Söyleşi: Münevver Kabaoğlu
Prof. Dr. Gülper Refiğ ile merhum Halit Refiğ tarafından kaleme alının ‘Tek Umut Türkiye’ kitabı hakkında konuştuk. Gülper Refiğ, eşi Halit Refiğ’in kitabında Türkiye ile Batı medeniyeti arasındaki farklara nasıl değindiğini anlattı.
Prof. Dr. Refiğ, güncel konularla ilgili de dikkat çeken tespitlerde bulundu.
Halit Refiğ neden tek umudun Türkiye olduğu düşünüyor?
Bu sorunun cevabı öyle birkaç cümleyle geçirilecek gibi değil… Öncelikle şuna dikkat etmek lazım; bizim eğitim sistemimiz ve dünyanın eğitim sistemi, bilgi birikimi, hayata bakışı, dünya görüşü nasıl belirleniyor?
Maalesef 19. yüzyılda sanayileşmiş sömürgeci ülkeler tarafından belirlenmiş. En baş gereksinim Hristiyan olacaksın, sonra rönesansı yapmış olacaksın ondan sonra aydınlanma geçirmiş olacaksın. O zaman insansın, medenisin. Onun dışında az gelişmiş geri kalmış barbar. Yani hiçbir şeysin! Bu böyle kabul görmüş bizim eğitim sistemimize kadar girmiş.
Şimdi batılılar diyorlar ki bizim kültürümüzün temeli Antik Yunan. Öyle bir şey yok, Antik Yunan diye bir şey yok. Antik mısır var, daha ne antikler var. Yahudilerin bu seçilmiş kul meselesi vardır. Uydurulmuş Tevrat’ta yazılı, ondan bir farkı yok.
Bugün Cumhurbaşkanımız dışında aydınlarımız, siyasilerimiz, işte akademisyenlerimiz filan muasır medeniyet seviyesine ulaşmak diye o tahrif edilmiş halini kullanıyorlar.
AŞK İLE LOVE ARASINDA FARK VARBiliyorsunuz, bizim batıyla çatışmalarımız aşk gibi kavramlarla öne çıkıyor. Onlarda aşk yok, ‘Love’ var. Love aşk değil, çünkü bizim aşkımızda ilahiyat var. Onların uydurdukları kilise ilahiyatında ilahi aşk falan yok. Zaten sen bir günahkarsın, günahkâr olarak dünyaya geliyorsun, öldüğün zaman belirliksizlik. Anca rahibe olacaksın, rahibe olunca belki cennete gideceksin.
Bu, neden Türkiye olduğunu açıklıyor. Burada her şeye rağmen, huzur, barış arayışı var. Bir son yok. Siz vecd, vuslat, Allah'a kavuşuyorsunuz,
Batıda bilimle ilahiyat birbirinden ayrılır. Bilim ilahiyata karşıdır. Bizde her şey bir tevhit meselesidir. Ben ve öteki olmuyor, birlik ve beraberlik oluyor, huzur ve barış oluyor. O ilahi, yüce varlıkta birleşiyorsunuz. Allah'ta birleşiyorsunuz.
Allah ruhundan herkese üflemiş. Biz onların peygamberlerini de kitaplarını da tanıyoruz. Buna benzer bir şey başka bir yerde var mı?
Bugün dünyanın bu kaotik, umutsuz gibi neredeyse hepimiz endişe içindeyiz. Bir tek kurtuluşu var, işte o da buradaki bu huzur, bu kardeşlik, Allah sevgisinde tek birleşmek.
Halit Bey bunların tarihi nedenlerini anlatıyor, kültürel nedenlerini anlatıyor, uzun uzun...
TÜRKİYE DİĞERLERİNİ UYANDIRDIABD'nin gidişatının Türkiye'ye bağlı olduğunu söylüyor, Halit Refiğ. Bunu neye dayanarak söylüyor, bu konuda hangi bilgilere sahip?
Amerika neden bulundu? baktılar ki bu karayollarında Selçuklular var, daha önce de Türk Devletleri var. Türk kavimler… Bir ticaret yapabilmek için bizim topraklarımızdan geçmeleri lazım. Doğunun zenginlediklerinde her zaman gözleri var.
Kraliçe Isabel bu sebeple Hindistan'a gitmesi için Kristof Kolomb'u gönderiyor. O da Amerika’ya varıyor, ama farkında bile değil. Böylece Amerika keşfediliyor. Osmanlı topraklarından geçmemek için bunu yapıyorlar.
Bizde Mülk Allah'ındır. Batıda ise üstünlük ve itibar mülktedir. Aristokrasi yönetir. Şimdi de şirketler yönetiyor. Önce kendi insanlarını ayırıyorlardı köle ve efendi şeklinde. Sanayileşme sonrası çalışan ve para kazanan insanlar, diğer ülkeleri köleleştirdiler. Buralara kadar yayıldılar, ama neticede çok yayılınca da onun toparlanması çok zordur.
Aşağı yukarı 20-30 senedir Türkiye’nin başını çektiği yeni bir uyanış var. Hele en son Gazze meselesinde bütün vicdanlar uyandı ve o vicdanların uyanışında din ve kültür ayrımı yok.
Her beraber bir yere doğru gidiyoruz, ama bu çok hayırlı bir gidişat değil. Nedeni ise; yetmiyor! Yağmurlar yetmiyor, kıtlıklar başlıyor. Bununla ilgili bir hedef var. Burada Türkiye başrolde. Bir filminde de onu göstermişti. ABD’nin buradaki kaynaklara ihtiyacı var.
Türkiye’nin başını çektiği bir güç, buradaki Amerikan hegemonyasına son verebilirse, bu iş biter. Bunun da ilk adımlarının atıldığını görüyoruz.
DÜNYANIN EN BÜYÜK MUHAREBESİ VERİLİYORGazze'deki savaş ABD'nin Ortadoğu ve dünyadaki etkin gücünü tehdit ediyor mu? Ediyorsa neden?
Bugün ABD’de 3 milyon kişi sokakta. 30 milyon kişi de açık sınırının altında yaşıyor. Bir yıllık cinayet sayısı 10 bin, 20 binlerle ifade ediliyor. Korkunç bir çöküş içerisindeler Neredeyse uyuşturucu kullanmayan genç yok. Uyuşturucu sebebiyle ölenlerin sayısı 2015 yılında 50 bin. Yok olduklarını düşündükleri için son perdeyi oynuyorlar.
Fakir bir topluluk bir şekilde tekrar toparlanabilir, tarımla vs. ancak ahlak gidince ahlak tekrar geri getirilemez. Aileyi bitirmeye çalışıyorlar. Eşim son zamanlarda artık beni buraya çağırmayın demeye başlamıştı. O çağlarda ailelerin en çok yakındığı konu çocukların intiharıydı.
Son perdeyi oynuyorlar ve bunun adını koymuyorlar. Ve bunu Türkiye ile oynuyorlar. Bizimle hesaplaşarak yapıyorlar, çünkü burada Bağdat’tan İspanya’ya kadar hiçbir savaş yapılmadan İslam medeniyeti kuruldu. Buna tekrar izin vermek istemiyorlar. Bu medeniyetin esasını yapan, hazırlayan Biruni, İbn-i Sina gibi bilim adamlarının çıkmasını istemiyordu. Onlar çıkarsa kendileri bitecek. Onun için dünya tarihinin en büyük meydan muharebesi veriliyor.
İnanıyorum ki, her zaman olduğu gibi sonunda zalim kaybedecektir.