Star'dan İkram Bağcı bugünkü yazısında paralel yapının Arnavutluk vekilinin dinimize nasıl hakaret ettiğini yazdı. 'Ada'da Yaşamak' adlı kitapta Hz. Muhammed'in şahsına yönelik alaylı cümlelerin bulunduğu tespit edildi.
İşte İkram Bağcı'nın o yazısı:
'Ada'da Yaşamak' Arnavutluk İslami Dernekleri tarafından üzüntü ve kırgınlıkla karşılanan bir roman. "Kitabın tanıtımından ülkemizde dinler arası beraberliğe vurgu yapılmasına rağmen kitabı okuduğumuzda, gizliden gizliye, bunun tam aksinin ifade edildiğini görmekteyiz. Romanda neredeyse dinimize yönelik iftiralarda bulunulmuş ve bununda ötesinde Arnavutlara ait sembol ve milli özellikler dışlanmıştır"ifadeleri, 28 Nisan 2008'de Arnavutluk Müslüman Forumu tarafından 'Ada'da Yaşamak' adlı roman için yapılmış açıklamalar.
PEYGAMBER EFENDİMİZE YÖNELİK ALAYLI CÜMLELER...
'Müslüman'ların kutsal kitabı Kuran'ı Kerim'in yaşamda birçok şeyi yasaklayan bir kitap olduğu, bizzat Muhammed tarafından yazıldığı, bundan dolayı vahiy olarak inmediği, Kitabın dini sembolleri aşağılamakta ve Müslümanları büyük bir ahlaki eksiklikle itham ettiği sonradan anlaşılıyor. Bunun yanında kitapta Hz. Muhammed'in şahsına yönelik suçlamaların yer aldığı ve Hz. Muhammed'in şahsına yönelik alaylı cümlelerin bulunduğu Arnavutluk İslami Forum üyelerince romanda belirlenmiş.
ZAMANLAMA MANİDAR
Ada'da Yaşamak' Romanı Arnavutluk'ta iki önemli siyasi partilerden biri olan Sosyalist Partinin önde gelen milletvekillerinden Ben Blushi'ye ait. Partisini destekleyen birçok Arnavut Müslüman olmasına rağmen seçmenin hassasiyetlerini dikkate almadan yazabildiği bir roman. Daha sonrasında yine bu romanı pazarlama adına ülke içinden destekler almış kampanyalar düzenlemiş. Romanı kaleme aldığı yıllara bakıldığında (2008), Kosova'nın bağımsızlığı, Arnavutluk'un NATO'ya girme talebi ve AB'ye dahil olma gibi bir süreçten geçerken böyle bir romanı kaleme alması pek manidar. Aynı milletvekilinin 13 Mayıs Çarşamba günü Türkiye Cumhurbaşkanı'nın Arnavutluk'u ziyareti esnasında dile getirdiği 'Paralel yapının okullarını kapatın' talebi sonrasında perşembe günü yaptığı açıklamalar paralel yapının medyasında iştahla kullanılır.
ERDOĞAN DÜŞMANLIĞI HAD SAFHADA
'Arnavutluk, Türkiye'nin bölgesi değildir. Hiçbir ülkenin cumhurbaşkanı başka bir ülkeye gidip böyle bir şey isteyemez. Erdoğan bizim babamız değil" mealindeki açıklamalar, İslam düşmanlığı içeren bir romanı yazan şahsiyetin bu konuşmaları, paralel medya tarafından kimleri referans alarak Erdoğan düşmanlığını ortaya çıkarmaya çalıştıklarının göstergesidir desek yanlış olmaz.
T 24'den Zaman'a, Zaman'dan Bugün gazetesine kadar Blushi'nin açıklamalarını 'Erdoğan'a Ayar' tadında manşetlere taşıyan bazı basın yayın organlarının tutumları şaşırtıcı değil.
Malum milletvekilinin açıklamalarının olduğu gün (14 Mayıs) bir zamanlar Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde "Camiler her yerde mantar gibi bitiyor, sokaklarda başörtülü ve sakallı adam bollaştı" diye yazılar kaleme alan Aysel Ekşi vefat etti. Burak Can Karaosmanoğlu'nun ölümünden sonra tepkiler üzerine 48 saat sonra gelen taziye mesajının aynı gün içerisinde Aysel Ekşi'nin arkasından yetişmesi de artık bizleri şaşırtmıyor.
PARALEL YAPIDAN AYNI TAKTİKLER
Yıllardır cemaatin yaşam biçimini ve savunduğu değerleri düşman bilmiş bir yazarın arkasından hemen taziye mesajı yayımlayan zihniyetin, Arnavutluk'ta dini değerleri yozlaştırmayı görev edinen ve bu uğurda bir roman kaleme alan bir vekilin açıklamalarını 'İtibarsız Türkiye' ve 'Yurt dışında kaybolan itibar' analizleri ile süslemeleri de doğal karşılanmalı artık. (!)
İSLAM DİNİ YOZLAŞTIRMAK İSTENİLİYOR
Burada önemli olan 'Yapılan cami karşısında rüşvet istendi' açıklamasına karşılık Arnavutluk'ta İslam dinini yozlaştırmayı görev edinen bir vekilin hangi rüşvet karşısında bu konuşmaları dile getirdiği sorusudur. Böylece Ben Blushi'nin 'Erdoğan bizim babamız değil' açıklamasına binaen gerçek 'baba' kolaylıkla anlaşılabilir.