Niye susuyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD'de 3 Müslüman gencin öldürülmesine ilişkin, 'Bir terörist, bir katil geliyor bu 3 kişiyi öldürüyor. Şimdi soruyorum, Sayın Obama niye susuyorsun' dedi.

Ali Adakoğlu / Meksika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meksika Dışişleri Bakanlığı'yla ortak çalışmalar yürüten Matias Romero Enstitüsü'nde yaptığı konuşmada, Meksika Diplomasi Akademisi gibi saygın bir kurumun yöneticileriyle bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye'nin Latin Amerika ile ilişkilerinin oldukça eski dönemlere dayandığını belirten Erdoğan, Amerika kıtasının keşfedildiği 15'inci yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Akdeniz'de egemenlik sahibi bir deniz gücü olduğunu hatırlattı.

Obama,Biden, Kerry niye susuyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD'de 3 Müslüman gencin öldürülmesine ilişkin, "Bir serseri geliyor, bir terörist, bir cani, bir katil geliyor bu 3 kişiyi öldürüyor. Şimdi ben soruyorum, Sayın Obama niye susuyorsun, Biden niye susuyorsun, Kerry niye susuyorsun? Ama Türkiye ile ilgili sana 80 tane kiralık kişi buluyorlar, bir mektup gönderiyorlar, Türkiye'nin aleyhine kalkıp orada kampanya yürütüyorsunuz" dedi.

El Turko' olarak tanındılar

Erdoğan, ABD'ye gitmek için yola çıkan Osmanlı vatandaşlarının bir bölümünün de oraya giremeyince, "Nasılsa burası da Amerika" diyerek, Meksika'ya ve diğer ülkelere gittiklerini bildirerek, şöyle konuştu:"Bugünkü Türkiye'den, Mısır'dan, Suriye'den, Lübnan'dan ve Filistin'den Osmanlı pasaportuyla buraya göç eden kişiler, Amerika kıtasında 'El Turko' olarak tanındılar, adlandırıldılar. Dikkatinizi çekiyorum, sayıları çeyrek milyonu bulan bu insanlar, hemen yanı başlarındaki Avrupa ülkelerine gitmek yerine, buraya, bu kıtaya gelmeyi tercih etmişlerdir. Bu insanlar, geleneksel olarak ticarete yatkınlıkları sebebiyle yerleştikleri ülkelerde çalışmışlar, üretmişler, oralara değer katmışlardır."

Biz dürüstlük arıyoruz, samimiyet arıyoruz

Erdoğan, Türkiye'nin tek başına mücadele verdiğini anlatarak, aynı şeklide Lübnan'da bir milyon sığınmacı olduğunu söyledi. Lübnan'ın da ekonomik durumunun ortada olduğunu, bu ülkeye de el uzatılmadığını dile getiren Erdoğan, aynı durumun Ürdün'de de yaşandığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi soruyorum acaba Avrupa'da ne kadar Suriyeli var, 130 bin. Koskoca Avrupa'da 130 bin. Şimdi buna adil bir dünya denilebilir mi? Avrupalılar bizi ziyaret ettiğinde ne diyorlar biliyor musunuz? 'Sizi tebrik ederiz, 2 milyon insana burada bakıyorsunuz, yaptığınız şu iş her türlü takdirin üzerindedir' ama paraya gelince para yok, sadece nasihat çekiyorlar, tebrik ediyorlar, paraya gelince para yok. İşte Batı bu, bizi üzen bu. Biz dürüstlük arıyoruz, samimiyet arıyoruz" yorumunda bulundu.

5 ülkeye siz 190 ülkeyi mahku00fbm edemezsiniz

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Niçin bu 5 ülke daimi üye olsun BM Güvenlik Konseyi'nde? Biz diyoruz ki, BM Genel Kurulu'ndaki konuşmamda da yaptım, niye 5 ülke? Şu an oturup toplamalıyız ve demeliyiz ki, 'bu sistem reforme edilmeli'. Daimi ülkeler kalkmalı, 20 ülkede mi karar kılacak, bu 20 ülke sürekli rotasyona tutulmalı, her ülkeye 10 yılda bir görev gelmeli. 2 yıl görev yapmalı, 2 yıl sonra diğer ülke gelmeli. Her ülkenin oy hakkı olmalı. Bu şeklide her dilden, kıtadan BM Güvenlik Konseyi'ne de üye olmalı. Orası kimsenin tapulu malı olmamalı, tüm dünyanın, ülkelerin orada söz sahibi olduğunu görmemiz ve göstermemiz lazım. 5 ülkeye siz 190 ülkeyi mahku00fbm edemezsiniz, böyle bir şey olamaz. Herkes ya çıkarından ya da korkusundan konuşmuyor. Konuşacağız, konuşmadığımız sürece bu adaleti tesis edemeyiz. Bu daha fazla ertelenemez bir ihtiyaçtır. "

Müslüman ülkelerde acılar yaşanıyor

Birçok Müslüman ülkede acıların yaşandığına vurgu yapan Erdoğan, "Uluslararası kuruluşların sorumluluklarını yerine getirmemesinin faturası, dünyanın pek çok yerinde ölüm olarak, yıkım olarak, sefalet olarak masum insanlarca ödeniyor. Bugün bakıyorsunuz Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de, Mısır'da ve daha pek çok yerde çok dramatik, insanlık vicdanını yaralayan hadiseler yaşanıyor. Uluslararası sistemin bu konuda öncülük etmesi, bu sorunlara müdahalede bulunması gereken kurumları, çarpık yapıları sebebiyle, adeta olayları teşvik eden bir rol oynuyorlar" dedi.