OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülkeyiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın bütçesine dair sunum yaparken, Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu algısının, gerçeği yansıtmadığını belirtti.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesi görüşülmeye başlandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bakanlığının bütçesine ilişkin sunum yaptı.

Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda yaptığı sunumda, mücadele kapsamında yönetilen fiyatların enflasyon hedefiyle uyumlu şekilde belirleneceğini belirtti.

Mehmet Şimşek burada vergi oranının yüksel olduğu algısının gerçeği yansıtmadığını belirterek, Türkiye'nin OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ve AB ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip 6'ncı ülke olduğunu hatırlatarak özetle şu değerlendirmeyi yaptı:

Vergi yükünün yüksek olduğu algısı gerçeği yansıtmıyor. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelede kararlıyız. Gelir politikalarında hedefimiz vergi adaletini güçlendirmek ve dolaysız vergilerin payını artırmaktır.

Vergi adaleti güçlendirecek

Gelir politikalarında hedeflerinin vergi adaletini daha da güçlendirmek ve dolaysız vergilerin payını artırmak olduğunu söyleyen Şimşek, bu kapsamda Haziran 2023'ten bu yana önemli adımlar attıklarını vurguladı ve bu süreçte yaptıkları düzenlemeleri anımsattı.

Bakan Şimşek, vergilemede etkinliği artıracak düzenlemeler de yaptıklarını ifade ederek, ağustos ayında yapılan hasılat tespitine ilişkin düzenlemenin, kayıt dışılıkla mücadelede çok etkin bir araç olacağını kaydetti.

Vergi yükü yüksek diyenlere cevap

Şimşek, "Türkiye'de vergi yükünün yüksek olduğu" algısının, gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Toplam vergi yükü sıralamasında yüzde 20,8 ile 38 OECD ülkesi arasında en düşük vergi yüküne sahip 3'üncü ülkeyiz. Vergi yükü ortalaması OECD'de yüzde 34, AB'de ise yüzde 41,2 seviyesindedir." diye konuştu.

"Dolaylı vergi yükünün çok yüksek olduğu" yönündeki kanaatin de doğru olmadığını ifade eden Şimşek, vergi sistemindeki temel sorunun, dolaysız vergilerin yeterli düzeyde bulunmaması olduğunu kaydetti.

Mehmet Şimşek, Türkiye'de dolaylı vergilerin milli gelir içerisindeki payı yüzde 9,1 iken, OECD ortalamasının yüzde 10,5, AB ortalamasının ise yüzde 13,6 olduğuna işaret ederek, "Ülkemizde genel KDV oranı yüzde 20'dir. Bu oran ile AB ülkeleri içerisinde en düşük vergi oranına sahip 6'ncı ülkeyiz. Temel gıda, eğitim, sağlık, giyim ve sosyal konut gibi birçok alanda uygulamadaki indirimli KDV oranı ile efektif KDV oranımız yaklaşık yüzde 15'tir. Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerin milli gelire oranı yüzde 5,8’dir. Bu oran ile OECD ülkeleri arasında en düşük vergi yüküne sahip üçüncü ülkeyiz." değerlendirmelerinde bulundu.

Bakan Mehmet Şimşek, para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşünün daha belirgin olduğunu, ancak hizmet sektöründe enflasyonun hala yüksek seyrettiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

En önemli makro dengesizlik yüksek enflasyon. Para politikasının gecikmeli etkisi daha net görülecek. Enflasyonla mücadele kapsamında Yönetilen fiyatlar, enflasyon hedefiyle uyumlu belirlenecek.

Yıllık enflasyon öngördüğümüz gibi mayısta zirveye ulaştı. Haziranda başlayan dezenflasyon süreci devam ediyor. Son 5 ayda yıllık enflasyon 26,9 puan azalarak yüzde 48,6’ya geriledi. Para politikasına hassasiyeti yüksek olan temel mallarda enflasyon düşüşü daha belirginken, dünyada olduğu gibi bizde de hizmetlerde atalet yüksek seyrediyor.

Enflasyonda düşüş bekleniyor

Şimşek, ayrıca enflasyonda düşüş beklediklerini ve gelecek yıl ekonomik aktivitede toparlanma öngördüklerini ifade etti.

Özellikle geriye dönük fiyatlama davranışının yüksek olduğu kira ve eğitim grubundaki yıllık artışlar ve kiralardaki yüzde 25’lik tavan uygulamasının kalkması enflasyondaki düşüşü sınırlamıştır. Enflasyondaki katılıkların giderilmesi zamana yayılsa da ekim ayında tüm kesimler için 12 ay sonrası enflasyon beklentilerinin son iki buçuk yılın en düşük seviyesine gerilemesi bu konudaki olumlu gidişata işaret ediyor.

Enflasyondaki düşüş ve destekleyici küresel koşullarla birlikte, gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitede göreli bir toparlanma öngörüyoruz.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, dış finansmana erişimin iyileştiğini, Türk Lirası'na olan talebin arttığını ve makro finansal istikrarın güçlendiğini belirtti.

Şimşek, "Dış finansmana erişim iyileşiyor. Türk Lirası'na talep artıyor, rezervler ve makro finansal istikrar güçleniyor." dedi.

Rezervlerde iyileşme

Cari işlemler dengesinde önemli gelişmeler sağlandığını belirten Şimşek, şu bilgileri paylaştı:

Aldığımız tedbirlerle, yıllık cari işlemler açığını eylülde 9,7 milyar dolara ve milli gelire oran olarak yüzde 0,8’e düşürdük. Bu gelişmede; normalleşen altın ithalatı, enerji fiyatlarındaki gerileme, mal ve hizmet gelirlerindeki artış ve iç talepteki yavaşlama etkili oldu.

Mayıs 2023 itibarıyla swap hariç net rezervlerin 106 milyar artış gösterdiğini ve bu artışın yüzde 75'inin yurt içi portföy tercihlerinden kaynaklandığını şu sözlerle belirtti:

2023 yılı Mayıs ayına göre brüt rezervlerimiz 59 milyar dolar, swap hariç net rezervlerimiz ise 106 milyar dolar artmıştır.

Yabancı para mevduatların toplam içindeki payı, 2023 yılı Mayıs ayında yüzde 63,7'den yüzde 43,8'e geriledi. Makro finansal istikrarı pekiştirmek ve dezenflasyon sürecini hızlandırmak için Kur Korumalı Mevduattan (KKM) çıkıyoruz. Rezerv birikiminin diğer kaynağı ise dış finansmana erişimdeki artıştır. 2023'ün ilk 5 ayında dış borç çevirme oranı reel sektörde yüzde 73, bankacılık sektöründe yüzde 97 iken; son 6 ayda bu oranlar sırasıyla yüzde 130'a ve yüzde 154'e yükseldi. Dış finansman maliyeti program sayesinde oldukça azaldı. ABD Hazinesi benzer vadeli tahvil getirisi üzerine ilave prim farkı, yani spread, gelişmekte olan ülkelerde 2023 yılı Mayıs ayına göre 66 baz puan, ülkemizde ise 434 puan geriledi.

Büyüme konusunda da değerlendirmelerde bulunan Şimşek, ekonomideki dengelenmenin öngörüler doğrultusunda sürdüğünü ve enflasyon düşüşüyle birlikte ekonomik aktivitede gelecek yılın ikinci yarısından itibaren toparlanma beklediklerini açıklayarak şöyle konuştu:

2023 yılında yüzde 5,1 olan büyümenin bu yıl yüzde 3,5 olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. Son bir yılda toplam istihdam 1,1 milyon kişi artarak 32,8 milyona ulaşmıştır. İşsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşmiştir.

Bütçesi konuşulan kurumlar

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda bugün Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesinin yanı sıra Gelir İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Kamu İhale Kurumu, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun bütçe, kesin hesap ve Sayıştay raporları; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Yatırımcı Tazmin Merkezi ile Bankalararası Kart Merkezi AŞ'nin Sayıştay raporları görüşülecek.

Bütçe teklifi 6,6 trilyon

Mehmet Şimşek, Bakanlık, Gelir İdaresi Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile Türkiye İstatistik Kurumunun 2023 Yılı Kesin Hesabı'na ilişkin bilgi verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2025 yılı bütçesine ilişkin Şimşek, teklifte, finansal sistemin geliştirilmesi ve sigortacılık programı, hazine varlıklarının ve yükümlülüklerinin yönetimi programı, kayıt dışı ekonomiyle mücadele programı ile stratejik yönetim ve kaynak tahsisi programının yer aldığını belirterek şöyle konuştu:

Bakanlığımızın 2025 yılı toplam bütçe teklifi 6,6 trilyon liradır. Faiz hariç tutulduğunda bütçe teklifi 4,65 trilyon lira olmaktadır. Bu teklifin yaklaşık yüzde 1,6'sına tekabül eden 74,4 milyar lira Bakanlığımız hizmetleri için kullanılacaktır. Bakanlığımızın 2025 Yılı Bütçesinin faiz hariç yaklaşık yüzde 98,4'lük kısmı olan 4,57 trilyon lira ise diğer kamu idarelerinin hizmetlerinin finansmanı için ayrılmıştır.

Bu kapsamda üç büyük kalem olan; Sosyal Güvenlik Kurumuna 1,3 trilyon lira, Mahalli idarelere verilen paylara 1,3 trilyon lira, Fon paylarına 392,2 milyar lira aktarılacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığının 2025 Yılı Bütçesi için teklif ettiğimiz ödenek tutarı 47,5 milyar liradır. Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 2025 Yılı Bütçesi için teklif ettiğimiz ödenek tutarı 362 milyon liradır. Türkiye İstatistik Kurumunun 2025 Yılı Bütçesi için teklif edilen ödenek tutarı 5,1 milyar liradır.

Mali disiplini güçlendirdik

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, dezenflasyonu sadece talep yönlü politikalarla değil, aynı zamanda gıda, konut ve enerji gibi birçok alanda arz yönlü tedbirlerle de desteklediklerini anlatarak, mali disiplini güçlendirdiklerini belirtti. 2023'te aldıkları tedbirlerle bütçe açığının milli gelire oranını yüzde 5,2 ile sınırladıklarına işaret eden Şimşek, bu sene yüzde 4,9'a gerilemesi öngörülen bu oranı, 2025'te yüzde 3,1'e indirmeyi hedeflediklerini vurguladı. Şimşek, böylece negatif mali etki üzerinden dezenflasyonu destekleyeceklerini dile getirdi.

Bütçe giderlerinin milli gelire oranını, ağırlıklı olarak deprem harcamalarındaki düşüş kaynaklı, 1,5 puan azaltacaklarına işaret eden Şimşek, bu sene olduğu gibi deprem dışındaki alanlarda harcama disiplininin devam edeceğini söyledi.

Kamuda tasarruf paketi

Şimşek, Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi'ni uygulamaya aldıklarını da anımsatarak, "Muhasebat Genel Müdürlüğümüz tasarruf tedbirleri kapsamında bakanlıklar, valilikler, üniversiteler, belediyeler ile diğer kurumlar olmak üzere 145 kamu kurum ve kuruluşunda denetim yaptı. Kanun gereği denetim raporlarını Cumhurbaşkanlığı ve ilgili kamu idareleriyle paylaşacağız. Genelge sonrası dönemde hizmet alımı suretiyle kullanılan taşıtlardan, sözleşmesi sona erenleri yüzde 15 oranında azalttık." diye konuştu.

Kayıt dışı işlemlerle mücadeye devam

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede kararlı olduklarını vurgulayarak, kayıt dışı faaliyetlerin yarattığı haksız rekabeti gidermek ve devletin gelir kaybını azaltmak için gereken tedbirleri aldıklarını, bu kapsamda cezaları artırdıklarını anlattı. Şimşek, kayıt dışı ile mücadelede aldıkları tedbirleri şöyle sıraladı:

Kira sözleşmelerinin e-Devlet Kapısı üzerinden hazırlanmasına imkan sağladık. Akaryakıt satışlarında plaka bilgilerinin otomatik tanımlanmasına imkan sağlayan Ulusal Taşıt Tanıma Sistemini geliştirdik. 1 Ocak 2025'te uygulamaya başlayacağız. İnşaat demiri izleme sistemini devreye aldık. 1 Temmuz itibarıyla EFT-POS özellikli yeni nesil ödeme kaydedici cihazların kullanımını zorunlu hale getirdik ve bu geçişi sağlamayanlara uygulanan cezaları artırdık. Vergi denetimine gelince, yapay zeka ve büyük veri analitiğini kullanarak denetimlerde etkinliği artırıyoruz.

2024 yılında büyük mükellef incelemeleri başta olmak üzere, lüks araç ve diğer lüks tüketim incelemeleri, lüks yat ve tekne satışları, araç kiralama faaliyetleri, ikinci el araç ve gayrimenkul ticareti, kira denetimleri, kuyum sektörü ve altın ticareti, alkol, tütün ve akaryakıt sektörleri, sosyal medya kazançları, banka ve kredi kartıyla ödeme almayan işletmeler, IBAN ile kayıt dışı bırakılan kazançlar, kar payı transferleri, gelir beyanı olmayan yüksek tutarlı kredi kartı harcamaları, sahte belge düzenleme ve kullanımı gibi birçok alanda yaygın ve yoğun denetimler gerçekleştirdik.

Deprem

Şimşek, deprem nedeniyle artan bütçe açığına rağmen kamu borçluluğunun düşük seyrettiğini de bildirdi. Bu yılın ikinci çeyreği itibarıyla AB tanımlı kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 26,1'e gerileyerek, serinin açıklanmaya başladığı tarihten itibaren en düşük seviyeye ulaştığını ifade eden Şimşek, bütçe disiplinini sürdüreceklerini kaydetti.

4 aşamalı borçlanma politikaları

Borçlanma politikalarını 4 stratejik ölçüt üzerinden yürüttüklerini söyleyen Şimşek, bunlardan birincisinin kur riskini azaltmak için ağırlıklı olarak TL cinsinden borçlanmak olduğunu bildirdi. Şimşek, TL cinsi borcun stok içindeki payını 2023 yılı sonuna göre 6 puan iyileştirerek yüzde 42'ye çıkardıklarını anlattı. İkincisinin borcun vadesini uzatarak stokun refinansman riskini düşürmek olduğunu bildiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

Vadesine 1 yıldan az kalan senetlerin stok içindeki payını 6 puan azaltarak yüzde 17 seviyesine düşürdük. Üçüncüsü, faiz riskini azaltmak için değişken faizli borçlanmanın payını sınırlıyoruz. Merkezi yönetim borç stokunun yüzde 70'i sabit faizli borçlardan oluşuyor. Son olarak, güçlü nakit rezervi tutarak, olumsuz piyasa koşullarına karşı likidite ve refinansman riskini yönetiyoruz. 2023'te yüzde 139,5 olarak gerçekleşen iç borç çevirme oranını bu yıl yüzde 132'ye ve 2025'te yüzde 119'a düşürmeyi hedefliyoruz. 2024 yılında yükümlülük yönetimi işlemi dahil, 11,7 milyar dolar anapara öderken 10,5 milyar dolar borçlandık. 2025 yılında 11 milyar dolar dış borç alıp, 13 milyar dolar anapara ödemesi yapacağız.

Sayıştayın denetim raporu

Şimşek, Sayıştay Başkanlığının Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023 Yılı Denetim Raporu'na değinerek, kamu mali yönetiminde saydamlık ve hesap verebilirliğin artırılmasında dış denetimi önemsediklerini ifade etti. Bakanlığın, denetim raporlarına hassasiyetle yaklaştığını dile getiren Şimşek, denetim raporunda 10 denetim bulgusuna yer verildiğini anlattı. Şimşek, şunları kaydetti:

5 bulgunun gereği Bakanlığımız birimlerince yerine getirilmiştir. 3 bulguyla ilgili çalışmalarımız devam ediyor; yazılım ve mevzuat değişikliği gerektiren bulguların en kısa zamanda yerine getirilmesini sağlayacağız. 2 bulguyla ilgili olarak, Bakanlığımız tarafından yapılan işlemlerin halihazırda mevcut mevzuata uygun olarak yürütüldüğü değerlendirilmekte olup bu hususların çözümüne yönelik Sayıştay Başkanlığı ile görüşmelerimiz devam etmektedir.