Piyanist Fazıl Say hakkındaki davanın gerekçesi açıklandı

Piyanist ve besteci Fazıl Say'a, 'halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama' suçundan verilen 10 ay hapis cezası hükmünün geri bırakılmasına ilişkin kararın gerekçesi açıklandı.

İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi Hulusi Pur tarafından hazırlanan 10 sayfalık gerekçeli kararda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 25 Mayıs 2012 tarihli iddianamesinin özeti ile Fazıl Say'ın yazdığı ya da retweet ettiği iddia edilen tweetlere yer verildi.

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9/1 ve 10/1 ile Anayasa'nın 24, 25 ve 26. maddelerinde yer bulan "düşünce ve kanaat belirtme hürriyeti"ne ilişkin yasal düzenlemelere atıfta bulunulan kararda, AİHS'nin 9/2, 10/2 ve 17. maddelerindeki yasal düzenlemeler ve Anayasa'daki 14. ve 26/2. maddelerindeki yasal düzenlemelerin birlikte değerlendirildiği aktarıldı.

Uluslararası hukuk düzenlemelerine vurgu

Demokratik toplumlarda, ifade hürriyetinin, ulusal güvenlik, kamu güvenliği ve düzeni, kamu sağlığı ve ahlakının korunması, suç işlenmesinin önlenmesi ve benzeri gerekçelerle sınırlama ve yaptırımlara bağlanabileceği hatırlatılan kararda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) "Otto-Preminger İnstitut" isimli davasının gerekçeli kararı örnek gösterildi.

"Sadece İslam dini değil, diğer dinlerin de kutsalı"

Kararda, ulusal ve uluslararası alanda kabul gören düzenlemeler karşısında, TCK'nın 216/3. maddesinde halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama suçuna ilişkin düzenlemede, yasa koyucunun, "kişilerin kendilerini mensubu olarak kabul ettikleri ve gönül bağıyla bağlandıkları dinlerinin kutsal saydığı Allah, melekler, peygamberler, kutsal kitaplar, hesap günü, cennet, cehennem gibi kavramlar ve bu dinlere ait ibadete çağrı, ibadet yerleri ve ibadet şekillerine yönelik hislerini koruma altına almak suretiyle toplumsal barışın bozulmasına engel olmayı amaçladığı" anlatıldı.