Reis-i Cumhur Erdoğan; O hainleri çok geç fark ettik!

Cumhurbaşkanı Erdoğan Polis Teşkilatı'nın 171 yaşı için düzenlenen törende konuştu.

"Temmuz ayından bu yana 153 polisimizi şehit verdik. 1000'in üzerinde gazi polisimiz var. Canını ortaya koyan polislerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Polisimizin içinde de yanlış yola sapanlar çıkabiliyor. Bunlar üzerinden tüm teşkilatın suçlanması asla kabul edilemez. Haksız yere polislerimizi yıpratmaya, onların fedakarlığını küçük görmeye kalkan herkes önce beni karşısında bulur. Dolayısıyla sizin meseleniz benim meselemdir. Size yapılan saldırı, bana yapılmış saldırıdır. Sizlerden görevlerinizi, arkanızda Cumhurbaşkanı'nın, hükümetin, devletin olduğunu bilerek yürütmenizi istiyorum. Çürük elmalar üzerinden bütün polis teşkilatının suçlaması kabul edilemez.

PARALEL YAPI ÜLKEMİZİ UÇURUMUN EŞİĞİNE GETİRDİ

Paralel Devlet Yapılanması adı verilen bir şer örgütü, özellikle emniyet ve adalet teşkilatları içindeki mensupları aracılığıyla ülkemizi uçurumun eşiğine getirdi. Geriye dönüp baktığımızda, ülkenin ve milletin başını ağrıtan pek çok musibetin gerisinde bu yapının elemanlarının parmak izlerini, ayak izlerini görüyoruz.

TEK MİLLET, TEK DEVLET, TEK BAYRAK

Yerli ve milli yeni bir polis teşkilatı inşa ediyoruz. Tek millet, tek devlet, tek bayrak, tek vatan anlayaşımızla geleceğe yürüyeceğiz. Türk milleti derken bunun içinde Kürt, Abaz, Çerkes, Boşnak vardır.

Teröriste terörist diyemedikleri için zırvalıklara sığınanlar dökülen her damla kandan sorumludur.

BAŞKASININ CANINA VE MALINA KAST EDEN KİŞİNİN VİCDANI OLAMAZ

İster hırsız, ister katil, ister terörist olsun, başkasının canına ve malına kast eden kişinin vicdanı olamaz. Sizler bu vicdansızlarla mücadele ederek devlet olmanın temel gereği olan toplumun güvenlik ve adalet ihtiyacının karşılanmasına katkıda bulunuyorsunuz.

Daha yapılacak çok iş olduğunu biliyorum. Emniyet teşkilatını kendi hiyerarşisi içinde hukuk devletine hizmet eden bir yapı haline getirmede yanınızda olmayı sürdüreceğim. Biz sadece Allah'a kul olmayız. Sakın kula kul olmayın.

PAÇAVRALARINI GİTSİNLER TABUTLARINA SERSİNLER

Bizim bayrağımız hiçbir bayrağa benzemez. Orada renk, şehidimizin kanıdır, hilal, bağımsızlığımızın ifadesidir, yıldız, şehidimizin ta kendisidir. Öyle paçavralarla, şunlarla, bunlarla asla... Onlar paçavralarını gitsinler tabutlarının üzerine sersinler. Biz ise bayrağımızı şehitlerimizin tabutunda kullanırız.

NEYİN RAPORUNU YAYINLIYORSUN?

(Güneydoğu ile ilgili rapor hazırlayan STK'lar) Ben elimde silahımla bombamla, patlayıcılarla, canlı bombalarla her türlü eylemi yapayım, devlet bana karışmasın! Böyle bir anlayış dünyanın neresinde var? Geçenlerde onların malum STK'larıymış...

Bir araya gelmişler raporlar yayımlamışlar. Bu raporları yayımlayanların üzerine gidilmesi lazım. Neyin raporunu yayımlıyorsun? benim vatandaşlarım için tehdit oluşturan, devletin tüm imkanlarını bu yolda kullananlar karşılarında bu devleti bulacaklar. Bundan çıkış yoktur.

İnsana, insan haklarına, hayata değer veren bir milletiz. Ama bu demek değildir ki, varlığımıza, birliğimize kastedenlere eyvallah diyeceğiz. Asla.

KARŞILARINDA BU DEVLETİ BULACAKLAR

Benim ülkemde tehdit oluşturan ve bölgemi parçalayan, hendekler açan, devletin belediyeye gönderdiği mali desteğini kalkıp da dağa gönderenler karşılarında bu devleti bulacaklardır. Bunu yapacağız. Teröriste, terörist diyemedikleri için bu saçmalıklara zırvalayanlar dökülen kana ortaktır.

Sözde siyasetçiler polislerimize küfrederken onlar sabrettiler. Onlar sabır abidesi oldu, diğerleri küfür abidesi.

Yatıyorlar kalkıyorlar Brüksel ve Paris diyorlar, Ankara'yı ve Lahor'u neden söylemiyorlar? Çok manidar.

SİZLERİN NASIL ÜZERİNE GELİNDİĞİNİ TAKİP EDİYORUM

Kimi zaman meslek kuruluşu temsilcisi kimliğiyle, kimi zaman başka sıfatlarla sizlerin üzerine nasıl gelindiğini biliyorum, görüyorum, takip ediyorum. Terör örgütünün güdümündeki partinin özellikle milletvekillerinin, dokunulmazlık zırhlarının arkasına sığınarak polislerimizi nasıl tahkir ve tahrik ettiklerini, onlara nasıl hakaret ettiklerini üzüntüyle izliyorum.

Benim de içim içime sığmıyor. Onun için sabrediyoruz, sabretmeye devam edeceğiz. Ama sabrederken bir taraftan ülkemizin içindeki bu sıkıntıyı da bir an önce aşarak evelallah o arzuladığımız günleri de inşa edeceğiz.