ABD'nin başkenti Washington'da Fethullah Gülen'e bağlı medya kuruluşlarının önderliğinde Türkiye'yi karalamak amacı ile iki farklı panel düzenlendi.
ABD Kongresi ve Ulusal Basın Kulubü'nde (NPC) "Türkiye'deki basın özgürlüğü"nü ele almak bahanesi ile düzenlenen karalama propagandasına, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Washington Ofisi Direktörü Delphine Halgand, Brookings Enstitüsü Türkiye Projesi Direktörü ve TÜSİAD-Kıdemli Uzmanı Kemal Kirişçi, Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış ve Zaman Gazetesi Yazarı Sevgi Akarçeşme konuşmacı olarak katıldı.
Türkiye'de gazetecilik sebebi ile hapiste bulunan tek bir gazeteci olmamasına rağmen, terör ve diğer suçlardan hapiste bulunan gazetecilerin durumunun bir "cadı avı"na benzetildiği panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ve hükümet hakkında bir çok kötü propaganda amaçlı açıklamada bulunuldu.
Panele katılanlar arasında yabancıların çoğunluğu ve özellikle Yahudi lobisi tarafından panele gösterilen yoğun ilgi dikkat çekti. Panele izleyici olarak katılanlar arasında Amerika'daki Türk toplumundan Türkiye sevdalısı 10 - 12 kişilik bir grup da vardı. Gülen bağlantılı medya kuruluşlarından olan panel konuşmacıları kendilerine yöneltilen "Zaman Gazetesi ve Samyolu TV'nin yayına devam edip etmeyeceği? Fethullah Gülen'i eleştiren bir haber yayınlayıp yayınlayamayacakları? Kendilerini finansal olarak destekleyen dini veya politik bir hareketin olup olmadığı? Eğer Türkiye'de gerçekten basın özgürlüğü yoksa kendileri dahil hükümet karşıtı yayın yapan bir çok medya kuruluşunun bulunmasını nasıl açıkladıkları?" gibi soruları yanıtsız bıraktılar.
Katılımcılardan Zaman gazetesi yazarı Sevgi Akarçeşme "Fethullah Gülen'i eleştiren bir haber yayınlayıp yayınlayamayacakları?" sorusuna "kendisi benim ruhani liderimdir" demekle yetindi.
Panel konuşmacıları propaganda amaçlarına hizmet etmeyen soruları yanıtlamaktan kaçınırken Hükümete iftira atmakta bir birleri ile yarıştılar.
Zaman gazetesi yazarı Sevgi Akarçeşme hükümeti eleştiren bir çok açıklamada bulunurken "Doğrudan veya dolaylı olarak Türkiye'nin en büyük medya patronu Erdoğan'dır" gibi açıklamalarda bulundu.
TÜSİAD-Kıdemli Uzmanı Kemal Kirişçi ise Türkiye'de Bir "Cadı Avı" yaşandığı iddiasında bulundu.
Hürriyet Gazetesi Washington Temsilcisi Tolga Tanış, ise Türkiye'deki gazeteciler arasında basın özgürlüğü tanımı konusunda anlaşmazlıklar olduğunu söyledi. Hükümetin uluslararası basın özgürlüğü prensiplerine inanmadığını iddia ederek, "Örneğin kötü sorular sorarsan Cumhurbaşkanı'nın uçağına davet edilmezsin." dedi.
Yasadışı Dinlemeleri Örnek Gösterdiler
ABD Kongresinde, "Türkiye'de basın özgürlüğü ve İnsan hakları" adlı ikinci panelde ise aynı iddialarını tekrarlayan katılımcılar Paralel Yapı ile bağlantılarını belgelercesine yasadışı dinlemeleri örnek gösterdiler.
Zaman gazetesi yazarı Sevgi Akarçeşme, Türkiye'de medya sahiplerinin farklı alanlarda da ticari faaliyet göstermelerinin basın özgürlüğü konusunda problemlere sebep olduğunu söyledi. Hükümetin bu gibi basın kuruluşlarını kontrol altına almak için diğer alandaki şirketlerine vergi denetlemeleri ve ruhsat vermeme gibi baskılar yaptıklarını iddia eden Akarçeşme, Paralel yapı tarafından kanunsuz olarak yapılan dinlemelerden biri olduğu iddia edilen ses kaydından bahsederek Milliyet Gazetesi'nin sahibi Erdoğan Demirören ile Erdoğan arasında geçen ve Demirören'in ağladığı ses kayıtlarını örnek gösterdi.
Gülen yandaşı medya kuruluşlarınca düzenlenen Türkiye karşıtı panele Yahudi lobisinin yoğun katılım göstermesi dikkat çekti.