Rehavete kapılmak büyük hata olur

Tedbiri asla elden bırakmamak gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Korkut Ulucan, “Yapılacak en büyük hata rehavete kapılmak olur. Hava çok güzel olabilir ama sonraki günlerimizi güzel geçirmek ve ailemizi yeniden görmek istiyorsak evde kalacağız” dedi.

HABER: ÖZLEM DOĞAN

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de koronavirüsle mücadele sürüyor. Sağlık Bakanlığı’nın bünyesinde oluşturulan Bilim Kurulu’nun sürdürdüğü çalışmalar ve aldığı tedbirlerle şu ana kadar Türkiye birçok ülkeye nazaran pandemiyle mücadelede büyük bir başarı elde etmiş durumda. Vatandaşların tedbirlere uyması, filyasyon ve erken tedavi, ölüm oranlarının birçok Avrupa ülkesine göre oldukça düşük seyretmesini sağladı. Bundan sonra ne olacak? Havalar ısınırken ve tablo günden günde olumlu yönde seyrederken sokağa çıkma kısıtlamalarıyla birlikte önlemler azaltılacak mı yoksa devam mı edecek? Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Uzmanı Doç. Dr. Korkut Ulucan ve Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan son durumu Milat’a değerlendirdi.

Tedbirleri asla elden bırakmayın

Yapılacak en büyük hatanın rehavete kapılmak olacağını ifade eden Doç. Dr. Korkut Ulucan, buna en büyük örneğin Almanya olduğunu söyledi. Ulucan, Almanya’da virüsün kontrol altına alındığı zannedilmesi üzerine bir gevşeme olduğunu ve hasta sayılarının arttığını kaydetti. Tedbiri asla elden bırakmamak gerektiğini belirten Ulucan, “Hava çok güzel olabilir ama sonraki günlerimizi güzel geçirmek ve ailemizi yeniden görmek istiyorsak evde kalacağız. Etkili bir aşı hemen bulunamayabilir. Bu yüzden hijyen kurallarına ve sosyal izolasyona uymak zorundayız. Sağlık çalışanlarımız sahada savaş veriyor. Bizim üzerimize düşen ise onlara destek olup evden çıkmamaktır” dedi.

Bu süreci beraber yaşayarak göreceğiz

Her ülkenin kendi hikâyesini yazdığını vurgulayan Ulucan, “Bizim en büyük şansımız Sağlık Bakanlığı çok güzel aksiyon aldı. Eğer bu tedbirler olmasaydı biz şu an ABD, İspanya, İtalya veya İngiltere gibi çok daha fazla kırılganlık gösterecektik. Halk olarak işin ciddiyetini biraz geç kavradık. Son iki haftadır gösterdiğimiz özveriyi bir iki hafta önce öne çekseydik rakamlar çok daha aşağıda olabilirdi fakat yine de istatiklerimiz oldukça iyi. Bu süreci beraber yaşayacağız ve beraber göreceğiz” ifadelerini kullandı.

Salgınla mücadelenin anahtarı filyasyon

Filyasyonun salgınla mücadelenin anahtarı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan Türkiye’nin dünyada en başarılı filyasyon yapılan ülkelerden birisi olduğunun altını çizdi. İlhan, “Kişileri erken tedaviye alma ve olabildikçe geç zamanda entübe etme, yoğun bakıma alma gibi durumlar düşünüldüğünde hem yoğun bakımda bulunanlarda hem de makinaya bağlı olanlarda vefat oranları düştü. Bu hekimlerimizin büyük başarısıdır” şeklinde konuştu.

Kurallara uymazsak salgını yenemeyiz

Kurallara uyulmadığı takdirde salgını yenme şansının olmadığını söyleyen İlhan, “Salgınla mücadelede en önemli gücümüz insanlarımızın kurallara uymasıdır. Bulaşma yolunu kesmenin tek yolu evde kalmak, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymaktır. Market, banka gibi kapalı alanlara gidildiğinde maske takmayı ihmal etmemeliyiz. Bayramdan sonra kısıtlamalar peyderpey azalabilir. Fakat her birini değerlendirmek için önümüzdeki tabloyu görmemiz gerekiyor” dedi.

Hayat geçen seneki gibi olmayacak

Bugünden yarına kısıtlamaların kaldırılması söz konusu olmadığını vurgulayan İlhan sözlerini şöyle noktaladı: “Mayıs’ın sonlarına doğru daha iyi rakamlar görebilirsek iki bayramı bir arada yaşayabiliriz. Bunun için vatandaşlarımızın aceleci olmaması gerekiyor. Sağlık çalışanlarımız çok büyük çaba sarf etti. Yaşlılarımızı, büyüklerimizi bu kadar korumuşken biraz daha dayanmalıyız. Örneğin 1 Haziran’da 31 Aralık 2019’daki gibi bir hayatımız olmayacak. Yine sosyal mesafeyi koruyarak yavaş yavaş hareket edeceğiz. Bir hayli süre önlemlere uyarak yaşayacağız.”