Kardeşim bir milyon kere dillendiriyorduk böyle devlet olmaz diye ama gel de bu Türk kardeşlerimize anlat, tutturmuşlar kutsal devlet anlayışı, Atatürkçülük milliyetçiliği, laiklik vs.
Düşünüyorum da eskiden ne kadar Rafızi, din düşmanı, azgın kefereler varsa genelde okullardan çıkıyordu. Devlet eğer öğrenciyi dinden etmişse gerisi teferruat Üstat Bediüzzaman'ın dediği gibi "Zındıka Komitesinin" asıl hedefi İslam diniyle uğraşmak ve Anadolu insanını sahip olduğu değerlerden uzaklaştırmaktı.
Hiç unutmam seksenli yıllarda liseye gidiyordum, yaşlı bir dilenci evimizin avlusuna geldi, ben de dedim ki, -Nene kusura bakma biz de talebeyiz paramız yok yoksa size yardım ederdik, kadıncağız bir irkildi ve dedi ki;-Talebe mi? Aman evladım Allah korusun, desene yanlış eve girmişim, hemen hızlı adımlarda dışarı çıktı.
Gariban vatandaş baktı ki böyle olmuyor, evladının dünyasını kurtarmaya çalışırken ahreti elden gidiyor, hiç olmazsa barındığı yer mazbut olsun, diye evladını cemaate verdi, halbuki eğer devlet okulda öğrencinin niyetini bozmasaydı, kaldığı yurt edep ve marifete uygun olsaydı buna ne gerek vardı? İşte bu boşluktan dolayı cemaatler zaman içinde toplumun gözünde bir numara oldu.
Her nedense Nur Cemaatleri, Bediuzzamanı ve Risaleyi nuru bile bu halktan esirgediler, İslam dünyasına ise deveden kulak misali tanıttılar.Üstelik aralarında da anlaşamıyorlar bölündükçe küçülüyorlar, maalesef. Çünkü Nurların nurunu söndürmeyi başaramayan zındıka komitesi "abilik" müessesesiyle dizayn edip, kontrol altına alıyorlar. Halbuki Risayey-i Nur her yurdun kütüphanesinde demirbaş eser olarak bulunmaya değer bir külliyattır.
Bu cemaatlere bir mümin olarak bir türlü kalbim ısınmıyordu, hep bir eksikliklerini hissediyordum, meğerse İslam'ın sadece Rüb'i ibadet kısmına önem veriyor, devletin politikalarını takip ediyorlarmış, çoğunlukla ağabeylerin talimatlarıyla idare ediliyor, ağabeylerin kimlerden talimat aldıkları da belli/belli değil, yani özgür bir mümin olarak bu barınma evlerinde yaşamak çok zor. Bunların istediği gibi formatlanmış müzmin bir insan tipi de İslami bir insan tipi değildir.
Geçende bir şehir yazarı olarak yurtlarımızın durumunu yerinde öğrenmek, yetkili bir kimseden yurtların durumunu dilemek için Kredi Yurtlar Kurumu(KYK) Bölge Müdürünü ziyaret ettim, gelişmeler beni memnun etti, bu defolu düşünce tarzına sahip, sözüm ona evrensel hareketin perde arkası ortaya çıkınca bu defa kısmi bir hürriyete kavuşan devlet bir çare arayışına girmiş ve memleket evladının emin yerde barınması devlet üzerinde bir haktır düşüncesiyle yeterince yurtlar yapmaya, geçici olarak binalar kiralamaya çalışıyor. Bu ihtiyacın giderilmesi için her türlü çalışma ve çaba sarf ediliyor, galiba bu geçiş süreci bir iki yıl eksik aksak da olsa eninde sonunda yola koyulacak.
Diyarbakır'da binlerce öğrenciyi barındıracak kapasitede binalar kiralamış, Dicle Üniversitesinin arazisinde satın alınan 100 dönüm arazide yakında binlerce öğrenci barındırabilecek kapasitede yurtlar inşa edilecek, Silvan'da 15 dönüm, Ergani'de 8,5 dönüm arazı satın alınmış yüzlerce öğrenci barındıracak yurtlar burada yapılacak.
Bu bilgileri Kredi ve yurtlar kurumu bölge müdürlüğünü 1,5 yıldır vekaleten yürüten Bölge Müdür Yardımcısı Metin Yılmaz'la yaptığımız sohbetten öğrenmiş oldum ,Ayrıca kendisinin ifadesidir; Başbakanımızın talimatı var hiçbir öğrencimizin dışarıda kalmasına fırsat vermemeye çalışacağız. Bu özel çabayı paylaşmaya değer buldum ve yazıma konu yaptım.
Yalnız bir endişem var bu yurtları yönetecek; nitelikli, sorumluluk sahibi, şerefli, ehil insanları bu kadrolara atayabilecek miyiz? Bu yurtlarda manevi bir program olacak mı? Aylık seminerle dünya ve ahret konularında bilgilendirilecekler mi? Bu yurtlarda Uhuvvet risalesi, Gençlik risalesi, Meyve risalesi ödev tarzı yetiştirme amaçlı herkes tarafından okunacak mı? Yani vatandaş evladını buralara teslim ederken gözleri arkalarında kalmayacak mı? Bu soruların cevabı her biri diğerinden önemlidir.
Baksanıza 1,5 yıldır KYK Bölge Müdürlüğü vekaleten yönetiliyor, kim bilir kimler oraya göz dikmiş. Yoksa ne diye 22 yıldır KYK'nin değişik kademelerine görev yapan Metin Yılmaz'ın asaleti hala gelmiyor? Bunu Başbakanımıza şikayet ediyorum.
Bürokrat, bürokratu2026Birileri bürokrasiyi öldürüyor, haberiniz olsun sevgili başbakanım. Dolayısıyla hükümetin eli kolu yara alıyor, çalışmalarınız sahaya yansımıyor. Devletin milletten, milletin devletten emin olduğu bir dönem gelmek üzere bu da nitelikli bürokrasinin eli üzerinde tecelli edecek inşallah.
Siyaset akademisiyle siyasete renk kattınız ama yönetim akademisinin olmayışı bir eksikliktir.Dolayısıyla kurum açıyoruz, ama kurumun başına gelen beyefendiler kurumu daha doğmadan öldürüyorlar. Bu tür yetersiz ve yeteneksiz kimseleri, kendilerine referans olanlarla birlikte hem kamuoyuna deşifre etmek hem de cezalandırmak lazım.
Bakalım Hükümetin iyi niyeti sonucu açılan bu yurtlar hayata nasıl bir katkı yapacak. Diğer kurumlardaki başarısızlığı görünce şu anda beynime kan vuruyor.İnşallah bir aile reisi edasıyla bu yurtlar idare edilecek ve öğrencilerimiz evlerinden daha çok rahat edecekler ve biz de bu yöneticilere kavli ve fili dualarda bulunacağız, kendilerine yapmamız gereken yardımı esirgemeyeceğiz.
Allah bu memleketi yeteneksiz ve defolu kimselerden korusun.
Eyüphan Kaya