RÖPORTAJ: ÖZLEM DOĞAN
Yüksek Seçim Kurulu ve RTÜK'ün adeta sansürleşen cezaları şaşırtmaya devam ediyor. Başta AK Parti olmak üzere bütün siyasi partilerden, haber alma özgürlüğünü kısıtlayan ve sansür yasası haline gelen Yüksek Seçim kurulu kanununun değiştirilmesi gerekiyor. Seçimlerin ardından özellikle A Haber'e verdiği yayın durdurma cezalarına da komik bahaneler üretiliyor. YSK ve RTÜK tarafından A Haber'e uygulanan ölçüsüz yaptırımları A Haber Haber Müdürü Murat Yancı ile konuştuk.
YSK ve RTÜK, A Haber'e hangi gerekçeleri öne sürerek rekor ceza verdi?
Yüksek Seçim Kurulu, Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun raporları doğrultusunda her seçim dönemi sonrası A Haber'e adeta bir fatura kesiyor. Birbiri ardına cezalar geliyor. Ama en ağır ceza furyasını 1 Kasım seçimlerinin ertesinde aldık. Birbiri ardına yağmur gibi cezalar yağdırıldı. Kimi cezalar seçim yasaklarıyla ilgiliydi.
CUMHURBAŞKANI VE BAŞBAKANI KONUK ETTİĞİMİZ İÇİN CEZALANDIRILDIK
Verilen cezaların içeriği nedir?
'A Haber siyasi partilerle ilgili şu kadar olumlu, şu kadar eleştirel haber yapmış, eleştirel haberin süresi fazla olmuş' deniyor. Medyanın en önemli görevlerinden biri de eleştirmek değil mi zaten? Yani ben milletin çıkarına aykırı bile olsa olumlu haber mi yapacağım? Siyasi partileri eleştiremeyecek miyim? Üstelik Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun konuyu incelettiği Bilirkişi bile "Cezaya gerek yok" raporu vermiş. Buna rağmen RTÜK üyeleri cezaya karar vermiş. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Başbakan Davutoğlu'nu yayına çıkardığımız için bile ceza aldık.
Bir haber kanalının Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ı ekrana çıkardığı için ceza alması dünya televizyonlarında rastlanılan bir durum mu?
Dünyanın hiçbir yerinde eşine rastlanamayacak bir uygulama bu. Diğer tüm kanallar Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın bize yaptığı açıklamaları kaydedip kullandı. Çünkü biz habercilik yaptık. Ülke gündemine dair önemli konuları konuştuk. Tüm medya kuruluşları da kullandı. Ancak A Haber dışında hiçbir medya kuruluşu o açıklamalara yer verdiği için cezalandırılmadı. Sadece A Haber'e "Neden Cumhurbaşkanı'nı, Başbakan'ı yayına çıkardın?" denilerek fatura kesildi.
ETKİLİ YAYINCILIĞIMIZ HEDEF ALINDI
YSK ve RTÜK'ün hedefinde neden özellikle A Haber var?
A Haber'in bu denli hedef olmasının sebebi aslında çok açık. Özellikle son iki yıldır çok değerli bir atılım yaptı. Zirveye demir attı. En çok izlenen haber kanalı oldu. Etkili bir yayıncılık yapılıyor. Vatandaş bir konuda bilgi sahibi olacak veya karar verecekse A Haber'de ne söylendiğine mutlaka bakıyor. Bunu da biz söylemiyoruz. Yaptığımız saha araştırmaları ve bize gelen tepkilerin ortaya koyduğu bir sonuç bu. Çünkü A Haber sadece görüneni değil, perde arkasındakini de anlatıyor. Deşifre ediyor. Bu da izleyicinin teveccühünü kazanmasında önemli bir etken oldu. Yayıncılıkta çok farklı bir çizgi oluşturdu. A Haber'in bu etkisi belli çevrelerce kırılmak isteniyor. Ağır cezalar vererek, maddi ve manevi yönden terbiye edilmek isteniyor A Haber. Daha açık bir tabirle, "Sus" deniyor. Mesele bu.
Her fırsatta basın özgürlüğünden bahseden muhalif kesim A Haber'in aldığı cezalara ilişkin eleştiriye dönük herhangi bir söylemde bulundu mu?
Hayır. Çünkü Türkiye'de A Haber'i susturmak isteyen sansürcü bir zihniyet var. Bakmayın her fırsatta basın özgürlüğünden bahsetmelerine. A Haber'e gelen her cezanın ardından büyük bir sevinç yaşadıklarını gördük. Tek bir açıklama veya sorgulamaları yok; "Neden A Haber'e böyle ağır cezalar veriliyor?" diye. Söz konusu olan A Haber ise 'Sansür' teferruat bu kendine özgürlükçü kesimler için. Sansürün en dramatik şekli A Haber'e uygulanıyor.
BU CEZALAR MEMLEKET MESELESİ
A Haber'e verilen bu ağır cezalarda muhalefetin de rolü olduğunu düşünüyor musunuz?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nda A Haber'e ceza yağdırmak konusunda CHP, MHP ve HDP'li üyelerden oluşan bir ittifak sağlanmış. Cezaların hepsinin altında o ittifakın imzaları vardı. Yani mesele sadece A Haber'in meselesi değil. Mesele memleket meselesidir. Bir an önce yeni yasal düzenlemeler hayata geçirilmeli. Çağın gereklerine uygun bir kanun ve yapılanmaya geçilmeli. Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun vicdanları yaralayan sansür uygulamalarına son verilmeli.
Cumhurbaşkanına ve hükümete hakarete varan eleştirilere rağmen ciddi ceza almayan medya kuruluşlarına büyük yaptırımlar uygulanmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
CnnTürk, Ntv, Habertürk ve hatta Halk Tv bizim aldığımız cezaları alsa şu anda kıyamet kopmuştu. Ancak A Haber ceza alınca kimse sesini çıkarmıyor. Biz hiçbir medya kuruluşunun ceza almasını istemiyoruz, asla da istemeyiz. Ancak beklerdik ki; biz bu denli ağır cezalar alırken bahsettiğimiz diğer televizyon kanallarından bir ses gelsin. Ama maalesef ne bir ses, ne de nefes duyabildik yanımızda.
VİCDANLAR YARALANDI
Seçim döneminde özellikle bazı kanallara yönelik kayırıldıkları yönünde iddialar var. Bu iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası A Haber'e verilen hukuk ile açıklanamayacak, vicdanları yaralayan cezaların ardından böyle bir intiba oluştu. Çünkü bazı kanallara ne yaparlarsa yapsınlar ceza verilmemesi böyle bir kanının oluşmasına neden oldu. Biz ilkesel olarak hiçbir medya kuruluşuna ceza verilmemesini arzu ediyoruz. Başka kanalların aldığı cezalar bizi mutlu etmez. Aksine hiçbir ayrım gözetmeden verilen haksız cezalara yönelik mağdurlardan yana tepki koyuyoruz. Ancak bazı medya kuruluşlarının yaptıkları yayınlar sürekli olarak görmezden gelinirken sürekli olarak A Haber'in hedefe konması kabul edilebilecek bir şey değil. Şu an yapılan bu.
Hakaretle basın özgürlüğünü birbirine karıştıran medya kuruluşları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Bazı medya kuruluşları maalesef hakaret etmeyi yayıncılık olarak görüyor. Kimi zaman devletin zirvesini, kimi zaman A Haber'i ve içinde yer aldığı Turkuvaz Grubu'nu hedef alıyorlar. Bu hakaretleri basın özgürlüğü diye niteleyip hoşgörüyle yaklaşanlar, A Haber'e haksız, hukuksuz cezalar kesiyor. Kamu alanına kaçak yapıldığı belediye tarafından tespit edilip yıkılan bir garaj için bile ceza aldı A Haber. Oysaki kamu hakkını savunduk. Kaçak yapıya karşı çıktık. Yani bir medya kuruluşunun yapması gereken en önemli görevlerden birini yerine getirdik. Ancak A Haber'e maddi yaptırım uygulanıyor. "Neden kamu hakkını savunuyorsun?" deniyor adeta.
KAMU HAKKINI SAVUNDUK DİYEu2026
Kaçak yapılaşmayı ekrana getirmenizden ötürü aldığınız cezaya ne gerekçe gösteriyorlar?
Garajın kaçak olduğunun haber yapılması, kanunları hiçe sayan o kişinin küçük düşmesine neden oluyormuş. Yani Radyo ve Televizyon Üst Kurulu suç işleyenin hakkını kamu hakkından daha önemli gördü. Kamu hakkını gasp eden birinin bu gaspını duyuran ve önleyen A Haber cezalandırıldı. Bunu hangi hukukla açıklayacaksınız? Bir medya kuruluşu kamu hakkını bile savunamayacaksa neyi savunacak? Radyo ve Televizyon Üst Kurulu halen bu konularda bir açıklama yapabilmiş değil.
Yayın durdurma cezaları süresince ekranlarda gösterilen belgeseller nasıl belirleniyor peki?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun yayınlanması için gönderdiği ceza belgeselleri de akıl almayacak içeriklerle dolu. En yenisi 15-20 yıllık bu belgeseller güncelliğini yitirmiş. Bilim belgeseli diye yayınlatılıyor mesela. Ancak o belgeselde anlatılan bilimsel veriler gerçekliğini kaybetmiş. RTÜK, İslamiyet'e aykırı unsurlar içeren bir ceza belgeseli bile yayınlattı bize. A Haber'in yayın çizgisiyle uyuşmayan "Anadolu mucizesi; Zeytin" adlı bu belgeseli zorla yayınlattılar. Böyle bir durumda bir art niyet olduğunu düşünmemeniz mümkün değil. Çünkü sansürün ötesinde bir itibar suikastı da yapılmış oluyor bu ceza belgeselleri yayınlatılarak.
BU YAPIYA NEŞTER ATILMALI
Özel kanallara sürekli ceza yağdıran RTÜK gibi kurumun varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu uzay çağı olarak nitelenen 21. yüzyıla yakışmayan cezalara imza atarak vicdanları kanattı. A Haber'e verilen bu cezaların ardından tarafsız davranmadığı yönünde bir kanaat oluşturdu. Kurumdan konuştuğumuz bazı kişiler de bu düşünceleri teyit eden açıklamalar yaptı bize. "A Haber çok göz önünde. Sizde yapılan haberler gündem olduğu için biraz fazla ceza verilmiş olabilir" diyenler oldu. Bana göre bu sözün bittiği yerdir. Oradaki bu zihniyete ve o yapılanmaya bir an önce neşter atılmalıdır.
*** Bize, "A Haber çok göz önünde. Sizde yapılan haberler gündem olduğu için biraz fazla ceza verilmiş olabilir" diyenler RTÜK yetkilileri oldu. Bana göre bu sözün bittiği yerdir. Oradaki bu zihniyete ve o yapılanmaya bir an önce neşter atılmalıdır.
*** Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun konuyu incelettiği Bilirkişi "Cezaya gerek yok" raporu vermiş. Buna RTÜK üyeleri cezaya karar vermiş. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu yayına çıkardığımız için bile ceza aldık.
*** Türkiye'de A Haber'i susturmak isteyen sansürcü bir zihniyet var. Bakmayın her fırsatta basın özgürlüğünden bahsetmelerine. A Haber'e gelen her cezanın ardından büyük bir sevinç yaşadıklarını gördük.