Riya'nın Hakikati ve Kendisiyle Riyakârlık Yapılan
Riya 'rüyet' kökünden gelir. Süma ise sima (duymak) kökünden gelir. Riyanın temeli, halka hayırlı hasletleri göstermek suretiyle kalplerinde taht kurmak istemektir. Kalplerde taht kurmak, bazen ibâdet olmayan şeylerle, bazen de ibadetlerle istenilir. Riya tâbiri ise âdet hükmüne göre, ibâdetler ve onları belirtmekle kalplerde taht kurulmasına mahsustur. Bu bakımdan Riya 'Allah'a ibadet ederek kulları kandırmaktır'.
Riyakâr; âbid, kendilerine riya yapılmak istenenler ise halktır. Maksat, onların kalbinde taht kurmak için onlara riyakârlık yapmaktır. Kendisiyle riya yapılan şey, riyakârın göstermek istediği hasletlerdir. Riya ise, onları gösteriş için yapmasıdır.
Kendileriyle riyakârlık yapılan şeyler pek çoktur, fakat onları beş kısımda toplayabiliriz: Bu beş kısım da kulun halk gözünde kendisiyle süslendiği şeylerin toplamıdır. Onlar: Beden, kisve, söz, amel, etbâ ve haricî şeylerdir. Dünya ehli de bu beş şeyle riyakârlık yaparlar. Ancak ibadet olmayan amellerle mertebe istemek ve riyakârlık yapmak, ibâdetle talep edilen riyâdan (ceza bakımından) daha hafiftir.
Birinci Kısım
Beden yönünden dinde riya yapmak. Bu da beden zayıflığını belirtmek ve rengin sarardığını göstermektir ki bu durum, muhâtablarına, ahiretten çok korktuğunu ve din hususunda çok üzüldüğünü göstermek içindir. Beden zafiyetiyle, az yediğine ve sararmakla da geceleyin uykusuz kaldığına, fazla çalıştığına ve din için pek üzüldüğüne inandırmak ister. Böylece saçının tozlu, topraklı olmasıyla da riyakârlık yapar. Bununla da devamlı dinle meşgul olduğunu, saç ve sakalını taramaya bile vakit bulamadığı vehmini verir. Bu sebepler belirdiğinde, halk o adamda bu güzel hasletlerin olduğuna istidlâl eder. Nefis onların bilmesinden dolayı rahata kavuşur. Bu sırra binaen nefis, sahibini bunları göstermeye davet ederek rahata kavuşmak ister. Sesin alçalması, gözlerin çukurlaşması ve dudakların pas tutması da buna yakındır. Bunları bu şekilde göstermekle, daimî bir şekilde oruçlu olduğunu, ilâhî nizama riayet ettiğinden ve fazla aç kaldığından bu şekilde zayıf düştüğünü göstermek ister.
Hz. İsa (a.s) bunun için şöyle demiştir: 'Biriniz oruç tuttuğunda başını yağlasın! Saçını tarasın ve gözlerine sürme çeksin'. Benzeri Ebu Hüreyre'den de rivayet edilmiştir. Bütün bunların sebebi, riya ile şeytanın hilesinden korkmaktır. Bunun için İbn Mes'ud arkadaşlarına 'Onları yağladığınız halde oruçlu olarak sabahlayın!' demiştir. İşte bunlar, dindarların beden ile yaptıkları riyakârlıklarıdır.
Dünya ehline gelince, onlar şişmanlığı belirtmek, pürüzsüz bedeni göstermek, tığ gibi vücut, güzel yüz, beden temizliği, âzaların kuvveti ve uygunluğuyla gösteriş yaparlar.