"Sovyetler Birliği'nin son yazarı" olarak da benimsenen Aytmatov, ülkesinde Kırgız milli edebiyat konusu denilince Manas Destanı'ndan sonra ilk akla gelen isimlerden oldu.
Aytmatov, devlet adamı Törekul Aytmatov ile Tatar asıllı öğretmen Nagima Aytmatov'un çocuğu olarak 12 Aralık 1928'de Kırgızistan'ın Talas bölgesinin Şeker köyünde dünyaya geldi.
Babasının 1937'de tutuklanması ve 5 Kasım 1938'de kurşuna dizilmesinin ardından Aytmatov, ailesiyle dedesi Hamza Abdulvaliyev'in Karakol şehrindeki evine taşındı.
Cengiz Aytmatov, 1946'da ailesiyle taşındığı Cambul şehrinde Veteriner Teknik Okulunu birincilikle bitirdi.
Eğitimine memleketinde devam eden Aytmatov, 1948'de girdiği Frunze Tarım Enstitüsünden 1953'te onur derecesiyle mezun oldu.
İlk öyküsü 1952'de yayınlandıUsta edebiyatçı ilk kez 6 Nisan 1952'de savaş sonrası açlık ve sefalet çeken Japon çocuklarının yaşamlarını, Rus gazetesinde "Gazeteci Cyuda" adlı öyküde anlattı.
Hayvancılık Araştırma Enstitüsünde iş tecrübesi edinen kıdemli hayvancılık uzmanı Aytmatov öte yandan üne kavuştuğu eserleriyle 1957’de Sovyet Yazarlar Birliğine kabul edildi.
Aytmatov, yazarlık kariyerine başladığı Moskova'da, 1956'da girdiği Maksim Gorki Edebiyat Enstitüsünde Yüksek Edebiyat Kurslarını 1958'de tamamladı.
Aynı yıl kaleme aldığı "Cemile" adlı eserinin Fransız şair Louis Aragon tarafından Fransızcaya çevrilmesiyle dünya çapında ün kazanan yazar, edebi Kırgızistan dergisinde editörlük görevini üstlendi, "Pravda" gazetesinin Kırgızistan'daki muhabiri olarak çalıştı.
Lenin Ödülü'nün sahibi olduCengiz Aytmatov, çalışmalarıyla 1963'te Lenin Ödülü'ne layık görüldü.
"Gün Olur Asra Bedel" adlı ilk romanını 1980'de kaleme alan yazar, siyasi hayatın da içinde olan yer alarak, Sovyetler Birliği parlamentosunda iki dönem milletvekilliği yaptı.
Yazar Aytmatov, Sovyet Birliğinin eski Devlet Başkanı ve son lideri Mihail Gorbaçov'un danışmanlığını yapan beş kişiden biri oldu.
Kırgızistan'ın kurucu Cumhurbaşkanı tarafından 1996'da UNESCO temsilciliğine "kültür elçisi" sıfatıyla atanan Aytmatov ayrıca, mart 2008'e kadar Kırgızistan'ın Fransa, Belçika, Lüksemburg ve Hollanda büyükelçiliği görevlerinde bulundu.
Cengiz ve Maria Aytmatov çiftinin 3 erkek ve bir kız çocuğu oldu.
Eserleri 176 dile çevrildi, 128 ülkede yayımlandıAytmatov, "Zorlu Geçit (1956)", "Yüz Yüze (1957), "Cemile (1958)", "İlk Öğretmenim (1962)", "Toprak Ana (1963)" "Dağlar ve Bozkır Masalları (1963)", "Elveda Gülsarı (1966)", "Selvi Boylum Al Yazmalım (1970)", "Beyaz Gemi (1970)", "Fuji Dağı'nın Tepesi (1973)", "Gün Olur Asra Bedel (1980)", "Cengiz Han'a Küsen Bulut (1990)" adlı unutulmaz birçok esere imza attı.
Usta yazarın eserleri 176 dile çevrildi, 128 ülkede yayımlandı.
Cengiz Aytmatov, Hindistan Javaharlal Nehru Ödülü, Japonya Doğu Felsefesi Enstitüsü Akademi Ödülü, Avusturya Avrupa Edebiyatı Devlet Ödülü, Kırgızistan Devlet Kahramanı Ödülü, Friedrich Rueckert Ödülü, Alexender Men ve Leo Kopelev Ödülleriyle birlikte farklı ülkelerden 46 devlet ödülü aldı.
10 Haziran'da Almanya'da vefat ettiRus televizyon kanalının belgesel çekimleri için 2008'de Tataristan'a giden Aytmatov, başkent Kazan'da ani böbrek rahatsızlığı geçirdi. Tedavi için götürüldüğü Almanya'da 10 Haziran 2008'de 79 yaşındayken hayatını kaybetti.
Aytmatov'un cenazesi 14 Haziran'da, babası ile birlikte Stalin döneminde kurşuna dizilen 138 aydının mezarının bulunduğu Tanrı Dağları eteğindeki Ata-Beyit Ulusal Tarih ve Anıt Kompleksi'ne defnedildi.
Yazarın eşi Maria Aytmatov da 4 Nisan 2021'de Bişkek'te tedavi gördüğü hastanede yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle 79 yaşında vefat etti ve Ala-Arça Devlet Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Türkiye'de "Selvi Boylum Al Yazmalım" adlı romanıyla tanındıKırgız yazar Aytmatov, kaleme aldığı "Selvi Boylum Al Yazmalım" adlı romanıyla Türkiye'de tanındı.
Türk okuyucular, romanın baş karakteri yakışıklı İlyas ile güzel Asel'in saf aşkını konu alan hikayeyi beğeniyle karşıladı. Kitaptan uyarlanan ve başrollerinde Kadir İnanır ile Türkan Şoray'ın rol aldığı aynı adlı film, Türk sinemasının klasikleri arasına girdi.
Aytmatov, "mankurt" kavramını 1980’de kaleme aldığı "Gün Olur Asra Bedel" romanında, tarihine küsen, geçmişini unutan, ailesine, mensup olduğu milletine, öz değerlerine yabancılaşan ve gayesi olmayan insanların mensup olduğu milletleri uyarmak için kullandı.
Toplumuna yabancılaşma olarak da kullanılan "mankurt" kavramı, dünyada benimsenirken, romanın adı da günlük yaşamda kullanılan bir söz haline geldi.