânı nasib etti çok şükür.”
Medeniyetin iki kaynağı
Ekrem Kaftan, kütüphane kurmaktaki gayesini şu sözlerle dile getirdi: “Medeniyetler iki kaynaktan fışkırır. Birincisi kütüphane, ikincisi laboratuvar. İslam dünyası bu iki kaynağa önem verdiği müddetçe yükseldi ve dünyaya hükmeden medeniyet kurdu. Bu iki kaynaktan uzaklaştıkça da zayıfladı ve siyasi, askeri, iktisadi gücünü kaybetti. Milletimizin yeniden dünyaya adalet dağıtmak ve bütün mazlum milletleri korumak gibi ulvi bir görevi vardır. Zira asırlarca dünyaya adalet dağıtan millet biz olduk. Bunu yeniden başarmanın yolu, ilimde, fikirde, sanatta sürekli yükselecek nesiller yetiştirmektir."
Sosyal medya esirleri!
Bugün gençlerimizin, maalesef sosyal medyanın esiri haline geldiğini kaydeden Ekrem Kaftan, "Gençlerimizi yeniden kitapla buluşturmaya mecburuz. Bu sebeple, her Türk aydını kendi üstüne düşeni yapmak zorundadır. Ben de bir yazar, gazeteci ve şair olarak sahip olduğum bütün kitapları milletimizin hizmetine sunmaya çalışıyorum… Bu kütüphanede okuyan, araştıran, düşünen gençlerin sayısını arttırmak birinci görevimiz olacaktır. Yeni İbn-i Sina’lar, Harezmî’ler, Cezerî’ler çıkarmak zor değil… Gençlere hedef göstermek ve imkan vermek zorundayız. Aksi takdirde ülkemizi ve bütün İslam dünyasını Batı’nın kültürel kölesi olmaktan kurtaramayız" ifadelerini kullandı.
Ramazan ayında inşallah
Kütüphanesinde Türkiye’de son yüz yılda yayınlanmış çok kaliteli eserlerin bulunduğuna dikkati çeken Kaftan, “Çok şükür kitap sıkıntımız yok. Kütüphane kurmak istediğimizi öğrenen çok sayıda hocamız ve yayıncı da gönüllü olarak katkıda bulunuyorlar. Şu anda kütüphaneyi profesyonel hale getirme çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz Ramazan ayında kütüphanemizi ülkemizin hizmetine açmaktır” diye konuştu.
Tavas Vakıf Mahallesi
Denizli ili Tavas ilçesi Vakıf Mahallesi’nde yazarın adıyla açılacak kütüphane , halen kapalı olan bir okulun karşısında bulunuyor. Kaftan, bunu da şöyle açıklıyor: “Kütüphane yerini tesbit ederken birinci hedefimiz köyümüzün çocuklarının kütüphanemize kolay ulaşmasıydı. Ancak okul maalesef şu anda kapalı. Devletimizden beklentimiz, bilhassa salgın sürecinde bu mükemmel okulun tekrar eğitime açılması ve gençlerin kütüphanemizden yararlanmasının, okuyup araştırmasının sağlanmasıdır” dedi.