SÖYLEŞİ: ÖZLEM DOĞAN
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 20 yılı aşkın süredir kutladığı 'Kutlu Doğum Haftası'nın bu yıl ki teması "Hz. Peygamber ve Birlikte Yaşama Ahlakı" olarak belirlendi. Diyanet İşleri Başkanlığı, Peygamberimizin hayatından yola çıkarak, onun değerli şahsiyetini ve topluma getirdiği bir arada yaşayabilme huzurunu çeşitli etkinliklerle anlatıyor. Kutlu Doğum Haftası'nı ve Peygamberimizin bir arada yaşama ahlakı temasını İstanbul İl Müftü Yardımcısı Vehap Kapıcıoğlu'yla konuştuk.
Kutlu Doğum Haftası nasıl hayata geçti?
1989'dan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı her sene farklı bir konuyu ele alarak Peygamberimizin doğumunu kutlamak amacıyla 'Kutlu Doğum Haftası'nı hayata geçirdi. Efendimizi sadece anlatmaktan öte anlamaya çalışmak, farklı etkinliklerle onu anmak için birçok faaliyet düzenliyoruz.
Kutlu Doğum Haftası'nın bu seneki teması 'Birlikte Yaşamak.' Bu temaya uygun olarak ne tür faaliyetler gerçekleştiriyorsunuz?
İstanbul İl Müftülüğü olarak, her yıl Kutlu doğum temasına uygun bir başlık belirliyoruz. Bu yıl ki temamız; "Dünya gençliği bir arada yaşamayı Ondan öğreniyor." Sultanahmet'te, Kuran kurslarımızda okuyan yabancı öğrencilerden meydana getirdiğimiz Suriyeli, Tanzanyalı ve diğer ülkelerden oluşan gruplar, Kuran-ı Kerim, kaside ve ilahiler okudular. Gençlerimize Efendimizin birlikte yaşama ahlakını öğretmeye çalışıyoruz.
ERDEMLİ BİR TOPLUM: 'MEDİNE'
İslam tarihinde en güzel örnek olarak adlandırabileceğimiz birlikte yaşama örneği hangisidir?
Hicretten sonra yazılı bir metin oluşturulmuştur. Müslümanların Yahudi, Hristiyan ve müşrik Araplarla bir arada nasıl yaşadığını Farabi, Medinetül Fazıla'da anlatır. Farabi, erdemli bir toplum olarak Medine'yi örnek gösterir. İslam tarihinde asr-ı saadet, en mutlu dönem olarak kaynaklarda geçer.
Kutlu Doğum öğretilerini yıl boyu sürdürüyor musunuz?
Peygamberimizin toplumun farklı kesimlerine nasıl davrandığını günümüze taşıyarak, gençlerin eğitimine, yetişmesine, toplum olarak birlik ve beraberlik içinde nasıl yaşayacağımızı öğrenmek ve öğretebilmek amacı ile hareket ediyoruz. Belli günlerde peygamberimizi anıp geçmek değil, o konuyu toplumun gündemine taşıyarak birlikte yaşama temasının yıl boyu devam etmesini hedefliyoruz.
* Fiziki yakınlıktan çok ruhi yakınlık önemli, yani samimi olmak gerek. Bir Müslüman her şeyiyle berrak ve duru olmalı. Bizim görevimiz halkımıza dinini sevdirmek.
BİR ARADA YAŞAMANIN KURALLARI VAR
Günümüzde birlikte yaşama algısı toplum tarafından nasıl değerlendiriliyor?
Birlikte yaşamayı halkımız sadece Müslümanlarla gayrimüslimlerin bir arada yaşaması olarak algılıyor. İnsanoğlunun olduğu her yerde, bir arada yaşamanın kuralları vardır. Birbirimize zarar ve sıkıntı vermeden, birbirimizin hukukuna nasıl riayet edeceğiz, bunu Efendimizden öğrenebiliriz.
HUZUR İNŞA EDEN BİR MEDENİYETTEN GELİYORUZ
Peygamberimizin dönemiyle birlikte, Osmanlı toplumunu da birlikte yaşamanın en güzel örneklerinden biri olarak değerlendirebilir miyiz?
Evet, Peygamberimizin dönemi olduğu kadar Selçuklu ve Osmanlı döneminde de bu konuda güzel örnekler mevcut. Bulunduğumuz yeri mutlaka ihya ve inşa etmek zorundayız. Gayrimüslimlerin Türklerle birlikte Osmanlı'da nasıl huzur içinde yaşadığı tarihimizin en müstesna örneklerinden biridir. İnsanlar kadar hayvanların hakkına da riayet ederek onlar için vakıf kuran bir medeniyetten geliyoruz.
AHLAK BİR YAŞAM TARZIDIR
Toplum olarak birlikte yaşama ahlakına haiz miyiz?
Halkın ahlak kavramıyla dini literatürdeki ahlak çok farklı. Ahlak bir yaşam tarzıdır. Bir davranış biçimidir. Birbirimizi incitip kırmadan nasıl yaşayacağımızı ve birlikte yaşama ahlakını halkımıza aktarmaya çalışıyoruz. Peygamberimiz: "Müslüman elinden ve dilinden başka insanların zarar görmediği insandır" buyuruyor. Bu minval üzere yaşamamız gerekiyor.
Sizce halkımız Peygamberimizi yeterince tanıyor mu?
Toplumumuz gerçek manada Peygamberimizi tam olarak tanıyor diyemeyiz ama halkımız onu çok seviyor. Sevgisini tam anlamıyla izhar edebiliyor mu ya da Efendimizin hayatını tam anlamıyla biliyor mu bunu tam olarak ifade edemesek de, Kutlu Doğum programları büyük ilgi görüyor.
HALKIN TEVECCÜHÜ MEMNUN EDİCİ
Kutlu Doğum Haftası çerçevesinde yurt dışında etkinlikler düzenliyor musunuz?
Yurtdışındaki ataşelerimiz ve din görevlilerimizde her kutlu doğumda aynı heyecan ve coşkuyla hareket ediyor. Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Görmez, Almanya'daki Kutlu Doğum programına da katıldı. Halkımızın teveccühü bizi de memnun ediyor. Türkiye'de Peygamberimizin doğumu diğer İslam ülkelerine nazaran daha çok gündeme geliyor.
Son dönemlerde sadece camilerle sınırlı kalmayıp halkla hemhal olan çalışmalara imza atıyorsunuz. Bu konudaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Eskiden cami içi hizmetlere ağırlık veriyorduk. Artık çalışan ve evine geç gelen insanımıza, huzurevlerine, hastanelere, cezaevlerine de giderek dinimizi öğretmeye çalışıyoruz. Caminin dışına çıkarak şehirle bütünleştik. Bizim görevimiz halkımıza dinini sevdirmek ve dinle aralarında bağ kurmak.