ÖZLEM DOĞAN
Netanyahu’nun hazırladığı yeni İsrail-Filistin projesinin Ortadoğu’yu karıştıracağını ifade eden Bülent Orakoğlu, Siyonizm’e adapte olan Prens Selman’a yeni Filistin haritasına tüm Arap ülkelerini ikna etme görevi verildi. Cemal Kaşıkçı da bu projenin önünde engel görüldüğü için öldürüldü.” dedi.
Türk ve dünya basını 2 Ekim’de İstanbul'daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'na girdikten sonra kendisinden haber alınamayan gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın akıbetini konuşuyor. Nişanlısı Hatice Cengiz ve Kaşıkçı’ya yakın isimler tarafından yapılan açıklamalarla gazetecinin öldürüldüğü iddialarıyla birlikte birçok ayrıntı ortaya çıktı. Türkiye süreci ve Kaşıkçı ile ilgili çalışmaları titizlikle yürütürken Suudi Arabistan Cemal Kaşıkçı’nın öldüğünü doğrulayarak konsoloslukta yaşanan arbede sonucu yaşamını yitirdiğini açıkladı. Suudi başsavcının olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği ve konuyla ilgili olarak 18 Suudi vatandaşının tutuklandığını duyurmasının ardından AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, ‘Türkiye ne olmuşsa onu açığa çıkartacaktır; namus borcumuzdur; bütün imkânlar kullanılarak açığa çıkarılacaktır, cumhurbaşkanımızın iradesi bu şekildedir’ açıklamasında bulundu. Gündemi sarsan Kaşıkçı cinayetini tüm detaylarıyla Emniyet İstihbarat Daire Eski Başkanı Bülent Orakoğlu’yla konuştuk.
Bize açıkça savaş ilan ettiler
Hem Türkiye hem de dünya kamuoyunda geniş yankı bulan Cemal Kaşıkçı cinayetini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Böyle bir olay dünya tarihinde bir ilk denilebilir. Belki duyulmamış örnekleri yaşanmıştır ama burada açıkça gerçekleştirilen bir cinayet söz konusu. İstihbarat içinde istihbarattan da bahsedebiliriz. Biz Türkiye olarak bir mücadele içerisindeyiz. ABD, İsrail, Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn gibi ülkeler bize savaş ilan etti. Yunanistan ve Almanya gibi bazı Avrupa ülkeleri de duruma göre davranıyor. Trump bize saldırdıkça AB de ‘düşmanımın düşmanı dostumdur’ düşüncesiyle hareket ediyor.
Cinayetin perde arkasında kimler var? Bu işin arkasında Trump olduğunu düşünüyorum. Kürenin etrafında toplandıkları gün dünyaya bir mesaj vermişlerdi. Prens Selman, ABD derin devletinin içinden bir ekip, Abu Dabi prensi ve MOSSAD’ın içindeki derin yapı anlaşarak bölgeleri kan gölüne çevirme gibi bir strateji üzerine anlaştılar. Karşımızda Siyonist bir ekip yer alıyor. Hedef aldıkları ülkelerde milyar dolarlar civarında büyük paralarla suikastlar yapmayı hedefliyorlar.
MOSSAD Selman’ı da aradan çıkarmak istemiş olabilir
Kaşıkçı olayında cinayeti işlemeye gelenler kamera görüntüleriyle ortada. Bu cinayet neden bu kadar açıkça işlendi?
Prens Selman’ın ekibi hüviyetlerini gizlemeden cinayeti işledi. Bu kadar açığa çıkacağını hesap etmediler. Hatice Cengiz’i hesaba katmamış olabilirler. Oysa MOSSAD bunları kolaylıkla tespit edebilirdi. Bu kadar açık iz bırakmazdı. Net iz bırakıp Türkiye’yi zor durumda bırakmaya çalıştılar fakat ben Suudi Arabistan’ı da içine çekmek istediklerini düşünüyorum. İsrail Suudi Arabistan’la işbirliği içinde ama MOSSAD’ın içinde olduğu bir işte her şeyin bu kadar aleni açığa çıkması Prens Selman’ı da ekarte etme planı olabilir.
Suudi Arabistan nihayet beklenen açıklamayı yaptı. Şimdi ne olacak?
Bu açıklama beklenen bir şeydi. İşi birilerinin üzerine yıkacaklardı. Prens Selman’ı ve arkasındakileri kurtarmak için tutukladıkları on sekiz kişiyi idam edebilirler. Dünyada büyük bir kamuoyu baskısı var. Türkiye gereğini yaparak kendisine yönelik algı operasyonunu boşa çıkardı. Dünya da Türkiye’nin üzerine düşen görevi yaptığı konusunda hemfikir.
Erdoğan’ın Kudüs’e sahip çıkışı en büyük neden
Cemal Kaşıkçı böyle bir tehlikeyi hesap edemedi mi?
Cemal Kaşıkçı Türkiye’de böyle bir şeye cesaret edemeyeceklerini düşünüyordu ama yine de nişanlısını kapının önünde bırakarak içeri girdi. Prens Selman’a verilen görevi engelleyecek kapasitede olduğu için Kaşıkçı’nın infazına karar verdiler. Bunu yaparken de bazı ülkelerle birlikte Türkiye’ye de mesaj vermek istediler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs’e sahip çıkması en önemli nedendir.
O halde Kudüs üzerine yeni bir hesapları mı var?
Trump BM’nin Kudüs kararını tanımadığını her fırsatta dile getiriyor. Şu an İsrail-Filistin barış görüşmesi adı altında bir planı hayata geçirmek istiyorlar. Yeni Filistin projesi Netanyahu’nun hazırlamış olduğu bir rapor üzerine tek taraflı olarak hazırlanıyor. Bu proje Kudüs’ü başkent ilan etme hadisesinden daha büyük bir kaos yaratıp Ortadoğu’yu karıştıracak.
Suudi Arabistan Siyonizm’e adapte oldu
Bu projede kimler yer alıyor?
Trump, damadı Kushner-İsrail, Muhammed B. Selman, Filistin’e hiç bir hak bırakmayan bu projede anlaşmış gibi görünüyor. Burada özellikle Eskiden Arap dünyasının lideri olan Arabistan’ın veliahtı Prens Selman’a yeni Filistin haritasına tüm Arap ülkelerini ikna etme görevi verildi. BAE ve Suudi Arabistan veliahtı Siyonizm’e adapte olmuş durumda. Plan hazır, çıkarttıkları kaos ortamında açıklamayı bekliyorlar.
Bu Siyonist projeye Arap ülkelerini Prens Selman ikna edecek öyle mi?
ABD ve İsrail ona bu görevi verdiği için Selman Arap ülkelerini yeni Filistin planı üzerinden razı etmek zorunda. Kudüs meselesinde İsrail ve ABD’ye ciddi anlamda tavır almış ve Erdoğan’ı desteklemiş bir gazeteci olan Kaşıkçı’yı da engel olarak gördüğünden ötürü onu ortadan kaldırttı. Birkaç gün sonra da Kaşıkçı’nın abisi ve yengesini öldürttü.
Taht korkusuyla hareket ediyorlar
Peki Müslüman Suudi Arabistan Siyonist ve Emperyalist iki İslam düşmanı ülkeyle neden işbirliği yapıyor?
Arabistan hanedan kavgaları içinde olan bir haydut yapısı, devlet değil. Bir aşiret lideri ABD ve İsrail tarafından seçilir, kral olur. Kral Selman bir lafla indirilip başka bir aşiret reisi kral seçilebilir. Sırf bu korku yüzünden küresel güçlerin oyuncağı olmuş durumdalar, onların sözünden asla çıkmazlar.
15 Temmuz’da Suudi Arabistan da var
Türkiye’yi açıkça hedef alan ülkelerle işbirliği yapan Suudi Arabistan’ın 15 Temmuz’la da bağı olmalı o halde…
Devlet olarak büyük bir tehlike atlattığımız 15 Temmuz’un arkasında ABD, İsrail, NATO var ama Suudi Arabistan olduğunu o dönem düşünmemiştik. Oysa milyarlarca dolar verdikleri FETÖ’cülerin BAE’de Muhammed Dahlan denen provokatörle görüşme yaptığını da biliyoruz. Bize kardeş ülke derken hem FETÖ’cüleri beslediler hem de daha geçtiğimiz günlerde PYD’ye açıkça yardım yaptılar.
Başkanlık sisteminin yararını gördük
Kaşıkçı cinayetinde Türkiye’nin üzerine nasıl bir rol biçmişlerdi?
Türkiye aleyhine uluslararası propaganda yapıp etkisizleştirileceklerdi. Filistin planını açıkladıkları zaman Türkiye’nin Kudüs meselesindeki gibi güçlü olamayacağını düşünüyorlardı fakat başaramadılar. Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesinin çok büyük faydasını gördük. Her kafadan bir ses çıkmadı. Ciddi bir koordinasyonla çalışıldı. Başkanlık sisteminin ne denli elzem olduğunu böylelikle anlamış olduk.
Brunson olayını konuşurken karşı karşıya kaldığı Kaşıkçı olayı sırasında Türkiye’nin duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Brunson’la birlikte ilk defa ABD’nin bir ajanı deşifre oldu ve bunu biz tespit ettik. Türkiye hem Brunson hem de Kaşıkçı olayında başarılı bir sınav vererek tuzakları ters çevirdi. Ülkemiz görevini dört dörtlük yerine getirdi. Türkiye’de devlet aklının kurumsal olarak oluşmakta olduğunu görüyorum. Artık Türkiye’ye yön verecek beyin insanlarından oluşmuş bir ekip var. Bu ekip ülkeyi ileri taşıyacak.
Küresel sermaye ile Trump el sıkıştı
ABD politikalarındaki belirsiz ve tutarsızlığın nedeni nedir?
Trump’la müesses nizam arasında bir mücadele olduğu muhakkak. Küresel sermaye ABD’nin tekelinde değil. ABD dolarını bile küresel sermaye basıyor. Burada bu sermaye ile Trump arasında bir el sıkışma olduğunu düşünüyorum. ABD derin devleti ülkelerinin çıkarları için ulusalcılarla küreselcileri barıştırmış gibi görünüyor.
Neredeyse her açıklamada Türkiye’yi hedef alan ABD bizden ne istiyor?
ABD’nin bizimle asıl meselesi Fırat’ın doğusu. Bölgedeki petrol yataklarına gözlerini diken ABD Suriye sınırında terör devleti kurmak istiyor. PYD’li teröristleri yeni nesil silahlarla donatıp eğitiyor. Biz ABD ile örtülü olarak savaşıyoruz.
BÜLENT ORAKOĞLU KİMDİR?
1950 yılında Eskişehir’de dünyaya gelen Bülent Orakoğlu 1968 yılında Polis Koleji, 1971’de ‘Polis Akademisi’nden mezun olduktan sonra yaklaşık 7 yıl muhtelif illerde Terör ve İstihbarat müdürlüğü yaptı. 1987-1997 yılları arasında sırasıyla, Giresun, Hatay, Niğde il Emniyet Müdürü ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı görevlerinde bulundu. 28 Şubat Sürecinde cunta tarafından Mamak Askeri Cezaevine kapatıldı. 56 Gün Cezaevinde kalan Orakoğlu, Dz. K.K Askeri Mahkemesi ve Ankara 2’nolu DGM’den PVSK 7 maddesi gereği kanuni görevini yaptığı için beraat etti. Evli ve üç çocuk babası Orakoğlu’nun Deşifre, İhanet Çemberi ve Ankara’da Gölge Oyunları isimli yayınlanmış üç kitabı bulunmaktadır.