FETÖ'nün 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan çoğunluğu polis 30 şüpheli hakkında hazırlanan iddianame, Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.
Örgütün kuruluş amacı, hiyerarşisi ve yapılanmasıyla ilgili detayların anlatıldığı iddianamede, polislerin usulsüz dinlemeleriyle elde ettikleri verileri örgütün çıkarları doğrultusunda kullandıklarına dair bilgilere yer verildi.
İddianameye, söz konusu şüpheliler ve bağlantılı oldukları örgüt üyelerinin, tehdit ve şantajla aldıkları rüşveti "himmet" olarak örgüte aktardığının anlatıldığı "ihbar mektupları" da delil niteliğinde eklendi.
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben Emniyet Genel Müdürlüğüne gönderilen, kentteki FETÖ/PDY içinde yer alan bazı emniyet personeli ve yargı mensuplarının örgüt adına işledikleri suçların yazıldığı ihbar mektubunda, şu ifadeler yer aldı:
"Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin polisi olarak, Bursa'da FETÖ polis mensuplarının hukuk dışı dinlemelerinde yaşadığımız ve duyduğumuz gerçek olaylarla yürütülen soruşturmalara katkıda bulunmak istiyoruz. Cemaatin kontrolündeki Bursa emniyetinde görevli H.Y, F.T, M.Y, Ü.Y, M.O, S.K, M.Ç. (soruşturma kapsamında tutuklular) tarafından tüm Bursa genelinde iş adamları, tüm parti milletvekilleri, kendilerinden olmayan polis amir memurları, yargı, MİT ve askeri personele yönelik dinlemeler gerçekleştirilmiştir."
Bu kişilerin, dinlemelerde hukuki bir suç unsuruna rastladıkları kişileri tehdit ederek kendi adlarına çalışmalarını istediği vurgulanan ihbar mektubunda, şöyle denildi:
"Himmet adı altında haraca bağlamışlar, mevcut iş yerlerini göstermelik ücretlerle kiralamak suretiyle ellerinden almışlardır. Buna eyvallah demeyenler ise Bursa adliyesindeki savcılar aracılığıyla cezaevine gönderilmiştir. Bu şeref ve haysiyet cellatları, hukuki suça rastlayamadıkları, dolayısıyla içeri tıkamadıkları, kendilerine eyvallah demeyenleri de sosyal ve iş çevrelerine bizzat giderek dinlemelere ekledikleri hususları da aktararak haysiyet ve itibarlarıyla oynamışlardır. Bu örgüt yargı içinde de etkin olmuştur. Diğer yandan sürekli olarak TSK ve MİT personelini izlemişlerdir."
Bursa'da yüksek miktarda himmet talep ettikleri, tanınmış zengin iş adamlarının istediklerini vermemeleri durumunda ilin üst yöneticilerinin devreye sokulduğu belirtilen ihbar mektubunda, il yöneticilerinin de okul yaptırılacağı vaadiyle her defasında iş adamlarından en az 150'şer bin lira himmet topladığı ifade edildi.
Fuhuş operasyonunda gözaltına alınan iş adamlarıZengin iş adamlarından himmet ya da okul bağışı altında paraların aralıksız toplandığı anlatılan ihbar mektubunda, şunlar kaydedildi:
"Ayrıca gece hayatına düşkün olan iş adamı ve bürokratlar takip edilmiş, görüntülenmiş ve daha sonra gittikleri otel veya özel villalarda baskınla gözaltına alınarak tehditle kendilerinden himmet toplanmıştır. Birkaç iş adamı, 18 yaşın altında bir kızın da yer aldığı kadınlarla ilişkiye girildiği belirtilen bir fuhuş operasyonunda gözaltına alınmış, daha sonra cemaate 500'er bin dolar himmet vermek suretiyle olaydan sıyrılmışlardır. Bu konuyu da eski istihbaratçı bir emniyet müdürü organize etmiştir. Bu kişi, himmetin yanında kendisine ev aldırmış ve aylık bağlatmıştır."
İhbar mektubunda, FETÖ üyelerinin, Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) yönetimini ele geçirmek için de tehdit ve şantaj yoluna başvurduklarına işaret edilerek, "FETÖ'nün kafa koparma operasyonları neticesinde dönem içinde terörle mücadele, istihbarat, asayişde çalışan polisler örgüte himmet toplanmasında önemli görev almıştır. Bunlar ayrıca kendilerine de Bursa'da ev, arsa almışlardır." ifadeleri kullanıldı.
Başka bir ihbar mektubunda ise "FETÖ'nün şantaj çetesi, sahte IP adresinden girdikleri telefonlara kendileri görüşme yaparak, mesaj çekerek oluşturdukları yalan görüşme raporlarıyla, kontrol ettikleri hayat kadınlarıyla kurdukları tuzaklarla hedef gördükleri herkese şantaj yapmışlar, himmet toplamışlar, ters gelen polislerin ve bürokratların da memuriyetten atılmalarını, uzaklaştırılmalarını sağlamışlardır." ifadelerine yer verildi.