PARALEL TEPKİ

Özgürlüklerin önünü değil ABD şirketi Twitter'i açan darbecilerin kurduğu Anayasa Mahkemesi, yasakçılığını unutup sivil siyasete ayar vermeye kalktı. Başkan Kılıç, "Paralel Yapı" söylemlerine tepki gösterdi.

AYAR VERMEYE KALKTI

İç hukuk yolları tüketilmeden ABD Şirketi Twitter'i açarak Anayasa'yı çiğeneyen AYM'nin 52. Kuruluş yıldönümünde milli iradeye fırça atılması tepki topladı. Başkan Haşim Kılıç'ın, AYM sanki demokrasiden ve ifade özgürlüğünden yanaymış gibi konuşması şaşırttı. "Paralel Yapı" söylemlerine sert tepki gösteren Kılıç, kendinden öncekiler gibi sivil siyasete ayar vermeye kalktı.

CHP LİDERİ GİBİ KONUŞTU

1960 darbesinden sonra sivil siyaset üzerinde vesayet kurumu olarak kurulan AYM, Twitter'i açtı diye "Yasakçı" kurum olduğunu unuttu. AYM, Abdullah Gül'e karşı 367 kararı gibi hukuk garabetini kabul eden, milletin partilerini kapatan, 411 milletvekilinin başörtüsüyle ilgili yasal değişikliğini reddeden kurum. AYM Başkanı Kılıç'ın "CHP lideri gibi konuştuğu" yorumu yapıldı.

AZARLANMAK İÇİN GİTMEDİK

AYM Başkanı Haşim Kılıç, Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı, Başbakan ve diğer devlet erkanının hazır bulunduğu salonda AYM'nin son dönemde verdiği kararlara karşı yapılan eleştirilere azarlar tonda yanıt verdi. TBMM Başkanı Çiçek, "Bu üslup yakışmadı. Kimse oraya azarlanmak için gitmedi" derken AK Partili Şentop "Bu işler cübbeyle olmaz. Cübbesini çıkarsın siyasete girsin" dedi.

ABD'NİN KUŞU

Kılıç, ABD şirketi Twitter'a erişimin engellemesini "telafisi mümkün olmayan mağduriyet" olarak gördüklerini söylerken küfür ve hakarete uğrayan vatandaşların hakkının ne olacağını ise es geçti.

TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNDE

Kılıç'a en sert tepkiyi AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar gösterdi. Kılıç'ın Abdüllatif Şener'leştiğini ileri süren Tayyar: "Artık o da tarihin çöplüğündedir" dedi.

AYM GRUP TOPLANTISI

Anayasa Mahkemesi'nin 52. Kuruluş Yıldönümü törenine Haşim Kılıç'ın yaptığı açıklamalar damgasını vurdu. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı önünde siyasileri de geride bırakacak açıklama ve yorumlarda bulunan Kılıç'a AK Parti'den sert tepki geldi: Bu işler cübbeyle olmaz. Cübbesini çıkarsın siyasete girsin.

Anayasa Mahkemesi'nin 52. Kuruluş Yıldönümü töreninde Başkan Haşim Kılıç, hükümete ağır eleştirilerde bulundu. Yargıya yönelik vesayet çabaları olduğunu belirten ve çok sert ifadeler kullanan Kılıç, hukuk güvenliğinin kalmadığını, "paralel yapı" ve "çete" suçlamaları ile yargının çökmenin eşiğine geldiğini söyledi. Kılıç, "Yargının karşı karşıya kaldığı şeyin adı 'vicdan yolsuzluğu'dur" dedi. Kılıç, Twitter kararı nedeniyle Anayasa Mahkemesi'ne yöneltilen "gayri millilik" suçlamasını ise "sığlık" olarak niteledi.

Muhalefet lideri gibi konuştu

Konuşmasında, hukukun üstünlünlüğü anlayışı ve demokratik değerlerle beslenen bir devletin yolunun her zaman açık olduğunu belirten Kılıç, Avrupa'nın, komünizm ve faşizm gibi totaliter rejimlerden demokrasi ve hukuk devleti mücadelesi vererek kurtulduğunu söyledi. "Demokratik değerleri, hukukun üstünlüğünü ve hukuk devleti anlayışının gereklerini tekrar tekrar konuşmak zorundayız" diyen Kılıç, insanların onurlu bir hayat yaşayabilmek için hukuk güvenliğinin egemen olduğu bir devletin varlığına ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Kılıç, konuşmasında özetle şunları söyledi:

Yargı, tuzak kurulacak yer değil

"Tarih olanları kaydeder. Gerçekleri itiraf etmek cesaretle çözüm bulmak zorundayız. Daha önceki konuşmalarımın bir bölümünde şunları dile getirmiştim. Yargı milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir ve olmamalıdır. Son dönemde yargı, paralel devlet ve çete diye nitelendirilen çok vahim ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir. Bugün itibariyle en basit alacak davasına ilişkin kararlar bile tartışma açılmış, yargıya güven ağır yara almıştır.

Ter değiştirmeyle sorun çözülmez

Herkes bu iddialarla ilgili bilgi belge ve delilleri zaman geçirmeden ortaya koymak zorundadır. Gerek yargıda gerek yürütmede var olduğu iddia edilen bu kişilerin, tayin edilerek sorunu çözmenin anlamsızlığı açıktır. Söz konusu iddiaların yargıda psikolojik travma yarattığı, hakim ve savcılar arasında önemli ayrışma ve bölünmelere sebep olduğu hepimizin saklayamayacağı gerçeklerdir. Bunun adaletin sonunu getireceğini olaylar bizlere göstermektedir.

Vicdan yolsuzluğu

İddia edilen kayıt dışı yapılanma, korku, endişe, belirsizliklerin doğmasına, mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur. Hukuk devletine yakışan yöntemler, gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden. İhlallerin sonuçları ve toplumsal karşılığı önemsenmelidir. Bireylerin her türlü endişeden arındırılmış güvenli bir alanda hayat sürmeleri anayasal haklarıdır. Anayasa Mahkemesinin hak ve özgürlükler mahkeme olarak tanımlanmasının, hak ihlallerinin ortadan kaldırılmasına bağlı olduğunu biliyoruz. Kamu gücüne sahip olanların, topluma sunduğu hak ve özgürlükleri lütuf olarak değerlendirilmesi düşünülemez.

AYM'yi milli olmamakla suçlamak sığlık

Amacımız sorun üretmek değil sorun çözmek olmalıdır. Bir eylemin işlemin, siyasi bir belge olan anayasaya göre denetlenmesi nedeniyle ortaya çıkan AYM kararının siyasi sonuçlar doğurması doğaldır. Anayasa Mahkemesi'nin siyasi amaçlarla hareket olduğunu söylemek ya da milli olmamakla suçlamak sığ.

Gömlek değiştiren bir karakterin sahibi değiliz

Bizler gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız. Dün hak ihlali uğrayanların nasıl yanında yer alınmışsa, bugün de herkesin karşısına çıkmaya devam edeceğiz. Mahalle baskısıyla, yargı mensuplarının görüş ve kararlarının etki altına alınma çabaları, asla geçerli değildir."

Cumhurbaşkanlığı adaylığı

Kılıç törenden sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağının sorulması üzerine Kılıç, şunları kaydetti: "Bunu bir kaç kez tekrarladım. Ben şu anda Anayasa Mahkemesi Başkanıyım ve bu görevimi sürdürüyorum. Bunun dışında dışarıda olandan bitenden ne haberimiz ne bir yönlendirmemiz ne de bir bilgimiz var. Tabii ki yazarlarımız, çizerlerimiz, televizyon programcılarımız bu konuda çeşitli görüşler sunuyor benim şahsımı itibarsızlaştırma, hakaret ve buna benzer birşey yapmadıkları sürece, tabii ki bu yorumları yapabilirler en tabii haklarıdır ama bunda benim bir bağlantım yok. Altını çizerek ifade edeyim."