BAYRAM ZİLAN ANKARA
AK Parti Grup Başkan Vekili Mustafa Elitaş, gündemdeki Dersim tartışmalarını, genel seçimler yaklaşırken Ak Parti'nin seçimden beklentilerini, sivil anayasa çalışmalarına dair konuları Ankara Temsilcimiz Bayram Zilan'a değerlendirdi.
GEÇMİŞLE YÜZLEŞMELİYİZ
-Dersim tartışmaları devam ediyor. Muhalefet partilerinin karşı koyuşu sürerken, millet ne düşünüyor? Bu karşı koyuşun bir karşılığı var mı?
Geçmişimizde yaşanmış acı hadiseler var. Şuan ki adı Tunceli, eski adı Dersim olan o bölgede, yaşayan halkın halayüreklerinde bu olayın acı izleri var. Konuyla ilgili Cumhurbaşkanımız, hükümet adına bir özür beyan ettiler. Başbakanımız Davutoğlu da aynı yolda ilerlemektedir. O dönemde Tunceli'de yaşayan insanların acılarını paylaşabilmek için bir girişimde bulunuldu.
KILIÇDAROĞLU KONUŞSUN
Birkaç gün önce Dersimli kayınvalidesini kaybeden, cenazesini de Dersim'de kılan Sayın Kılıçdaroğlu'nunyaşanan olaylara duyarsız kalması da ayrı bir durum. Bir suçluluk psikolojisiyle, kendisi konuşamayıp, genel başkan yardımcılarını ya da diğer milletvekillerini taşeron olarak kullanmasıkendisine yakışmayan bir durumdur. Biz, yaşanan bu acı hadiseyi en azından bölge insanının gönlüne su serpebilmek adına hata olduğunu söyleyebilmeliyiz. Yapılan yanlışı ifade ederek, onların yıllarca devletle olan kırgınlıklarını bir tarafa bırakıp, devletle milletle barışmalarına fırsat sağlayacak bir kapı aralamak bizim için önemliydi. Açıkçası CHPGenel Başkanı ve eşinin bir Dersim'li olarak bu durumu kabul etmesi ve bizden önce bunu gündeme getirmesi gerekirdi. Ama SayınKılıçdaroğlu'nun partisinin Genel Başkanı olamadığı gibi Dersim'li bir ailenin yetiştirdiği biri olmayı dahak etmediğini görüyoruz.
TÜRKEŞ HAYATTA OLSAYDI
Dersim hadisesinin yaşandığı dönemde rahmetli Başbuğ Alpaslan Türkeş ve arkadaşları aynı yıllarda işkence gördü. Ak Parti Genel Başkanı o dönemle yüzleşip fikrinden dolayı işkence gören insanların haklarını gözetip, yapılanların yanlış olduğunu belirtti. Sayın Devlet Bahçeli'nin de bu duruma hırçın ve anlamsız bir şekilde itiraz etmesine anlam veremiyorum. Rahmetli Türkeş hayatta olsaydı belki o günle ilgili konuşmayı kendisine yediremezdi. Ama hükümetin yaptığı icraatın doğru olduğunu en azından kalben tasdik ederdi. MHP'nin Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin rahmetli Türkeş'in kemiklerini sızlattığını düşünüyorum. Dersim'e gitmesi deönemli bir hadisedir. Biz şunu söylüyoruz; Türkiye'nin 81 vilayetindeki siyasi partilerin var olmasını istiyoruz. 780 bin metrekarelik toprağın Türkiye Cumhuriyeti coğrafyasının her bir miliminin vatan toprağı olduğunu, İstanbul'un bir çakıl taşıyla Hakkari'nin çakıl taşının birbirinden farklı olmadığını söylüyoruz. Bu vatan evlatlarının canlarını, gözlerini kırpmadan verebileceklerini düşünerek siyasi partilerin burada faaliyet göstermelerini istiyoruz.
SİYASET HATALARLA YÜZLEŞEBİLMEK İŞİDİR
- Devlet yüzleşiyor, hükümet yüzleşmeye kapı aralıyor. Peki, muhalefet neden geçmişiyle yüzleşmekten kaçınıyor?
Korku var. Müesses nizamın kendilerine dayattığı, beyinlerini şekillendirdiği süreçten çıkamamaları söz konusu.Zaten Ak Parti ve diğer partilerin arasındaki en önemli fark bu. 1915 olayları, Tunceli olaylarından çok farklı bir noktada. 1915 olayları savaş günlerinde meydana gelmiş, vatandaşlarımız olan kişilerin bir tehcir hadisesi sonucunda ortaya çıktığı acıolayların var olduğunu düşünüyoruz. Ama bunu araştırmasını da tarihçilerimize bırakalım diyoruz. Aynı şekilde biz Dersim'de o katliamı yapanları, yargılamak yerine en azından bu acıları paylaşarak, hata yapıldı diyebilme basiretini ve cesaretini gösteriyoruz. Siyaset cesaret işidir. Siyaset hatalarla yüzleşebilmek işidir.
CHP MÜESSES NİZAMIN PARTİSİDİR
CHP müesses nizamın bir temsilcisi amaKılıçdaroğlu'nunbu meseleleri savunmalarını engelleyen bir tutum içinde olduğunu görüyoruz. MHP kutsal devlet ilkesine dayanan hareketle belki kendilerine başbuğlarına, Türkeş'e yapılan zulmü bile içlerine sindirerek devletimiz yaptıysa doğrudur düşüncesiyle hareket edebilir ama bu düşünce de yanlıştır. Devleti de idare eden insandır.
DEVLET MİLLET İÇİN VARDIR
Devlet millet için vardır, devlet millete hizmet etmek için insanlar vasıtasıyla yönetilir. Bizde kutsanması gereken Allah'ın yarattığı en önemli varlık olan insanın öne çıkarılması. İnsan için devlet vardır İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ilkesiyle hareket ediyoruz bunu ifade etmeye çalışıyoruz. Zaten anlayış farkı, bakış farkımız buradan kaynaklanıyor. Eğer MHP'de insan ile çıkmış devleti kutsamayı geçip sadece, Allah'ın yarattığı en önemli varlık olan insandır diyerek onu kutsamaya başlarsa bizimle aynı paralelde düşünür.
ANKETLERDE AK PARTİ %49,5 ÇIKIYOR
- Genel seçimler artık yaklaştı. Bir kamuoyu araştırmanız var mı? Seçimlerden beklentiniz nedir?
Çalışmalarımız sürüyor. Sürekli kamuoyunu yoklamaları da yapıyoruz. Elimizde şuanda hem Ekim hem de Kasım ayına ait iki ayrı anket var. Ekim ayı anketimizde oy oranımız %50,4, Kasım Ayında ise yüzde 48,5. Tabi memnuniyet anketlerimiz var. Son derece önemli: İki ayrı şirkete yaptırdığımız son araştırmaya göre toplumun %49,5'uicraatlarımızdan memnun. Çalışmalarımız profesyonel bir şekilde sürüyor. Kurumsallaşan bir partiyiz. Şimdi seçimler yaklaşıyor. Alanlara ineceğiz. Yaşananları ve icraatlarımızı milletimize anlatacağız. Vatandaşlarımızla buluştuğumuzda oy oranımız anket sonuçlarının da üzerine çıkacaktır. Hedefimiz anket sonuçlarının çok daha üstünde oy almak.
SİVİL ANAYASA, PARTİ PROGRAMIMIZDA VAR
- Seçim sonrası sivil anayasa konusunda bir çalışmanız olacak mı?
Sivil anayasayı biz 2007 yılından itibaren gündeme getirdik. Parti programımızda da var. İlk defa bu dönem sivil bir anayasa yakalama fırsatını elde ettik. 2007-2011 arasında CHP Genel Başkanı olan Deniz Baykal, TBMM'nin yepyeni bir anayasa yapmaya muktedir olmadığını, anayasanın darbe yapıldığı takdirde yapılabileceğini ifade eden bir yaklaşım içerisindeydi. 2011'den itibaren Sayın Kılıçdaroğlu bunu değiştirdi.CHP'nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda temsil eden milletvekillerinin üçü ayrı bir parti olarak hareket ettiler. Diğer siyasi partililerin dokuzunun bir araya geldiği kurum CHP'li milletvekillerinin üçü kendi aralarında, bir araya gelemediler.
330 MİLLETVEKİLİ İSTİYORUZ
2015'te yapılacak genel seçimlerde vatandaşımıza diyoruz ki, "Bizi muhtaç etmeden, anayasayıtek başımıza değiştirecek çoğunluk 330 ve üzerinde milletvekilini bize ver, anayasamızı hazırlayalım senin takdirlerine sunalım" diyoruz. 12 Eylül 1980 darbesinin kuşattığı bir anayasayla 21.yüzyılda Avrupa Birliği'nde adımlar küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir ülkeye bu anayasa yakışmıyor. Günün şartlarına uygun, modern demokrasiyi içinde barındıran çağdaş demokrasinin bütün imkanlarını bu milletin inşalarına sunan bir anayasa yapmak için bize yetki vermelerini arzu ediyoruz. Bu anlamda 330 ve üzeri milletvekili çıkaracak şekilde bizi destekledikleri takdirde yavrularımıza bırakacağımız Türkiye'yi daha umutlu, daha istikrarlı, daha güvenli geleceğe daha umutla bakan bir Türkiye olmasına imkan verecektir.