Öksüz'den çıkan GPS önemli bir delil'

Bilişim uzmanları, FETÖ'nün 'hava kuvvetleri imamı' olduğu belirtilen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Öksüz'ün üzerinden çıkan GPS cihazının önemli bir delil olduğuna dikkati çekti.

Bilişim uzmanları, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akıncı Üssü civarında gözaltına alınan ve örgütün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Adil Öksüz'ün üzerinden çıkan GPS cihazının önemli bir delil olduğuna dikkati çekti.

AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Türkiye Bilişim Derneği Başkanı İlker Tabak, "FETÖ imamı" Öksüz'ün taşıdığı GPS cihazının önemli bir delil olduğunu ifade ederek, uzmanlar tarafından incelenmesi durumunda bulunduğu yerlerin ve cihaza kayıtlı noktaların tespit edilebileceğine işaret etti.

Tabak, Adil Öksüz'ün taşıdığı GPS cihazında yolculuk güzergahlarının kayıtlı olabileceğine vurgu yaparak, "Cihazın MAC (cihazın donanım kimliği) adresi tespit edilebilirse, uydu üzerinden yapılacak sorgulamada da aynı bilgilere ulaşabilme imkanı doğabilirdi." dedi.

GPS'in (Global Positioning System) ilk olarak 60'lı yıllarda ortaya çıktığını, ancak ilk dönem gelişiminin tamamlamasının 70'li yıllarda olduğunu anımsatan İlker Tabak, GPS cihazlarının en az 3 uydu ile sinyalleştiğini ve bu cihazı kullanan dünya üzerinde bulunduğu noktayı koordinat olarak gösterdiğinin altını çizdi.

Tabak, Öksüz'ün tutuklu yargılanması durumunda GPS cihazının "somut delil" olarak inceleneceği ve dünya üzerinde gittiği ülkeler veya bulunduğu konumların kayıtlı olması durumunda tespit edilmesinin çok kolay olduğunu dile getirdi.

Küresel konumlama sistemlerine (GPS), stratejik önem arz ettiği için hükümetler ve savunma bakanlıkları tarafından özel önem gösterildiğine dikkati çeken İlker Tabak, ABD başta olmak üzere Rusya, AB ve Çin tarafından geliştirilen farklı GPS sistemleri olduğunu anlattı.

Tabak, "FETÖ üyesi olduğu belirtilen Adil Öksüz'ün GPS cihazı ele geçirilip incelenseydi, nerelere gittiği tespit edilebilirdi. Cihazın MAC adresi tespit edilebilse, uydu üzerinden yapılacak sorgulamada da aynı bilgilere ulaşma imkanı doğabilirdi." diye konuştu.

Cihaza kayıtlı yerlere bakmak lazımdı

İlker Tabak, GPS cihazlarının hafızalarına istenilen yerlerin konum bilgisinin kaydedilebileceğini belirterek, şunları söyledi:

"Burada sorulması gereken bazı sorular var ve cihaz incelenemediği için cevapsız kaldı. Normal şartlarda hayatın akışı içerisinde pek fazla GPS'e ihtiyaç duymayız, çünkü gerektiğinde kullanılmak üzere akıllı cep telefonlarında zaten yüklü GPS modülü var. Yol bulmak için kullanılır, ancak eğer Adil Öksüz kolay takip edilmemek için akıllı cep telefonu kullanmıyorsa ya da konum servislerini kapatmışsa harici bir GPS cihazını tercih etmiş olabilir.

GPS cihazına o gece darbe planlaması kapsamında askeri birliklere ait koordinatlar ya da toplanma, buluşma ve kaçma alanları işaretlenmiş olabilir. Kayıtlı konumlar başka cihazlarla paylaşılabilir. Hatta Adil Öksüz, cihazı sürekli yanında ve açık durumda taşıyarak internet üzerinden nerede olduğunun birileri tarafından izlenmesini sağlamış da olabilir. Cihaz tekrar ele geçirilip incelenene kadar bütün bunlar olasılıktan öteye geçmez."

Öksüz'e GPS cihazı teslim edilmişti

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akıncı Üssü civarında gözaltına alınan ve örgütün "hava kuvvetleri imamı" olduğu belirtilen Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Adil Öksüz'ün yanında GPS cihazı taşıdığı ortaya çıkmıştı.

Öksüz, darbe girişiminin ardından 16 Temmuz'da Akıncı Üssü yakınlarında jandarma ekiplerince gözaltına alındıktan sonra Kazan Akıncılar Jandarma Karakoluna götürülmüş ve burada mahkemeye sevk edilene kadar 2 gün boyunca tutulmuştu. Gözaltında bulunduğu jandarma karakolunda nöbetçi askerlerden izin alarak tuvalete giden Öksüz'ün, yapılan üst aramasında bulunamayan flash bellek boyutundaki GPS cihazını ortadan kaldırmak için kağıt havluların arasına sakladığı belirlenmişti.

Gözaltındaki Adil Öksüz'ün ardından tuvaleti kullanan başçavuşun dikkatli davranması GPS cihazının ortaya çıkmasını sağlamış ve bulunan cihaz tutanak altına alınmıştı.

Öksüz, Cumhuriyet Savcısı Cihan Ergün'e ifade verdikten sonra, hakkındaki somut deliller nedeniyle tutuklama talebiyle Ankara Batı 2. Sulh Ceza Mahkemesine sevk edilmişti. Mahkeme Hakimi Köksal Çelik, Adil Öksüz'ü adli kontrol şartıyla serbest bırakmıştı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Mehmet Yılmaz'ın karara itirazı da Asliye Ceza Hakimi Çetin Sönmez tarafından delil yetersizliği gerekçesiyle reddedilmiş ve Öksüz serbest bırakılmıştı.

HSYK müfettişlerinin hazırladığı raporun ardından HSYK tarafından daha sonra görevden alınan Çelik, Öksüz'e ilişkin kararında, "Mevcut somut delil var ise de sabit ikametgah sahibi oluşu, kaçma ve delilleri karartma ihtimalinin olmayışı, suç vasfının değişme ihtimali ile serbest bırakılmasına" ifadelerini kullanarak, serbest kalmasının yolunu açmıştı.

Serbest kalan Adil Öksüz, gözaltında tutulduğu Akıncılar Jandarma Karakolunda nezarethaneden çıkarak tuvalette kağıt havluların arasında gizlediği, ancak bir başçavuşun dikkati sayesinde ortaya çıkarılan GPS cihazını da alarak izini kaybettirmişti.