Batı Afrika ülkesi Nijer'deki askeri darbe, Sahel bölgesindeki iki müttefik ABD ve Fransa arasındaki ayrılıkları gün yüzüne çıkardı.
Le Monde: Yönetimde fay hattıFransız Le Monde Gazetesi, askeri darbenin üzerinden üç haftadan fazla bir süre geçmesine rağmen uluslararası toplumun yeni yönetimin nasıl ele alınacağı konusunda bölündüğünü yazdı.
Hatta Batılı müttefikler arasında bile bu konuda fay hatlarının ortaya çıktığı yorumunu yaptı.
Nijer'de 26 Temmuz darbesinden önce Sahel bölgesindeki iki müttefik ABD ve Fransa, darbenin ardından farklı üsluplar kullanmaya başladı.
Le Monde'a göre, Nijer'de bin 500 askeri bulunan Fransa'nın, darbe yönetimine karşı sert açıklamaları dikkat çekiyor.
Askeri yönetimi en sert şekilde kınayan Fransa, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un ülkenin tek meşru lideri olduğunu savunuyor.
Paris yönetimi tutuklu bulunan Bazum'un sadece serbest bırakılmasını değil aynı zamanda göreve iadesini de istiyor.
Gerekirse Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu ECOWAS'ın Nijer'e olası askeri müdahalesini savunuyor.
ABD müdahalelere karşıABD'nin açıklamaları ise daha dengeli. Washington Yönetimi, Batı Afrika ülkelerinin Nijer'e yönelik olası müdahalesine kesinlikle karşı çıkıyor.
Krizin barışçıl bir çözümle bitmesini istiyor, ve kapıları diplomasiye kapatmadıkları mesajını veriyor.
Aslında, yüz ölçümü bakımından Batı Afrika'nın en büyük ülkesi olan Nijer, Fransa ve ABD için büyük önem taşıyor.
Stratejik olarak ülkede Fransız ve ABD üsleri var; Nijer bu ülkelerin terör örgütleriyle savaşında önemli bir "partner" olarak görülüyor.
Ekonomik olarak ise Nijer, topraklarındaki uranyum madenleri bakımından büyük önem taşıyor ve dünya uranyum üretiminin yüzde 7'sini sağlıyor.
Le Monde, darbeden önce, Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum'un en koşulsuz iki müttefiki olan Fransa ve ABD arasındaki görüş ayrılıklarının darbecilere zaman kazandırdığı değerlendirmesinde bulundu.
Nijer'deki darbe26 Temmuz 2023 tarihinde Nijer'de, ülkenin Cumhurbaşkanı Muhammed Bazoum'un cumhurbaşkanlığı muhafızları tarafından tutuklandığı ve cumhurbaşkanlığı muhafızları komutanı General Abdourahamane Tchiani'nin kendisini yeni bir askeri cuntanın lideri olarak ilan ettiği bir askeri darbe gerçekleşti. Darbe sonucunda, cumhurbaşkanlığı koruma güçleri ülke sınırlarını kapattı, devlet kurumlarını askıya aldı ve sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Bu darbe, ülkenin 1960'ta Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana beşinci askeri darbe ve 2010'dan bu yana ilk askeri darbe olarak kayda geçti. Nijer daha önce 2010 yılında da bir askeri darbe yaşamıştı. Bu darbenin arka planında, artan yaşam maliyetleri, hükümetin beceriksizliği ve yolsuzluk algılarının isyanı tetiklemiş olabileceği belirtiliyor. Ülkenin ekonomik zorlukları ve demokratikleşme sürecindeki sıkıntılar da bu olayların altında yatan nedenler arasında gösteriliyor.
ECOWAS, bölgedeki bu darbelerin artışını endişeyle izlemiş ve Nijer'e yönelik ekonomik yaptırımlar gibi adımlar atarak darbeyi kınamıştır. Ayrıca, Nijer'in darbe üstüne darbe yaşayan komşu ülkelerin de içinde bulunduğu ECOWAS ülkeleri tarafından üyelikten uzaklaştırılması gündeme gelmiştir.
Bazı analistler, Nijer'deki bu darbenin bölgesel güvenliği ve istikrarı etkileyebileceğine dikkat çekiyor. Ülkenin İslamcı isyanlara karşı verdiği mücadele, darbe sonrasında etkilenebileceği bir konudur. Ayrıca, Nijer'in uranyum üretimi gibi stratejik öneme sahip kaynakları nedeniyle uluslararası aktörlerin bölgedeki durumu yakından izlemesi bekleniyor.
Darbenin ardındaki sebeplerin ve sonuçlarının daha iyi anlaşılması için olayın gelişmeleri yakından takip edilmelidir.