Pakistanlı uzmanlar Hindistan'da yaşayan milyonlarca Müslüman'ın ülkede yükselen İslamofobi dolayısıyla tehlikede olduğunu belirterek, "Pakistan'a yönelik bir mülteci akınına engel olmak için" dünya güçlerine bu konuyu dikkate almaları çağrısında bulundu.
Pakistan Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Şibli Faraz, başkent İslamabad'da bir seminerde yaptığı konuşmada, İslamofobya'nın Hindistan'da iktidardaki Hindistan Halk Partisi'nin (BJP) elinde bir araç haline dönüştüğünü söyledi.
Faraz, Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin din temelinde Müslümanların "şeytanlaştırılmasını" teşvik ettiğini ve "sağcı etnik milliyetçiliği" desteklediğini belirterek, Modi'nin Müslümanlara karşı politikalarının ciddi sonuçları olacağını ifade etti.
Hindistan'da geçen sene aralıkta Vatandaşlık Yasası'ndaki değişikliğe atıfta bulunan Faraz, bu durumun sadece milyonlarca Müslüman'ı tehlikeye atmakla kalmadığını aynı zamanda etkisi sınırların ötesine taşacak bir insani krize yol açacağını söyledi.
Faraz ayrıca Hindistan'ın "işgali altındaki" Cammu Keşmir’in demografik mühendislik ve dış dünyayla iletişimin kesilmesi nedeniyle bir yıldan uzun bir süredir katı bir sokağa çıkma yasağı altında bulunduğunu belirtti.
Pakistan İslam İdeolojisi Meclisi Başkanı Kıble Ayaz ise uluslararası camianın hemen harekete geçmemesi halinde yeni bir mülteci akını yaşanabileceğine dair uyarıda bulunarak, Modi'nin "ırkçı ve faşist" ideolojisinin Hindistan'da İslamofobi ve popülizmi artırdığını dile getirdi.
Siyasi analist Sabina Ayyaz da Müslümanlara karşı propogandanın yayılmasındaki rolü sebebiyle Hint medyasını eleştirdi.
Vatandaşlık Yasası'ndaki değişiklik aylarca protesto edilmişti
Hindistan'ın çeşitli eyaletlerinde 31 Aralık 2014'ten önce ülkeye giren gayrimüslim göçmenlere vatandaşlık verilmesine imkan tanıyan ancak aynı durumdaki Müslümanları kapsam dışı tutan düzenleme, Aralık 2019'dan martın ortalarına kadar protesto edilmişti.
Yeni Delhi'de 23 Şubat'ta başlayan ve yaklaşık 5 gün süren protestolarda ve şiddet olaylarında, bir emniyet amiri ve istihbarat görevlisinin yanı sıra 51 sivil hayatını kaybetmişti.
Yeni Delhi'nin dışında ülkenin farklı bölgelerinde yaşanan protestolarda 28 sivil yaşamını yitirmiş, ülke genelinde toplamda 79 sivil gösterilerde can vermişti.
Yürürlüğe giren kanun kapsamında özellikle Pakistan, Bangladeş ve Afganistan'da dini baskıdan kaçan Budist, Sih, Jain, Parsi, Hindu ve Hristiyanlar, kimliklerini ve Hindistan'da 6 yıldan uzun süredir yaşadıklarını kanıtlamaları halinde vatandaşlık elde edebilecek, aynı pozisyondaki Müslümanlar ise kapsam dışında tutulacak.