Okullarda tablet kullanımı

Bir veya iki yıl içerisinde tüm öğrenciler tabletle buluşacak. Bütün sınıflara etkileşimli tahta kurulacak. Şu anda liselerin tamamına yakınında etkileşimli tahta aktif olarak kullanılıyor.

Zeki Tuman

Karaman Güzel Sanatlar Lisesi Müdürü

Türkiye ilk kez sanayi devrinden bu yana büyük bir fırsat yakaladı. Fırsatları Artırma ve Teknoloji İyileştirme Hareketi ile ilkokuldan lise son sınıfa kadar tüm öğrenciler teknolojiyle buluşma fırsatı buldu. En ücra köylere kadar teknoloji altyapısı götürüldü. Bir veya iki yıl içerisinde tüm öğrenciler tabletle buluşacak. Bütün sınıflara etkileşimli tahta kurulacak. Şu anda liselerin tamamına yakınında etkileşimli tahta aktif olarak kullanılıyor. Öğretmenlerin bir kısmı ve eğitim ile ilgili yazan bir grup yazar "tahtaya evet, tablete hayır diyorlar". Tablete karşı çıkış gerekçelerinin en başında, tabletin öğrencilerin elinde bir oyuncağa dönüştüğü tezi yer alıyor. Eğitimcilerin bir kısmı da tabletin öğrencinin okuma ve yazmaya negatif etki edeceğini söylüyorlar.

TABLETLE EĞİTİM SİSTEMİ

Doğrusunu söylemek gerekirse normal tahta, etkileşimli tahta ve tabletin aynı anda kullanılması zaten pek de mümkün görünmüyor. Zira tahta bir önceki eğitim felsefesinin bir ürünü. Etkileşimli tahta standart eğitimin gelebileceği son noktaydı. Bunu bir aşama ileriye götürmek mümkün değil, bu sistemin son noktası da zaten burası. Bundan sonrada kullanabileceğimiz elimizdeki tek teknolojik enstrüman olarak tablet kalıyor elimizde. Öğretmenlerin, tablete yönelik materyal hazırlama ile ilgili altyapı eksiklikleri ve bakanlığın bu konuda yeterince hazırlık yapmamış olması nedeniyle öğretmenler tableti etkin olarak kullanamıyorlar (hatta bazılarının etkileşimli tahtayı yeterince kullandığını söylemek bile mümkün değil). Oysa dünya da altyapısı Türkiye kadar müsait olmayan pek çok ülkede öğretmenlerin tablete yönelik yüzlerce içerik hazırladıklarına şahit oluyoruz. Sosyal medyanın yaygınlaşması ile birlikte bu içeriklere de ülkemizden kolayca ulaşma imkanımız mevcut. Doğrusu bir öğretmen olarak bu içerikleri gördükçe hayıflanmıyor değilim. Neden biz de böylesi güzel içerikler hazırlayamıyoruz diye? Öğretmenlerin çeşitli ders etkinliklerine yönelik olarak içerik hazırladıklarına şahit oluyoruz. Aynı şekilde komple bir bütün halinde ders yönetim sistemi olarak hazırlanan ve pek çok içeriğe de rastlamak mümkün. Nitekim üniversitelerimizde de içerik yönetim sistemleri etkin olarak kullanılmaktadır ilkokul, ortaokul ve liselerde ders yönetim sistemine yönelik içerik bulmak pek mümkün değil. Bakanlığın dyned sistemi ile kısmen İngilizce dersine yönelik içerik hazırlanmış ve hizmet sunmuş ve yine birkaç özel okulun bu konu ile ilgili çalışmaları dışında ders yönetim sistemi kullanan okulumuz pek mevcut değil.

EĞİTİM TEKNOLOJİSİ

Yurtdışındaki örneklerde ölçme değerlendirme sisteminin ders içerik yönetim sistemi ile birlikte klasik ölçme ve değerlendirme sistemi yerine gittikçe ödev ve proje bazlı ölçme değerlendirmeye doğru bir yönelim var. Hatta bunların içerisinde adam asmaca, Kim 10 milyar ister'e kadar çeşitlenen çocuk oyunları ile akran değerlendirme tarzı ölçme değerlendirmeler yapılırken biz halen ölçme değerlendirmede testi aşamıyoruz. Teog sistemi ile Teog sınavlarının açık uçlu sorularla yapılması için bakanlığın hazırlık yaptığı ile ilgi zaman zaman basında yazılar görüyoruz. Fakat sınavlardan bu kadar şikayet ederken eğitim teknolojisi kullanımda (tabletin) sınavın önceliği alınması bir paradoks olarak ortaya çıkıyor. Eğitim teknolojisinde ders içeriği hazırlamak ve ders içerikleri etkinliklerinin aktif olarak kullanılması, ölçme ve değerlendirmede daha büyük avantaj sağlarken sınavla ilgili bize sunduğu çok fazla bir seçenek yok. Bakanlık yeniden yapılanırken eğitim teknolojileri bölümünde ölçme değerlendirme biriminin ayrılarak bağımsız bir genel müdürlük olarak kurulması çok büyük bir yanlışlıktır. Çünkü seçtiğimiz model en nihayetinde bizim ölçme değerlendirme sistemini de değiştirmemizi gerektiriyor. Eğitim teknolojilerinde içeriklerinin değerlendirilmesi yoluyla ölçme değerlendirme yapmamız gerektiği aşikardır. İçerikleri hazırlamakla görevli olan Genel Müdürlük Yenilik ve Eğitim Teknolojileri iken Ölçme değerlendirmeyi ayrı bir genel müdürlüğün yapması bir garabet olarak duruyor. Sistemin halen sınav odaklı olarak tasarlandığını gösteriyor. Biz yirmi birinci yüzyılın kuşağını yetiştirmek istiyorsak klasik ölçme değerlendirme yöntemi dışına çıkarak proje ve fikir üreten öğrencilere ihtiyacımız var. Klasik ölçme değerlendirme yöntemleri dünyada artık yavaş yavaş yerini proje ve performans bazlı olarak değerlendirmelere terk ediyor. Öğrencinin bir sınavdaki bir veya iki saatlik performansı yerine bir yıl içerisinde ortaya koymuş olduğu bütün performans değerlendirmeye alınıyor.

Bu konunun bakanlıkça yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum zira yakaladığımız bu fırsatı sadece ölçme değerlendirmede kullanmak, kurduğumuz altyapıyı yanlış değerlendirmek anlamına gelecektir.