İstanbul Düşünce Vakfı, 15 Temmuz 2016 darbegirişimi sonrası Türkiye'nin her yerinde tutulan Demokrasi ve Milli İrade nöbetleri ile Yenikapı başta olmak üzere tüm illerde gerçekleştirilen Demokrasi ve Şehitler Mitingi sonrasında halkın nabzını tuttu.İDV Başkanı Dr. Halil İbrahim Erbay'ın verdiği bilgiye göre, İDV tarafından ARGETUS Araştırma Şirketine "15 Temmuz'da Nasıl Değiştik?" üst başlığı ile yaptırılan kamuoyu araştırmasında 1.200 kişi ile yüz yüze anket yöntemiyle görüşüldü. 11.08.2016'da başlayan ve 15.08.2016'da tamamlanan araştırmada insanlara 30'a yakın soru yöneltildi.
DEVLETİN ALDIĞI TEDBİRLER ÖNEMLİ, OHAL VE KHK'LAR GEREKLİ
Darbe girişimi sonrası alınan tedbirlere destek çok yükseku2026 İşte sonuçlar: OHAL'i ve KHK'ları Cuntacılar ve FETÖ ile mücadele için önemli bulan (%86,5), OHAL'i gerekli görüp ve destekleyen (%72,3), KHK'ları kısıtlı ve yetersiz bulanlar(%57). OHAL'i ve KHK'ları gereksiz düzeyde kapsamlı bularak desteklemeyenler (%30,9) azınlıkta kalıyor.Ayrıca, Emniyeti FETÖ'den arındırma çalışmaları (%95,9), Orduyu FETÖ'den arındırma çalışmaları (%95,6), Ordunun yeniden yapılandırılması (%90,8), Askeri liselerin kapatılması ve harp okullarının tüm kesimlere açılması (%83), Emir-Komuta ve terfi tayin işlerinin sivilleşmesi(%79,5), Orduya ait işletmelerin bakanlığa devredilmesi(%78,3), Genelkurmay ve MİT'in Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmak istenmesi(%78), Askerin sivil otorite altına alınması (%77,8) gibi tedbirler konusunda devlet ve hükümete büyük bir halk desteği ön plana çıkıyor.
YARGI FETÖDEN ARINDIRILMALI, İDAM KARARI DÜŞÜNÜLMELİ
Yargı'yı FETÖ'den arındırma çalışmaları (%96,6), Hakim ve savcılara yönelik gözaltılar ve tutuklamalar(%95), FETÖ'cü hakim ve savcıların daha önceki kararlarının yeniden işleme alınması(%94,3), Yargıdaki yeni yapılandırma (Yargıtay ve Danıştay'daki değişim ile Askeri Mahkemelerin kapatılması) çalışmaları(%91) gibi tedbirler de büyük bir halk desteği görürken, İdam kararının geri getirilmesi(%77,2) konusu daha az desteklenmektedir.
KAMUDAKİ FETÖ OPERASYONLARI DERİNLEŞTİRİLMELİ
Kamu Çalışanları, STK'lar, Medya ve Özel Sektördeki; Kamuda çalışan ve FETÖ ile ilişkili olduğu düşünülen personellerin işine son verilmesi(%97,3), FETÖ ile ilişkili STK ve Medya kuruluşlarının kapatılması (%97,1), FETÖ ile ilişkili okul ve iş yerlerine el konulması (%96,3), FETÖ ile ilişkili gazeteci ve medya mensuplarının gözaltına alınması(%96,1), FETÖ ile ilişkili üniversitelerin kapatılması (%96) gibi tedbirler konusunda da etkili bir halk desteği görülmektedir.
TOPLUMDAKİ AYRIŞMALAR AZALDI, FARKLI KESİMLER BİRLEŞTİ
15 Temmuz'un darbe girişiminin ortaya çıkardığı toplumsal değişimler konusunda ise önemli farklılıklar gözleniyor. Örneğin, darbe girişimlerine karşı tepki gösterme davranışının geliştiği(%97,4), Millet iradesinin üstünlüğünün korunduğu(%97,4), Bayrak ve vatan sevgisinin geliştiği(%97), Türkiye üzerinde emelleri olan iç ve dış güçlere karşı önemli bir mesajın verildiği(%96,8), Türkiye'de demokrasiye olan bağlılık inancının dünyaya gösterildiği(%96,2), Toplumdaki ayrışmaların azaldığı (%95,7), Demokrasiye olan inancın ve bilincin geliştiği(%94,5), Hak ve özgürlüklere ilginin arttığı(%94,2), Tarihsel ve milli değerlerin idrakinin sağlandığı(%93,3) düşünülüyor. Ayrıca diğer değişimlere oranla asker-sivil ilişkilerinin normalleştiği(%89,6) konusunda halkta daha az bir iyimserliğin ortaya çıktığı görülüyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'A KARŞI GÜVEN ORTALAMASI 78'DEN 85'E YÜKSELDİ
15 Temmuz darbe girişimi öncesi ve sonrasına göre siyaset ve bürokraside ön plana çıkan kişiler hakkındaki kanaatlerin değişip değişmediği konusunda; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik kanaatler ortalaması olumlu yönde değişim göstererek 78,7'den 85,5'e yükseldi. TBMM Başkanı İsmail Kahraman 60,6'dan 69,3'e, Başbakan ve AK PartiGenel Başkanı Binali Yıldırım 66'dan 75,6'ya, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 21,9'dan 30,1'e, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 47,5'ten 70,3'e, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar 60,9'dan 75'e yükseldi. HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş'a yönelik kanaatler olumsuz yönde 57'den 36'ya, MİT Başkanı Hakan Fidan'a yönelik kanaatler ise olumsuz yönde 52'den 41,4'e geriledi.
GÜVENİLİR ORDU ANLAYIŞI ZAYIFLADI
1960'tan bu yana sayısı 15'i geçen darbe, darbe girişimi ve muhtıralar ile 15 Temmuzdaki kanlı darbe girişiminin, güvenilir ordu anlayışımızda olumsuz değişiklik meydana getirdiği yönündeki görüşe katılanlar halkın çoğunluğunu (%69,7) oluşturuyor. Halkın az kısmı bu güvenilir ordu anlayışının sürdüğünü belirtirken (%23,4), bir kısmı ise (%6,9) bu konuda fikir belirtmiyor.
AK PARTİ TERCİHİ TIRMANIŞ GÖSTERİYOR
15 Temmuz sonrasında halkın siyasi görüşlerinde de büyük bir değişimin ortaya çıktığı görülüyor. Darbe girişimini muhatabı olan Cumhurbaşkanı ve AK Parti'ye olan ilgi siyasal tercihlerin yeni yapısında da etkili oluyor.
15 Temmuz öncesi kendini HDP'ye yakın hisseden %10,1'lik kesim %6,5'e düşmüş. 15 Temmuz öncesi CHP'yi destekleyen %21,8'lik kesim, 15 Temmuz sonrasında %19,8'e gerilemiş durumda. MHP, %7,6'lık desteğini %8,2'ye yükseltmiş görünüyor. AK Parti'nin ise, 15 Temmuz öncesi %48,3'lük halk desteğini 15 Temmuz darbe girişiminin ardından %55,4'e yükselttiği anlaşılıyor.15 Temmuz sonrası diğer partilere olan desteklerde önemli bir azalış görünürken, fikir belirtmeyen kararsızlar ise %5,6'lık kesimi temsil ediyor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN DÜNYA LİDERLİĞİ ALGISI PEKİŞTİ
15 Temmuz darbe girişiminin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya liderliği yolundaki algıyı nasıl etkilediği konusunda olumlu bir tablo ortaya çıkıyor. Halkın %92,4'ü, Erdoğan'ın, ülkesi içindeki farklı kesimleri harekete geçirebilen bir lider olarak yansıdığını düşünüyor. %92,3'ü Erdoğan'ın, halkı tarafından dikkate alınan ve itibar gören bir lider olarak yansıdığını, %91,8'i de Erdoğan'ın, zor süreçleri ve kaosu yöneten, ülkeyi iç ve dış tehditlere karşı demokrasi gücü ile koruyan bir lider olarak yansıdığını ifade ediyor. %49,7'lik bir kesim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, devlet içindeki yasadışı örgütlerin yuvalanmalarından habersiz, yalnız bir lider olarak yansıdığını belirtirken, %44,6'lık bir kesim ise bu görüşe karşı çıkıyor.
BİRLEŞTİRİCİ ÜSLUBA VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE ÖNEM VERİLMELİ
15 Temmuz sonrası yapılması gerekenler hakkında halkın %96,3'ü medya özgürlüğüne önem vermek konusunda birleşiyor. Darbe girişiminin ardından Askere ve Polise yönelik denetimlerin arttırılması ve disiplini sağlayacak önlemlerin alınması konusu (%95,3) ön plana çıkıyor. Yine devleti ve siyasi iktidarı ele geçirme tehdidine karşı;ideolojilere, düşüncelere ve inançlara olan mesafeyi korumak (%95,3) noktasında önemli bir uyarı dile getiriliyor.
Gözaltına alınan ve tutuklananların adil mahkemelerde yargılanması ve cezalandırılması (%96) hususu ile Darbe girişiminin ardından Ordu, Emniyet ve Yargı başta olmak üzere bürokrasi ve devletim tüm kurumlarının yeniden düzenlenerek hükümet kontrolü altına alınması (%95,3) yapılması gerekenler arasında öne çıkanlar arasında. Darbeler konusunda sürekli teyakkuzda olunması (%91,8)Yeni Anayasanın hazırlanması (%89,2), Siyasi ve dini liderlerin birleştirici üslubu tercih etmeleri(%93,5) ise diğer yapılması gerekenler olarak ifade ediliyor.
DARBE GİRİŞİMİ SONRASI DIŞ POLİTİKADA AB, NATO ve ABD ŞOKU
Dış politika ile ilgili 15 Temmuz sonrası yapılması gerekenler hakkında halkın %95,8'i FETÖ'nün iadesinin sağlanması konusunda hemfikir. Aynı zamanda darbe girişimine katkısı olduğu düşünülen veya tehdit unsuru olarak görülen üslerin dış ülkelere karşı kontrolünün sağlanması konusunda da %93,6'lık güçlü bir halk desteği ortaya çıkıyor.Darbe girişimi sonrası AB'nin etkili bir destek sunmaktan kaçınması ve zorlaştırılan üyelik süreci, AB ile ilgili dış politikalarda olumsuz bir tablonun gelişmesinde etkili oluyor. AB'ye üye olma isteğine devam etmek konusunda halkın %33'ü destek veriyor. AB'ye üye olma isteğini askıya almak konusunda %55,3'lük yaklaşım ile AB'ye üye olma isteğini sonlandırmak konusundaki %64,2'lik düşünce AB İle ilgili dış politikada halkın olumsuz ve isteksiz bir tavır sergilediğini ifade etmek mümkün.
Benzer bir dış politika yaklaşımı NATO konusunda da öne çıkıyor. Örneğin, NATO üyeliğine devam etmek konusunda halkın %42,8'i, NATO üyeliğini askıya almak konusunda %49,9'u, NATO üyeliğini sonlandırmak konusunda ise halkın %51,8'i olumsuz kanaatini belirtiyor.
Öte yandan NATO'nun ve AB'nin dışında bir alternatif olan Şanghay İşbirliği Örgütüne üye olma isteği konusunda halkın %46,8'inin desteği bulunuyor. Darbe girişimi konusunda doğrudan etkisi bulunduğu ifade edilen ve FETÖ liderini koruduğu iddia edilen ABD ile ilişkilerin askıya alınması konusunda da yine %64,1'lik olumsuz bir yaklaşım ortaya çıkıyor.
FETÖ'nün manipülasyonu ile düşürülen Rus uçağıyla bozulan Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunda ise %84,9'luk güçlü bir destek ortaya çıkıyor. Yaklaşık 6 yıldır yaşanan iç savaşın ardından yoğun göç alınan Suriye ile ilişkilerin geliştirmesi konusunda da %56,3'lük bir destek söz konusu.
Yakın zamanda Mısır'da yaşanan darbe ile bozulan ilişkilerin geliştirilmesi konusunda da halkın %61,6'lık pozitif desteği görünüyor.Ermenistan ile ilişkilerin geliştirmesi konusunda ise halkın sadece %34,8'i olumlu görüş belirtiyor.
DARBE GİRİŞİMİ BAŞARILI OLSAYDI!
15 Temmuz Darbe girişimi, milletin destansı direnişi ile püskürtüldü. Ancak 1960'tan bu yana gerçekleşen 15'in üzerindeki Darbe, Darbe girişimi ve Muhtıralar, toplumsal hafızadaki kötü yerini koruyor. Daha önce darbe süreçlerinden geçen halkın, darbe girişiminin başarılı olması durumunda nelerle karşılaşabileceğine dair olası tahminleri ise büyük bir felaketin eşiğinden dönüldüğünü ortaya koyuyor.
15 Temmuz Darbe girişiminin başarılı olması durumunda nasıl bir Türkiye'de yaşanacağına dair halkın %97,8'i,başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan olmak üzere siyasetçilerin büyük bir kısmının can güvenliği ve tutuklanma tehdidi ile karşı karşıya kalacağını belirtiyor.
Darbe girişiminin başarılı olması durumundaki olası diğer kötü sonuçlar ise şöyle: Ülke genelinde uzun süreli sıkıyönetim yaşanırdı (%97,6).
İnternet ve telefon gibi iletişim kanallarına uzun süreli erişim ve kullanım yasağı getirilirdi (%97,9).
Medya lağvedilerek basına uzun süreli yayın yasakları getirilirdi (%98).
Terör vb. suçlardan hapse girenler serbest bırakılırdı (%91,6).
Yüz binleri aşan gözaltı ve tutuklamalar gerçekleşirdi. 1980 darbesinde olduğu gibi işkence ve kötü hapis koşulları halkın tüm kesimlerine yayılırdı (%96,6).
Darbeye karşı direnen onbinlerce kişi öldürülür ve ağır yaralanırdı (%97,6).
2002 yılından bu yana iyileşen ekonomi ve toplum istikrarı bozulurdu (%96,6).
Kitlesel işsizlik, ucuz ve güvencesiz iş koşulları ile enflasyon ve dışa bağımlı kötü ekonomik atmosfer yıllarca etkisini gösterirdi (%97,4).
Terör örgütleri ülkenin farklı yerlerinde güçlenir ve kanlı eylemler yaparlardı (%97,4).
Suriye'de olduğu gibi, yıllarca sürebilecek dini-mezhepsel ve etnik iç çatışmalar başlardı (%92).
Bölge coğrafyasındaki karışıklıktan yararlanmak isteyen güçlü devletler, Türkiye'nin hepsini veya bir kısmını işgal edebilirlerdi (%91,1).
Demokrasi ve insan hakları anlayışı iflas ederdi (%97,3).