Paralel PKK'yı kışkırtmaya çalışıyor

Hüda -Par Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin, PKK'nın bölgede kontrollü çatışma stratejisi uygulayarak seçimlerde yüzde 10 barajını aşmaya çalıştığını söyledi. PKK kontrolü dışındaki bütün siyasi ve sivil toplum örgütlerinin yeni süreçte ağır tehdit altında olduğunu vurgulayan Şahin, Paralel yapının PKK'yı kışkırtmaya çalıştığını ifade etti.

İSMAİL ZELVİ

Hüda Par Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin, HDP'nin yüzde 10 barajını geçebilmesi için bölgede faaliyet gösteren bütün siyasi yapı ve sivil toplum örgütlerinin terör örgütünün ağır saldırıları altında kaldığını açıkladı. Gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz Ali Adakoğlu ile görüşen Hüda -Par Genel Başkan Yardımcısı Said Şahin ve Hüda Par Genel İstişare Kurulu Üyesi Erdal Elibüyük 6-7 Ekim'de bölgede yaşananlar ve Cizre olayları hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundular.

PKK kontrollü çatışma içinde

İsrail'in Filistinlilere uyguladığı zulmü PKK'nın Kürtlere karşı uyguladığını vurgulayan Şahin, "Kirli ilişkilerle bu güne kadar gelmiş olan terör örgütü, Türkiye'de yaşayan Kürtlere karşı CHP'nin 90 yılda yapamadığı kötülüğü 10 yılda gerçekleştirdi. PKK'nın kontrolünde olan Kürtlerin yeni nesli çok ciddi olarak din düşmanlığı üzerine Marksist ideoloji üzerine yetiştiriliyor. Aile hayatı mahvedildi. Bunların etkisinde kalan gençlikte dindarlık sıfıra indi. Belli bir yaş üstü Kürtlerde ise dindarlık büyük etki aldı. Tavanda yer alan kesimde İslam düşmanlığı yapılıyor, tabanda yer alan kesimde ise Kürtçülük ve Kürtçülük sosyolojisi üzerinde siyaset yapılıyor. Maalesef Kürtler dindardır algısı PKK eliyle yıkılıyor. PKK'nın etkilediği kesim dindarlığı reddediyor. CHP'nin 90 yılda yapamadığı kötülüğü PKK 8-10 yılda Kürtlere yaptı. Kadın üzerinden, kadının özgürlüğü üzerinden yürütülen söylemler, kadın ve namus ilişkisini sıfırladı. Artık kadınlar açık açık ben kimsenin namusu değilim şeklinde düşüncelerini sokaklarda haykırıyorlar. Aile yapısını mezar olarak gösteren bir anlayış hızla gelişiyor" dedi.

PKK'nın derdi İslam düşmanlığı

Ortadoğu Coğrafyasında İslam'ın varlığını ve güçlenmesini istemeyenlerin PKK'yı taşeron olarak kullandığını savunan Şahin, "Yasin Börü'nün linç edilmesi olayında yer alanlardan birisinin başörtülü olması toplumun PKK elinde ne tarafa dönüştürüldüğünün göstergesidir. PKK'nın derdi Kürt, Kürtçülük ve Kürtlerin bağımsız devlet kurması olsa. Farklı bir şekilde hareket ederdi. Kürtlerin kazanımlarına saygı duyardı. Barzani Irak Kürdistan'ında statü elde etmiş, bağımsızlık konusunda ara ara açıklamalar yapan bir lider. Ne yapıyorlar şu anda görünürde bağımsızlık yanlısı görünüp alttan alta Barzani'ye vurmaya çalışan PKK yapısı var. Sürekli Barzani ile didişiyorlar, Barzani ile çatışıyorlar hatta en son Barzani'yi hain ilan ettiler. Suriye'ye gönderilen peşmergeleri çıkarttılar. 150 peşmerge gitmişti. Onları Kobani'den çıkarttılar" şeklinde konuştu.

PKK kontrollü şiddeti artırıyor

Cizre saldırılarının planlı programlı saldırılar olduğunu, bu güne kadar bu olaylarla ilgili adli sürecin başlatılmadığına dikkat çeken Şahin, "Devlet vatandaşın can güvenliğini sağlamazsa, 6-7 ekim olaylarıyla, Cizre olaylarıyla silahlarla kadın çocuklarıyla birlikte banyoya sığınacak ta, Bunları orada katletmeye yeltenecek şekilde gözü dönmüş silah kullanan yapıya karşı devlet vatandaşını korumazsa. Bu iş nereye varırın arkasını görmek lazım" diye konuştu.

PKK kirli bir yapı

Her eylemden sonra PKK'nın provokatör bahanesine sığındığına vurgu yapan Şahin sözlerini şöyle sürdürdü; "PKK'nın içinde çok farklı yapılar olduğunu biliyoruz. Bu olaylar bunlardan kaynaklanıyor olabilir. İşi ilginç yanı sahipleniyorlar. Mesela 6-7 Ekim Selahaddin Demirtaş çağırdı. YDG resmi sitelerinden adres gösterdi, hedef gösterdi, saldırın dedi, öldürün dedi. PKK medyası ev adresleri verdi. Araç plakaları verdi. Şu sokakta, şu ev, şu iş yeriu2026 BDP Diyarbakır il Başkanı Zübeyde Zümrüt, İŞİD'e destek veren 400 dernek var diyor. Zaten Diyarbakır'da toplam dernek sayısı 400 değildir. Genel bir hedef gösterdiler. Dolayısıyla sakallı gördükleri Müslüman gördükleri herkese saldırdılar. KCK açıklamalar yaptı bu noktada, her yer Kobani olacak diye, olumsuz görüntüler yansıyınca kamuoyuna tepkiler oldu."

Hükümet aşırı güven körlüğü yaşıyor

Hükümeti Paralel yapı ve PKK konusunda uyarmak istediklerine dikkat çeken şahin, "Biz bunları göstermeye çalıştık. Hükümet görmedi. Fakat hükümeti. 17-25 Aralık 7 Şubatta paralel uzanınca işin ciddiyetini anladılar. Başladılar darbe söylemlerine, gerçekten de darbe girişimi oldu. Bunlar olmamış olsaydı. Belki dışarıda cemaat karşıtı kimse kalmamıştı. 17-25 Aralık sonrası polisler yerlerinden oldu. Farklı yerlere gönderildi. Alel acele Ankara'ya gittik. Bunları bölgeye göndermeyin çok hassas bir yerdir dedik. Provokasyona açık bir yerdir. Bunlar çözüm sürecini istemiyor. PKK'yı bir şekilde kışkırtmaya çalışıyorlar, Kendileri ben her şeyi biliyorum, her şeyin farkındayım diyorlar. Çok aşırı öz güven insanı kör eder. Sonrasında olaylarda bizi karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Biz cevap vermedik. Bir düğünde birini öldürdüler bizim üzerimize attılar" dedi.

Çözüm süreci sarsıntıda

Çözüm sürecine rağmen PKK'nın hiçbir zaman hedefinden vazgeçmediğine dikkat çeken Şahin, "Şu anda bir gidişat var 6-8 Ekim olayları biraz salladı. Ama kendine getirmedi. Cizre olayları da eklenince ciddi tepki oldu. Şimdi Hüda-Par üzerinden hükümete gözdağı veriyorlar. Bu bölgede sivil toplum örgütü ve siyaset yapmak isteyen gruplara aba altından sopa gösteriyorlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş üzerinden bir allama pullama oldu. Yüzde 10'un üzerinde oyu yakaladı. Ciddi anlamda Kürtlerin nezdinde PKK ve onun uzantılarını meşrulaştırdı. Şu anda öyle bir tehlike hala devam ediyor" şeklinde konuştu.

Silah PKK'nın sigortasıdır

Şahin şunları söyledi, "Silah PKK'nın sigortasıdır. Cizre olaylarında belediyeye ait araçları teröristlere yol açıyor. Göz yumuyorlar, üzerlerine gitmeyelim çok fazla germeyelim. Sonuçta askere ve polise yönelik saldırı yok. PKK ben askeri vurmuyorum ama oradaki vatandaş başının çaresine bakıyor. PKK ben devlete saldırmıyorum o yüzden çözüm sürecini bozmuyorum diyor, ama Hüda-Par'a saldırarak hükümete karşı kontrollü bir şiddet uyguluyor. Normalde bu saldırılar yine devlete yapılmıştır. Devletin vatandaşının can güvenliği, anayasal hakları olan, siyaset yapma hakkı, sivil toplum çalışmaları engelleniyor. Ama ben polise, askere saldırırsam, kontrolsüz bir şiddet olacak, devlet bana cevap verecek. Ben vatandaşa saldırırsam devlet hesap yapacak, ben silah kullanırsam çözüm süreci bozulur mu diyecek. Vatandaşa saldırdığımda devlet göz yumacak, sesini çıkarmayacak. PKK bölgedeki kendi dışında göç olabilecek kesimleri döverek terbiye etmeye çalışıyor. Bu sene kutlu doğum olacaksa benim iznimle olacak, dindarlık olacaksa benim izin verdiğim dindarlık olacak. Cizre'de en güçlü olduğu yerde tampon bölge oluşturmak istiyorlar."