Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun Türk eğitim tarihinde 1960'lı yıllardan beri beklenen büyük bir özlem olduğunu ifade eden Özer, "1960'lı yıllardan itibaren tüm milli eğitim şuralarında açık veya zımnen öğretmenlere mahsus bir kanun olması gerektiği dile getirilmiş." dedi.
Özer, Öğretmenlik Meslek Kanunu teklifinin, 31 Aralık 2021 itibarıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tensipleri ile TBMM'ye iletildiğini hatırlattı.
Süreçteki desteğinden dolayı Cumhurbaşkanı Erdoğan'a şükranlarını sunan Özer, kanunun çıkmasına emek veren ve Genel Kurul çalışmalarına katılan milletvekillerine de teşekkür etti.
Kanun ile öğretmenliğin bir kariyer mesleği haline getirildiğine işaret eden Özer, "Adaylık, öğretmenlik, uzman öğretmenlik, başöğretmenlik ile öğretmenlerimizin uzun soluklu meslek hayatları boyunca kendilerini geliştirdikleri ve özlük haklarından yararlandıkları bir mekanizma oluşturuluyor. Bu kanunun, uzun vadede Türkiye'deki eğitim sisteminin kalitesinin artmasına büyük bir katkı sağlayacağına inanıyorum." diye konuştu.
Kanun ile adaylık kaldırma sınavının da kaldırıldığını dile getiren Özer, 10 yıl kıdemi olan öğretmenlerden MEB'in düzenlediği 180 saatlik eğitimi tamamlayanların sadece aldıkları eğitim içeriğinden yapılacak sınavda başarılı olmaları durumunda hem bir dereceyle taltif edileceklerini hem de maaşlarında 1000 liranın üzerinde iyileştirme yapılacağını belirtti.
Yüksek lisans yapan öğretmenlerin bu sınavlardan muaf olacağını söyleyen Özer şu değerlendirmelerde bulundu:
"10 yıllık uzman öğretmenler de yine Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenecek 240 saatlik eğitimini tamamladıktan sonra, o eğitimin içeriğinden olacak şekilde yapılan sınavdan başarılı olmaları durumunda başöğretmen olacaklar. İlave bir derece ve 2 bin lira üzerinde bir iyileştirmeyle de özlük haklarında ciddi bir değişiklik olacak. Doktora yapan öğretmenlerimiz yazılı sınavdan muaf olacaklar. Bu çok kıymetli bir şey."
Uzman öğretmen ve başöğretmenlik için sınavları MEB yapacakBakan Mahmut Özer, uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için sınavların MEB tarafından yapılacağını bildirdi.
Özer, öğretmenlerin belli periyotlarda sürekli ciddi eğitimlerden geçmelerinin, meslekleri ile ilgili güncel gelişmeleri takip etmelerinin, diğer taraftan lisansüstü eğitime teşvik edilmelerinin çok önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.
Özellikle OECD ülkelerinde lisansüstü eğitimin öğretmenler için vazgeçilmez bir alan olduğuna dikkati çeken Özer, "Çoğu ülkede yüksek lisans mezunu olmayan öğretmen çok az. Finlandiya'daki öğretmenlerin tamamı yüksek lisans mezunu. Bizde ise yüksek lisans mezunu olan öğretmenlerimiz yüzde 10'un altında, doktoralı oranı ise çok çok daha düşük. Dolayısıyla bir şekilde hem belli bir mesleki eğitimden geçecek hem de master-doktora yapacak öğretmenler, ciddi olarak özlük haklarında fark oluşturacak şekilde ödüllendirilecek." diye konuştu.
Mahmut Özer, yasanın uygulanması ile ilgili bir yönetmelik yayımlanacağını bildirerek "Uzman öğretmenlik süreçleri, eğitimlerin içerikleri gibi kanunda belirtilmeyen ama sahada uygulanırken dikkat edilecek konular, çerçeve yönetmelikle açıklığa kavuşmuş olacak. Biz de tüm paydaşlarımızla değerlendireceğiz ve yönetmeliği kamuoyuyla paylaşacağız. Sonrasında da yayımlanmak üzere Cumhurbaşkanı'mıza göndereceğiz." ifadesini kullandı.
'Yönetmelik süreci 7 Şubat'a yetişmeyecek'Yeni atanan öğretmenlerin göreve başlatılmadan önce 3 aylık bir eğitim programından geçirilmesine ilişkin çalışma hatırlatılarak 31 Ocak'ta atanan 15 bin öğretmen için bu uygulamanın geçerli olup olmayacağının sorulması üzerine Bakan Özer, "Öğretmenlerimiz, 7 Şubat itibarıyla okullarında aktif olarak çalışmaya başlayacaklar. Yönetmelik süreci 7 Şubat'a yetişmeyeceği için yeni 15 bin öğretmenimiz, bu süreçten muaf olacak ve görevlerinin başında olacaklar. İnşallah daha sonraki öğretmen atamalarında kanun ve yönetmelik çıktıktan sonra 3 aylık mesleki gelişim eğitim programını uygulama imkanımız olacak." diye konuştu.