Putin: Türkiye hiçbir zaman çekinmedi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Dağlık Karabağ anlaşması öncesinde Ekim ayında Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev'i anlaşma konusunda ikna ettiğini, fakat Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın itiraz ettiğini açıkladı. Putin ayrıca Türkiye'nin, Azerbaycan'ı açıkça desteklemekten hiç çekinmediğini belirtti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Rus devlet televizyonu Rossiya 24’te özel röportajı yayınlandı. Röportajda Putin, en çok Dağlık Karabağ’da imzalanan ateşkese yönelik konuştu.

'TÜRKİYE HİÇBİR ZAMAN ÇEKİNMEDİ'

Türkiye'nin doğrudan Azerbaycan’ı desteklediğini belirtmekten hiçbir zaman çekinmediğini söyleyen Putin, “Türkiye'nin rolü çok iyi biliniyor, bu Azerbaycan'da defalarca söylendi ve Türk tarafı bunu asla gizlemedi. Onlar tek taraflı olarak Azerbaycan’ı destekledi” dedi.

Putin, çatışmaları değerlendirerek, "Bunlar Sovyetler Birliği'nin çöküşünün jeopolitik sonuçları. Biz bu konuyu her zaman genel olarak ele alıyoruz. Burada genel bir durum değil, şu anda tanıklık ettiğimiz oldukça somut olaylar söz konusu” ifadelerini kullandı.

'AZERBAYCAN TOPRAKLARI İADE EDİLDİ'

Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ’ın Ermenistan dahil hiçbir ülke tarafından tanınmadığına işaret eden Putin, “Hiçbir ülke hatta Ermenistan bile Karabağ’ın bağımsızlığını tanımadı. Bu, uluslararası hukuk açısından ne anlama geliyor? Azerbaycan’ın kendi topraklarını, Azerbaycan’ın ve genel olarak tüm dünya toplumunun Azerbaycan’ın toprakları olarak gördüğü toprakları iade ettiği anlamına geliyor ve bu bağlamda, bu konuda kendisine yardımcı olacak bir müttefik seçme hakkına sahipti. Azerbaycan egemen bir devlettir ve kendisine uygun gördüğü ülkeyi müttefik seçebilir. Bu anlamda onu kim bu hakkından mahrum edebilir ki?” diyerek Dağlık Karabağ konusunda Azerbaycan’ın doğrudan haklı olduğuna vurgu yaptı.

'DAĞLIK KARABAĞ'IN STATÜ SORUNU VAR'

Dağlık Karabağ’da statüsü sorununun devam edip etmediği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Evet, böyle sorun var. Karabağ’ın nihai statüsü çözüme kavuşturulmadı. Şu anki statükoyu mevcut durumu koruyacağımız konusunda anlaştık. Sonra ne olacak, bu gelecekte, ya gelecekteki yöneticiler, bu sürecin gelecekteki katılımcıları tarafından çözülecek. Ama benim görüşüme göre eğer yaşamın normalleşmesi için, Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki ilişkilerin, özellikle çatışma bölgesindeki insanlar arasındaki ilişkilerin normalleşmesi gereken koşullar oluşturulursa Karabağ’ın statüsünü belirlemek için gereken koşullar oluşacak” şeklinde konuştu.

'GÖZLEM MERKEZİNDE İHALAR KULLANILACAK'

Rusya lideri Putin, Dağlık Karabağ’da kurulan gözlem merkezlerinin işleyişi ile ilgili ayrıntılara da değinerek, “Türkiye ile Orta Doğu’da çok iyi bir iş birliği deneyimimiz bulunuyor. Suriye’de İdlib bölgesinde de, Suriye-Türkiye sınırında da ortak devriyeleri, konvoyları birlikte organize ediyoruz. Burada böyle bir iş birliği gerekmiyor. Ancak biz İHA’ların kullanılacağı ortak bir merkez oluşturacağımız, bu araçların yardımıyla temas hattında durumu birlikte izleyeceğimiz, birlikte bilgi alacağımız, birlikte analiz edeceğimiz konusunda anlaştık” ifadelerini kullandı.

'RUSYA VE TÜRKİYE'NİN POZİSYONLARI HER ZAMAN ÖRTÜŞMÜYOR'

Dağlık Karabağ konusunda Türkiye’nin rolü ile ilgili önemli ifadeler kullanan Putin, “Barışı koruma görevine gelince, hem Azerbaycan hem de Türkiye daima Türkiye'nin barışı koruma operasyonlarına katılabileceğini söylüyordu. Yine de Türk ortaklarımızı da Azerbaycan’daki meslektaşlarımızı da anlaşmanın bozulması için ortam ve ön koşul, akit taraflardan birini birtakım aşırı önlemlere ve aşırı eylemlere kışkırtabilecek koşullar oluşturmanın gerekli olmadığına ikna etmeyi başardığımızı düşünüyorum” diyerek Rusya’nın bu konuda ikna edici bir konumda bulunduğunu söyledi.

'EKİM'DE ALİYEV İKNA OLDU, PAŞİNYAN OLMADI'

Putin 19-20 Ekim’de Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bölgede ateşkes için telefon görüşmeleri yaptığını, Aliyev’i Şuşa’ya Azeri sığınmacıların geri dönmesi şartıyla askeri operasyonu durdurmaya ikna ettiğini, ancak Paşinyan’ın buna karşı çıktığını açıkladı. Putin, "Paşinyan bana açık açık Azeri sığınmacıların Şuşa’ya geri dönmesini, Ermenistan ve Karabağ’ın çıkarlarına yönelik tehdit gördüğünü söyledi” dedi.

"Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti"

10 Kasım’da yapılan anlaşmanın Ermenistan tarafından imzalanmama ihtimali ile ilgili konuşan Putin, “Bu, ülke için intihar olurdu” dedi. Putin, “Azerbaycan ordusu Şuşa’yı kontrol altına aldı. Paşinyan’ın da dürüstçe söylediği gibi durum Ermeni tarafı için çok kritikti. Artık saatleri sayıyorlardı. Hankendi alınmak üzereydi, ilerleme sürebilirdi. Bu koşullarda derhal ateşkesin sağlanması Ermeni tarafının çıkarınaydı. Aksi takdirde intihar olurdu. Başbakan Paşinyan elbette çok zor durumdaydı, zaten üçlü açıklama öncesindeki ve bugünkü gerçek tabloyu, gerçek durumu anlattı. Buna ekleyecek bir şeyim yok. Gerçeği söyledi” diyerek Ermenistan’ın savaşta ağır kayba uğrasına dikkat çekti.

"Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı"

10 Kasım’da imzalanan anlaşma öncesinde oldukça fazla çaba sarf ettiklerini söyleyen Putin, Paşinyan ve Aliyev ile art arda görüşmeler yaptığını ve bu süreçte arabulucu görevini üstlendiğini hatırlattı. Putin, “Bunun her yönden zor, enerji tüketen bir süreç olduğunu düşünüyorum. Üçlü istişareler sonucu böyle bir şey oldu. Aslında ben iki liderle de ayrı ayrı konuşurken taleplerini, metinle ilgili şikayetlerini dinlerken, bazı değişiklikler yaparken, karşı tarafla temasa geçerken, onun da isteklerini dinlerken ve ardından tekrar birinci tarafa dönüp önerinin uygun olup olmadığını yeniden istişare ederken arabulucu rolünü üstlenmiş oldum. Her iki tarafta da her cümle, her madde, hatta her virgül için mücadele vardı. Anlaşmanın detaylandırılması neredeyse 1 gün sürdü" dedi.

"Ermenistan’daki protestolar onların iç meselesi"

Anlaşmanın imzalanmasından sonra Paşinyan’ın ülkesinde eleştiri oklarının hedefi olması ve muhalifler tarafından protesto edilmesi neticesinde ülkenin anlaşmadan çekilip çekilmeyeceği ile ilgili soruyu yanıtlayan Putin, “Anlaşmaya uyulup uyulmama meselesi taraf ülkenin kendi işi. Ama yükümlülüklerin yerine getirilmemesi büyük bir hata olur. Umarım böyle bir durum olmaz. Ermenistan’daki politik duruma gelince bu bizim işimiz değil, bu Ermenistan’ın işi. Ermenistan bağımsız, egemen bir devlet ve bu devlet kendi iç meselelerini uygun gördüğü şekilde halletme hakkına sahip” diye konuştu.

Ermenistan muhalefeti ve iktidarı arasındaki siyasi krizin toplumun bölünmesine neden olabileceğini işaret eden Putin, “Savaşan veya savaşın yeniden başlama tehlikesiyle karşı karşıya olan bir ülke, iktidar organizasyonu alanında dahil bu şekilde davranmayı göze alamaz, toplumu içte bölemez. Bence bu kesinlikle kabul edilemez, verimsiz ve son derece tehlikeli” şeklinde konuştu.