ODTÜ Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Keysan, Türkiye'nin yerli ve milli otomobili Togg'un yollara çıkmasıyla dikkatlerin tekrar çevrildiği elektrikli araçların şarj istasyonlarıyla ilgili üniversite bünyesinde yürüttükleri çalışmaları AA muhabirine anlattı.
Elektrikli şarj istasyonlarına ilişkin yatırımların dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de hız kazandığına işaret eden Keysan, elektrikli araçların dolaylı karbon salınımının azaltılması için yenilenebilir enerji kaynaklarıyla elde edilmesinin ve şebekeye binen yüklerin azaltılmasının temel amaçlardan biri olduğunu söyledi.
Kampüse bir süre önce AR-GE amaçlı kurulan 25 kilovatlık enerji panellerinden oluşan güneş tarlasından elde ettikleri enerjiyi iki şarj istasyonuna bağladıklarını aktaran Keysan, istasyonun, enerji depolama sistemi sayesinde şebekeden tamamen bağımsız çalışabildiğini ifade etti.
Keysan, elektrikli araçların enerji ihtiyacının yenilenebilir enerji kaynaklarından kullanılmasının önemine değinerek şöyle konuştu:
"Elektrikli araçların şarj edilmesi sırasında çevreye daha az karbon salınımı temel amaçlardan bir tanesi. Bunun için de elektriğin temiz enerji kaynaklarından yüksek verimle elde edilmesi dünya genelinde de giderek üzerinde en çok durulan konuların başında geliyor. Bu sebeple güneş enerjisiyle entegre şarj istasyonlarının gelecekte giderek çoğalacağını öngörüyoruz. Güneş enerji sistemleri, ana şebekeye binen yükün azaltılması açısından da çok önemli. Bu nedenle dünya genelinde de yenilenebilir enerji teknolojileri için şebeke yatırımları hız kazanmış durumda."
Aynı bölümde öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Göl ile ortaklaşa yaptıkları projelerde "akıllı şehirler" ve "mikro şebekeler" konusunda sanayide yürütülen faaliyetlere destek olduklarını dile getiren Keysan, ayrıca ulusal ve uluslararası proje ortaklıklarıyla literatüre katkı verecek çalışmalara imza attıklarını kaydetti.
Çeşitli disiplinlerden mühendisler ortak çalışıyorDoç. Dr. Ozan Keysan, kurulan istasyona ilişkin şu bilgileri verdi:
"Güneşten gelen enerjiyi kullanarak bir aracı yaklaşık 2-3 saatte şarj edebiliyoruz. Bu süreyi kısaltıp güneş enerji sistemlerinin istasyondaki gücünü artıracak çalışmalara imza atıyoruz. İstasyon bize, deneysel olarak yaptığımız çalışmaları uygulama fırsatı veriyor. ODTÜ personeli sisteme kayıt olarak elektrikli araçlarını güneş enerjisinden şarj edebiliyor. Elde edilen verilerle hem güneş enerjisi üretim istatistiklerini hem de kullanıcı şarj alışkanlıklarını kestirerek şebekeye aktarılan enerjinin daha iyi planlanması mümkün. Bunun için Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi (ODTÜ-GÜNAM) ve yerli endüstri proje ortaklarımızla çalışıyoruz. Ayrıca güneş enerjisinin şebekeye bağlanması için yerli teknolojiler geliştiriyoruz. Bu konuda hem ev kullanıcıları için hem de daha yüksek güçlü saha kurulumları için projelerimiz devam ediyor."
Şebekeye aktarılan güç kontrolleri yapılıyorDünya genelinde bilim çevrelerinde olduğu gibi ODTÜ'de de elektrikli araç şarj istasyonlarının şebeke üstündeki yükünü kontrol eden ve gerektiğinde bağımsız çalışmasını da sağlayan araştırmalar yaptıklarını ifade eden Keysan, yürüttükleri çalışmaları şöyle anlattı:
"Deneylerimiz arasında enerji üretiminde sıkıntı olduğunda şarja bağlı tüm elektrikli araçları devreden çıkarmak, böylece kritik yüklere enerji aktarımını devam ettirmek ya da enerji üretimi fazlalığı olduğunda da tekrar şarja bağlanmalarını sağlamak gibi denge sistemleri de bulunuyor.
Şebekeden araca elektrik transferinin yanında, gerekli durumlarda elektrikli araç bataryasındaki enerjiyi de şebekeye aktarma konusunda yoğun şekilde çalışıyoruz. Yani doğal afet gibi durumlarda herhangi bir elektrik kesintisi olduğunda veya yenilenebilir enerjide kaynaklarında sıkıntı olduğunda sadece elektrikli araçları şebekeden ayırmakla kalmayıp onlarda depolanan enerjiyle kritik yükleri elektrikle besleyecek çalışmalar yürütüyoruz. Bu konular, teknik olarak mümkün olmasına rağmen enerji mevzuat düzenlenmelerinin yapılmasını gerektiriyor."