"Suç uydurma" suçlaması ile hakkında dava açılan ve 2.5 ay hapis cezası alan öğretmenin cezası ertelendi.
Geçen yıl Haziran ayında Gezi Parkı bahanesiyle sokağa çıkan eylemcilere katılan sınıf öğretmeni Mehmet Tanrıverdi, sivil polisler tarafından bir araçla götürüldüğü ormanlık alanda silahla tehdit edildiğini ve saatlerce dövüldüğünü iddia etti. İddia üzerine polis ve savcılık inceleme başlattı. İlk ifadesinde Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenen konser alanından ayrıldıktan sonra park ettiği arabasının yanına gittiğinde, elinde telsiz bulunan ve gömleklerinin altında silah kabarıklığı olan üç kişinin, kendisine küfür ederek sivil bir araca bindirdiğini söyleyen Tanrıverdi, "30-35 dakika gittikten sonra ağaçlık alanda durduk. İner inmez bana vurdular, yere düştüm. Bana, 'Niye eyleme katılıyorsunuz? Sizin yüzünüzden 60-70 saat uykusuzuz' deyip vurdular. Yere düştüm, sigaram da cebimden düştü. Sigaramı almak için eğildiğimde sivil aracın 35 KEH 20 plakalı, metalik renkte ve yeni olduğunu gördüm. Darp edildim, kafama silah dayandı. Ağzımın içine kel şahıs silah soktu, barut tadını aldım. Daha sonra beni araçtan attılar. Çantamı, telefonumu verdiler. Polislerin cezalandırılmasını istiyorum. Aracın plakasını sorguladığımda, sahte plaka kullandıklarını anladım" şeklinde ifade verdi. Yaşadığı olayın ardından bir öğretmen arkadaşının yardımıyla Dokuz Eylül Üniversitesi'ne giderek darp raporu aldığını, ayrıca kendisine ait 35 DB 0619 otomobilin olay günü sadece kendisinde olduğunu ve başka kimsenin kullanmadığını söyledi. Öğretmen Tanrıverdi, iddialarını basın toplantısında tekrarladı.
Mehmet Tanrıverdi'nin sivil polisler tarafından 35 KEH 20 plakalı arabayla kaçırıldığı iddiaları üzerine İzmir Gasp Büro Amirliği ekipleri, işyerleri ve MOBESE kameraları ile Tanrıverdi'nin cep telefonu sinyallerini incelemeye aldı. İddiaya konu olan arabanın, İzmir Emniyeti'ne ait olmadığı belirlendi. Ayrıca benzer renkte ve markadaki arabaların, olayın yaşandığı gün ve saat diliminde İzmir-Manisa ya da Turgutlu yolu üzerinde bulunmadığı tespit edildi. Tanrıverdi'ye ait 35 DB 0619 plakalı otomobilin, 5 Haziran 2013 saat 17.57 sıralarında Manisa'nın Turgutlu ilçesinde M.B. isimli bir işyerinin önünden geçerek park ettiği, aynı gün saat 22.48 sıralarında hareket ettiği ve kamera açısından çıktığı belirlendi. MOBESE kayıtlarından da saat 23.25'te Turgutlu istikametinden İzmir merkeze doğru seyir halinde olduğu görüldü. Ayrıca Tanrıverdi'nin işkence yapıldığını söylediği saatlerde, telefonunun Turgutlu'daki baz istasyonundan sinyal aldığı belgelendi.
Kaçırıldığı ve işkence yapıldığı iddialarını basın toplantısıyla da gündeme getiren Tanrıverdi, delillerin ortaya çıkmasının ardından verdiği ek ifadede yalanını itiraf etti. Söz konusu tarihte Gündoğdu Meydanı'nda gösteriye katıldığını, polislerin zor kullanmasına maruz kalarak yaralandığını ifade eden Tanrıverdi, saat 17.15 sıralarında evine giderek üzerini değiştirdikten sonra Turgutlu'ya gittiğini, saat 23.00 sıralarına kadar orada kaldığını, İzmir'e döndükten sonra Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi'nden darp raporu aldığını anlattı.
Mehmet Tanrıverdi, ayrı olduğu eşi D.D.S. ile yeniden bir araya gelebilmek için belki acır düşüncesiyle, gazetelere konu olan haberlere yanlış beyanda bulunduğunu kabul ederek pişman olduğunu belirtti. Amacının eşiyle barışmak olduğunu söyleyen Tanrıverdi, önceki ifadelerinin doğru olmadığını kabul etti. Zanlı Tanrıverdi hakkında, suç uydurma suçlamasıyla iddianame hazırlanarak dava açıldı. İzmir 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada öğretmen Mehmet Tanrıverdi, suç uydurmaktan 2.5 ay hapis cezasına aldı. Hakim, cezayı erteledi. Polisin manevi tazminat davası açmaması karşılığında Tanrıverdi, günlük bir gazeteye, "Emniyet teşkilatı ve değerli personeli hakkında, yaptığım asılsız beyanlardan dolayı, emniyet teşkilatından ve değerli personelinden özür diliyorum." ilanını vererek yalan söylediğini ilan edip teşkilattan özür diledi.