Kuşkusuz iki senedir dünyayı esir alan koronavirüs insanların hayatında çok şeyleri değiştirdi. Mesela, bir çok kurum daha önce çoğu insanın bilmediği ve denemediği evden çalışma sistemini uygulamaya başladı. Kalabalık ortamlardan kaçmak isteyen bir çok kişi de toplu taşıma araçlarından kaçıp özel araçlarıyla işe gidip gelmeye başladı. Bu da özellikle büyükşehirlerde daha önce yaşanmamış bir trafik yoğunluğu ve yükünü ortaya çıkardı. Aşılamanın hızla devam ettiği bugünlerde ise kademeli normalleşme sonrasında kültür-sanat faaliyetleri, konser organizasyonları, tiyatro ve sinemalar çok farklı boyutlarda izleyicileriyle buluşuyor. Kuşkusuz koronavirüsün ne zaman hayatımızdan çıkacağı belli olmayan yaz dönemi ise tatil tercihlerinin çok farklı konseptlere kaydığı bir süreç olarak dikkat çekti. Turizmin cazibe merkezi Armutlu’da geçtiğimiz dönemde Armodies Termal Park’ı hızla bitirip misafirlerinin hizmetine sunan, bugünlerde ise Altınevler projesiyle Armutlu’da katma değer üreten Kuran Grup Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kuran, pandemi döneminin insanların alışkanlıklarını değiştirdiğini belirterek, “Artık insanlarımız kalabalık otel, motel konseptlerini değil, doğa, deniz ve ormanı bulabilecekleri izole kamp ortamlarını tercih etmeye başladılar. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüsten kaçmak isteyenlerin doğayla iç içe olmaları turizm sektörüne de yeni bir anlayışı beraberinde getirdi” dedi. Yaz dönemde bir çok insanın tek başına sayfiye yerlerine gittiklerini veya deniz ile ormanın buluştuğu ormanlık bölgelerde kamp tatili yaptıklarını, diğer yandan uzun yıllardır unutulan köy ziyaretlerinin gerçekleştiğine dikkat çeken Kuran, “Açıkçası diyebiliriz ki bu musibet bizlere unuttuğumuz bazı şeyleri de hatırlattı. Bunların başında köylerimizi ziyaret ve sıla-i rahim oldu. Yaz dönemlerinde direkt olarak yazlık bölgelere geçen insanlar, şimdi büyüdükleri ve kopup geldikleri bölgelere de gittiler, kent yaşamından izole bir tatil yaptılar” ifadelerini kullandı.
DENİZ VE DOĞAYI KUCAKLAYAN ALTINEVLER PROJESİ
Fatih Kuran, bahsettiği konseptte, denizi ve ormanı içinde barındıran, ayrıca termal suyu buluşturdukları Altınevler projesinin de turizmin cazibe merkezi Armutlu’da nitelikli bir katma değer ürettiğine dikkat çekerek, “Bizim projemizde denizimiz var, ormanımız var. Yanıbaşımızdaki orman bize avuç avuç oksijen veriyor. Altınevler’de denizi, doğayı, kaplıcayı, ormanın armonisini buluşturduk. Misafirlerimize ömürlerine ömür katacakları izole bir projeye kavuşturuyoruz. Büyükşehirlerin kaosundan, gürültüsünden bıkan misafirlerimiz burada ciğerlerine denizin, ormanın oksijenini dolduracak, şifalı kaplıca suyuyla sağlık bulacak. Ömürlerine ömür, sağlıklarına sağlık katacaklar. Pandemi sonrasında herkes tatil konseptlerinde doğayı, sessizliği, sağlığı aramaya başladı. Bu bağlamda Altınevler projesi de insanlarımız için tatillerini sağlıkla birleştirebilecekleri bir sosyal yaşam alanı. Mesela bizim projemizde övünç kaynağımız oluşturduğumuz hobi bahçeleri. Misafirlerimiz domates, biber, salatalık ekebilecek. Ayşe teyze domatesi koparsın, domatesi dalında hiç görmemiş oğlu gelsin yeşillikler içinde doğayı tanısın. Projemizin içinde üzüm bağları yaptık ki misafirlerimiz salkım salkım üzümleri alsınlar. Çocuklarımız da karpuzun ağaçta değil yerde yetiştiğini bilsin istedik. Metropol şehirlerde yaşayan çocuklarımız domatesin, biberin, karpuzun nasıl yetiştiğini bilmiyorlar. Görmemişler... Ama burada görme imkanları olacak. Dedeyle torunun birlikte tatil yapabileceği, doğal organik yaşantının içiçe olacağı yaşam alanları imal etmeye çalışıyoruz. Lüks sitelerin önemi kalmadı artık. Projenizin lokasyonu önemli. Güneş, doğa, deniz, orman. Ne kadar iç içe olabiliyorsunuz. Bütün bunların olduğu bir yaşam alanı burası” açıklamasını yaptı. Altınevler’in ortak alanlarında şifalı termal suyun ve kaplıca havuzlarının olacağını kaydeden Fatih Kuran, “Biz Osmanlı Türk hamam kültürü olan bir milletiz. Su kültürü, Avrupa’ya bizim ecdadımızla birlikte gitmiştir. Maalesef biz bunu unuttuk. Kaplıca çok önemli bir tedavi yöntemidir. Kaplıca suyu topraktan gelen mineraller olduğu için tam bir şifa deposudur. Kaplıca suyunda demir var, kalsiyum var. Dolayısıyla bizim hammaddemiz kaplıca. Kaplıcaya giren herkesin bağışıklık sistemi kuvvetleniyor. Bundan sonra yaşantılarında hasta olma ihtimalleri minimuma iniyor. Covid-19 en çok kime zarar veriyor? Bağışıklık sistemi zayıf olanlara. Böylece kaplıca suyumuzla vücut direncinizi artıracaksınız, sağlığınıza çok özel bir yatırım yapmış olacaksını. Aynı zamanda burada deniz iyotunu ciğerlerinize çekeceksiniz. Kaplıcaya gireceksiniz. Hastalıklara kapılma ihtimaliniz de en aza inecek” değerlendirmesini yaptı. Kuran aynı zamanda projelerinde bayanlar için ayrı bir plaj da bulunduğunu, mahremiyetin her yönüyle sağlandığı bu plajda misafirlerinin gönül rahatlığıyla denize girebileceklerini, hassasiyeti olan misafirleri için bu noktada Altınevler projesinin çok ayrıcalıklı bir kimlik sergilediğini belirtti.