Güzel bir cilt, ışıldayan saçlar ve sağlıklı tırnaklar… Hemen herkes bu özelliklere sahip olmak istiyor. Gençken tüm bunlara sahip olunsa da yaş aldıkça sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bu kez devreye bakım ürünlerinden gıda takviyelerine kadar pek çok seçenek giriyor. Özellikle son yıllarda bu tip ürünlere olan ilgi giderek artıyor.
Vücut gerek yaş alma gerekse çevresel koşulların etkisiyle cildin, saçların hatta tırnakların ihtiyacı olan vitamin ve minarelleri her zaman yeteri kadar sağlayamıyor. Bu gibi durumlarda destek kaçınılmaz oluyor. Ancak destek ürünleri ihtiyaca göre ve dozunda almak; en önemlisi de uzman kontrolünde kullanmak gerekiyor.
Peki gerek cilt gerek saç gerekse tırnaklar için vücudumuz hangi vitamin ve minerallere ihtiyaç duyuyor? Bunları besinler yoluyla almak mümkün mü? Takviye gerekiyorsa nasıl bir yol izlenmeli? Merak edilenleri Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkin Zindancı TRT Haber’e anlattı.
“Keratin vücudumuzun ürettiği, vücudumuzun dengeli, sıkı durmasını sağlayan bir protein. Saçların daha iyi uzamasını, kırılmamasını, tırnakların zayıflamamasını sağlar. Keratinin güçlü olması, derinin sağlam olmasına yarar.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi Dermatoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlkin Zindancı
Kreatin desteği önemliDeri, saç ve tırnakların sağlıklı olmasını sağlayan başlıca madde olan keratini anlatarak başlıyor sözlerine Prof. Dr. Zindancı. “Keratin vücudumuzun ürettiği, vücudumuzun dengeli, sıkı durmasını sağlayan bir protein” diyor ve şöyle konuşuyor:
“Saçların daha iyi uzamasını, kırılmamasını, tırnakların zayıflamamasını sağlar. Keratinin güçlü olması, derinin sağlam olmasına yarar. Yapısında sistin, lizin gibi pek çok aminoasit yer alıyor. Güçlü bir keratin yapısı için B12, biyotin, C vitamini, niasin, folik asit, selenyum, bakır gibi birtakım vitamin ve minerallere ihtiyaç var. Bunların hepsi ayrı ayrı vazifeleri olan destekler… Birinin eksik olması keratinin yapısını güçsüz kılacağı için saç, tırnak ve deride zayıflama olacaktır.”
Biyotinin fazlası vücuttan atılıyor
Son günlerde özellikle deri üzerinde olumlu etkileri olduğuna değinilen biyotinin adı sıkça duyuluyor. Peki doku yenileyici ve enerji üretici bir vitamin olan biyotini vücut kendi kendine üretebiliyor mu? Sorunun cevabını yine Prof. Dr. Zindancı’dan öğreniyoruz.
“B7 vitamini ve H vitamini olarak da bilinen biyotin dışarıdan alınıyor ve depo edilmiyor. Suda eridiği için fazlası idrarla atılıyor. O yüzden dışarıdan alınması gerekiyor. Ama biyotinin tek fonksiyonu deri değil... Kardiyovasküler hastalıklarda, metabolik süreçlerde; örneğin kolesterolün düşürülmesi gibi pek çok yerde etkisi var.”
Cilt, saç ve tırnakla ilgili hangi durumlarda biyotine ihtiyaç duyulduğunu ise Prof. Dr. Zindancı şöyle açıklıyor:
“Biyotin, keratin üretiminde çok gerekli olduğu için saç dökülmesi ve tırnak kırılmaları gibi şikayetler olduğunda öneriyoruz. Çünkü biyotin eksikliğinde saç dökülmesi ve tırnak kırılmaları görebiliriz.”
Biyotini dozunda almak şartBu noktada bir konuya da dikkat çekiyor Prof. Dr. Zindancı ve “doz” uyarısı yapıyor:
“Şu anda piyasada bunun çok yüksek dozları var. Aslında bu kadarına ihtiyaç yok. Vücudumuz için 30-50 mikrogram biyotin yeterli.”
Vücuttaki biyotin eksikliği beslenmeyle de yerine koyulabiliyor. Bunun yolu, her konuda olduğu gibi sağlıklı ve dengeli beslenmekten geçiyor. Hangi besinlerin biyotinden yana zengin olduğunu Prof. Dr. Zindancı'dan öğreniyoruz:
“Örneğin baklagiller biyotinden zengin. Yine yumurtanın sarısı, fındık, fıstık, ıspanak, soya fasulyesi gibi gıdalar ile sığır ciğerinde de bulunuyor. Bunlarla beslenmek de aslında biyotin eksikliğini azaltır.”
Doğduğumuz andan itibaren derinin alt tabakalarında elastik liflerimiz ve kolajen liflerimiz var. Bunlar birbiriyle dengeli, paralel şekilde durarak derinin altında elastikiyetini sağlıyor. Ancak 25-30 yaşından sonra hem deride hem eklemlerde hem de kıkırdakta bunlar azalıyor. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki kişilere kolajen takviyesini sadece saç ve deri için değil kıkırdak doku ve eklemler için veriyoruz.
İlerleyen yaşlarda kolajen desteği gerekiyorDeri, cilt ve tırnak sağlığı için önemli olan bir başka madde ise aynı zamanda vücudun pek çok organı için gerekli olan kolajen…Vücut proteinlerinin neredeyse üçte birini oluşturan kolajenle ilgili Prof. Dr. Zindancı şöyle konuşuyor:
“Doğduğumuz andan itibaren derinin alt tabakalarında elastik liflerimiz ve kolajen liflerimiz var. Bunlar birbiriyle dengeli, paralel şekilde durarak derinin altında elastikiyetini sağlıyor. Ancak 25-30 yaşından sonra hem deride hem eklemlerde hem de kıkırdakta bunlar azalıyor. Özellikle belli bir yaşın üzerindeki kişilere kolajen takviyesini sadece saç ve deri için değil kıkırdak doku ve eklemler için veriyoruz.”
Kolajeni sürekli değil, 3 aylık kürler şeklinde öneriyoruz. Çünkü gereksiz ve aşırı kullanımı özellikle böbrek ve kardiyovasküler sistemde birtakım hastalıklara sebep olabilir.
Kolajenin antioksidan bir özelliğe sahip olduğunun altını çizen Prof. Dr. Zindancı, bunun derinin elastikiyetini sağlamasının yanı sıra zararlı maddeleri nötrlediğini de belirtiyor. Prof. Dr. Zindacı, kolajenin kullanımıyla ilgili bir ayrıntıya da dikkat çekerek, “Kolajeni sürekli değil, 3 aylık kürler şeklinde öneriyoruz. Çünkü gereksiz ve aşırı kullanımı özellikle böbrek ve kardiyovasküler sistemde birtakım hastalıklara sebep olabilir” diyor.
Hangi besinlerin kolajen yapımında etkili olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
“Özellikle balık, yumurta akı, paça, kemik suyu gibi gıdalarda kolajen miktarı oldukça yüksek. Bunlardan zengin beslenme de -takviye kadar olmasa da- faydalı oluyor.”
Bitkisel destek önerileriSaçlar, tırnaklar için önemli olan bir başka mineral ise çinko… Bağışıklık sistemi için de gerekli olan çinko, vücut tarafından sentezlenmediği için dışarından takviye ediliyor. Sadece çinko değil selenyum, bakır hatta demir de bir o kadar önemli… “Bunların eksikliği varsa mutlaka takviye etmeye çalışıyoruz” diyen Prof. Dr. Zindancı, bazı bitkisel ürünlerin faydasına dikkat çekiyor:
“Örneğin üzüm çekirdeğinin antiaging etkisi var. Atkuyruğu ekstresi ve cücepalmiye otu da saça ve tırnağa gereken takviyeler arasında yer alıyor. Mesela cücepalmiye otu içindeki bir maddeden dolayı özellikle erkek tipi bir saç dökülmesinde işe yarıyor. Üzüm çekirdeği ekstresi hem gençleşmede hem saç tırnak takviyesinde kullanılabiliyor.”