Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2018 yılı verileri baz alınarak hazırlanan "İnsani Gelişme Raporu 2019"a göre, Türkiye, İnsani Gelişme Endeksi'nde, 0,806'lık değere ulaşarak, 189 ülke arasında 59'uncu sıraya yükseldi ve ilk kez "çok yüksek insani gelişme" kategorisine girmeyi başardı.
Uzmanlar, Türkiye'nin endeksteki yükselişinde sağlık sektöründeki gelişmelerin etkili olduğunu ifade etti.
UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Claudio Tomasi, AA muhabirine, İnsani Gelişme Raporu'nda eğitim, sağlık ve gelir gibi farklı başlıklarda insani gelişme düzeyinin ele alındığını söyledi.
Türkiye'nin 1990'dan 2018'e kadar beklenen yaşam süresi, ortalama öğrenim süresi ve kişi başına düşen milli gelirde önemli bir gelişme gösterdiğini belirten Tomasi, şöyle konuştu:
"Bu 3 konu, Türkiye'yi İnsani Gelişme Endeksi'nde 'çok yüksek insani gelişme' kategorisine taşıdı. Özellikle beklenen yaşam süresindeki artışın Türkiye'de yüksek olmasının nedeni, ülkenin başarılı bir şekilde yürüttüğü sağlık reformları, sağlığa evrensel erişim ve çocuk ölümlerinin azalması. 1990'a baktığımızda 64 olan beklenen yaşam süresi, 2018'de 77 yıla yükseldi. Beklenen yaşam süresindeki 13 yıllık artış büyük bir başarı."
Tomasi, Türkiye'deki ortalama öğrenim süresinin de artış gösterdiğine işaret etti, satın alma gücü paritesine göre ülkedeki kişi başına gayrisafi milli gelirin de son 28 yılda 11 bin dolardan 24 bin dolara yükseldiğini bildirdi.
Türkiye'nin performansına övgü
İnsani Gelişme Endeksi'nin son 28 yılda küresel ölçekte yüzde 20 artış gösterdiğine dikkati çeken Tomasi, bu artışın Türkiye'de yaklaşık yüzde 40 seviyesinde olduğunu dile getirdi.
Tomasi, Türkiye'nin kaydettiği gelişmeyle birçok ülkeden yüksek bir performans sergilediğini ifade ederek, yüksek ve düşük insani gelişme gösteren ülkeler arasındaki farkın açıldığını kaydetti.
Eğitim, teknoloji ve iklim değişikliği gibi yeni nesil eşitsizlikler bulunduğuna işaret eden Tomasi, sel, doğal afet, aşırı hava olayları gibi iklim krizlerinden en çok zarar görenlerin İnsani Gelişme Endeksi'nde sıralamanın en altında kalan ülkeler olduğunu, buralardaki yoksul insanların krizlerden daha çok etkilendiğini söyledi.
Tomasi, yapay zeka, otomasyon gibi hızla gelişen teknolojilerin daha fazla eşitsizliğe ya da daha iyi bir yaşama yol açabileceği konusunda tartışmaların olduğunu hatırlattı.
Ekonomideki teknoloji odaklı değişimin Türkiye için zorluklara ve fırsatlara neden olduğunu belirten Tomasi, ülkenin son yıllarda eğitim ve insan kaynağına önemli yatırım yaptığını dile getirdi.
"Türkiye toplumsal cinsiyet adaletinde performasını düzeltmeli"
TEPAV İcra Direktörü Prof. Dr. Güven Sak da raporun uzun vadeli göstergelere dayandığına dikkati çekerek, "Sağlıkta yaşam beklentisindeki artış, çocuk ölümlerindeki azalma, aynı zamanda milli gelir rakamlarında uzun dönemli performans Türkiye'ye bu başarıyı getirmiş görünüyor." dedi.
Sağlıktaki gelişmelerin daha kolay ulaşılabilir hale geldiğini belirten Sak, şunları kaydetti:
"Türkiye'de yaşam beklentisinin artışında, çocuk ölümlerinin azalmasında son 15-20 yılda kat ettiğimiz mesafe son derece önemli. Bunda da sağlık reformu çalışmalarının katkısı var. Elbette, elde edilen başarılara değil, bundan sonra yapılması gerekenlere bakılması gerekiyor. Süreç olarak baktığımızda ne tür adaletsizlikler ortaya çıkacak, onlara odaklanmamız önemli. Türkiye'nin toplumsal cinsiyet adaleti konusundaki performansının da düzelmesi gerekiyor."
Yeni teknolojilerin Türkiye'de bir dizi eşitsizliğe yol açacağını dile getiren Sak, Türkiye'nin eğitimi dönüştürme konusunda da yapacak önemli işlerinin bulunduğunu ifade etti.