İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi'nin (IRCICA) Cağaloğlu'ndaki binasında gerçekleştirilen etkinlikte, Prof. Dr. Lale Uluç ve Bora Keskiner tarafından kaleme alınan çalışmaya ilişkin görseller eşliğinde sunum yapıldı.
IRCICA Genel Direktörü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezin 40 yılı aşkın süredir kültürel faaliyetlerde bulunduğunu, tanıtımı yapılan eserin yayına hazırlanmasında iki değerli ilim insanının çok büyük emeklerinin olduğunu söyledi.
'Maalesef kendimizdeki zenginliği dünyaya yansıtamıyoruz'IRCICA'nın uluslararası bir kültür kurumu olduğunu ve İslam kültürüne dair İngilizce, Arapça ve Fransızca yazılmış eserlere önem verdiklerini belirten Kılıç, "Bu açıdan yazarlarımızın söz konusu eseri doğrudan İngilizce kaleme almaları, İslam kültürüne ait bu tarz eserlerin dünya akademi ve sanat çevrelerince bilinmesi açısından çok önemli bir durumdur." dedi.
Gerçekleştirilen çalışmaların ülke içerisinde kalmaması gerektiğine dikkati çeken Kılıç, "Maalesef kendimizdeki zenginliği dünyaya yansıtamıyoruz. Dış dünyada da Türkçe, Arapça ya da Farsça bilen insan çok az olduğu için onların anlayacağı bir dilde meseleyi aktarmamız çok önemli. Çalışmasını yürüttüğümüz bu kitap, bu anlamda önemli bir yerde duruyor." ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Kılıç, eserin Sultan III. Murad'a ait cülusun bir parçası olduğuna işaret ederek, "Kültürel açıdan İran ile Osmanlı arasında önemli geçişler ve münasebetler olmuş. Türkler, Anadolu'ya İran platosundan geçerek geldiler. Dolayısıyla İran'daki kültür ve sanat çalışmalarıyla, Anadolu'daki önce Selçuklu ve ardından Osmanlı kültür coğrafyası arasında çok yakın bir irtibat söz konusu." şeklinde konuştu.
Orta Asya ile İran İslam sanatlarının Selçuklu ve Osmanlı kültürünü besleyen iki damar olduğu bilgisini veren Kılıç, şunları kaydetti:
"Her ne kadar siyasi manada bazı çatışmalar olsa da kültürel açıdan yakınlıklar ve birbirlerine hediye göndermeler, bu iki gelenek için çok büyük bir önem arz ediyor. Söz konusu hediyelerden biri de 7 deve yüklü İran heyetinin, Sultan III. Murad'ın tahta çıkışını kutlamak üzere gönderdiği hediyelerdir. Bu hediyeler arasında da Şah Tahmasb adına yapılmış ve sonraki bir dönemde Osmanlı'ya hediye edilecek 'Şah Tahmasb Albümü' de yer almaktadır. Bizim yayına hazırladığımız albüm, Osmanlı'ya hediye edilen bu eserdir."
Eserin içinde Şehname'den bölümler, şiirler, hadisler, ayetler, o dönemin meşhur hattatlarının eskizleri ve minyatür ustalarının yaptığı örneklerin bulunduğunu belirten Kılıç, "Bütün bunların belirli bir kronoloji ve fikir birliği izlenmeden, adeta rastgele bir araya getirilmesinden ise elimizdeki eser, yani 'albüm' meydana geliyor. Bu albümün en büyük faydası minyatür, tezhip ya da hat alanında çalışanların, o ustaların örneklerinden faydalanabilecek olmalarıdır." değerlendirmesini yaptı.
'Bunlar zamanında örnek olarak kullanılmış eserler'Kitabın yazarlarından, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lale Uluç, Şah Tahmasb Albümü'nün de içinde olduğu albümlerin 15. ve 16. yüzyıl saray kütüphanelerinde toplanmış eserlerin, koruma amaçlı olarak kesilip albümlerin sayfalarına yapıştırılmasıyla oluştuğunu söyledi.
Bu tür eserlerin sürekli ve devam eden bir metni bulunmadığını fakat içindeki eserlerin sanat değeri için çok kıymetli ürünler olduğunu belirten Uluç, "Bu eserler müze duvarları gibidir. İçindeki resimler, hat eserleri, tezhipler bir seçimden sonra buraya yerleştirilmişlerdir. Bunlar, zamanında örnek olarak kullanılmış, taklit edilmiş çok önemli eserler. Burada karşımızda tarihler, ketebeler, hattat isimleri çıkıyor ve bunlar üzerinden bazı silsileleri takip etme fırsatına erişebiliyoruz. Bu açıdan, söz konusu albümler bizler için çok büyük bir önem arz ediyor." görüşünü paylaştı.
'İslam kitap sanatları açısından sonsuz değere haiz'İslam sanatları tarihi uzmanı Bora Keskiner ise yayına hazırlanan albümün, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde bulunduğunu ve dünyaca ünlü örnekleri içinde barındırdığını kaydetti.
Çalışmanın, İran minyatürleri ve hat sanatı örneklerinin bulunduğu 16. yüzyılda Şah Tahmasb'ın patronajı altında bir araya getirilmiş önemli bir albüm olduğunu vurgulayan Keskiner, "İlgili albüme benzer, başta Topkapı Sarayı'nda bulunan, son derece önemli, Akkoyunlu ve Timuri albümler gibi çalışmalar vardır. Osmanlı olmamakla birlikte, İslam kitap sanatları açısından sonsuz değere haiz eserler bulunmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.
Eserin İslam hat ve minyatür sanatının gelişimini belgelediğine dikkati çeken Keskiner, "Burada çok önemli sanatkarların, saray üstatlarının, nakkaşlarının ve hattatlarının eserleri yer almaktadır. Tahmasb albümünü hazırlayıp kamuya sunmakla, albümün içindeki fragmanları, minyatürleri, sanat ve bilim dünyasına tanıtmış olduk. İnşallah ülkemizdeki diğer albümler de benzer bir şekilde yayınlanır ve kültür dünyamıza kazandırılmış olur." diye konuştu.
Araştırmacıların ve akademisyenlerin ilgi gösterdiği geniş katılımlı etkinlik, konuşmacıların soruları cevaplanmasıyla sona erdi.