Niğbolu Savaşı, şanlı tarihimizde zaferle kazanılmış savaşlardan biridir. Osmanlı Niğbolu savaşı okullarda da tarih eğitimleri sırasında öğretilen bir savaştır. Öğrenciler ve tarih meraklıları Balkanlarda haçlıları püskürttüğümüz Niğbolu savaşı ile ilgili detayları araştırıyor. Niğbolu Savaşı hangi padişah zamanında oldu? Niğbolu Savaşı ne zaman olmuştur? Niğbolu Savaşı'nın nedenleri ve sonuçları nedir? Detaylar haberimizde.
Osmanlı Devleti ile Haçlılar arasında 1396 yılında Niğbolu kalesi civarlarında gerçekleşen Niğbolu Savaşı’nda Yıldırım Bayezid büyük bir zafer kazandı.
Osmanlı Devleti ile Haçlılar arasında Niğbolu kalesi civarlarında gerçekleşen Niğbolu Savaşı oldukça kanlı geçmiştir. Haçlı seferlerinin tarihinde tek amaç hedef ve katılım ile birlikte kalsik anlamda önem arz eden son savaşlardan birisi olmuştur. Batı Avrupa’da Doğu Hristiyanlığı ile beraber Türkler’i hedef haline getiren ilk ciddi harekat olan Niğbolu Savaşı’nın ana sebeplerinden birisi Türkler’in Balkanlar’daki yükselişine engel olmak, tehlike altında olan Macar İmparatorluğu’na daha da çok yardımcı olmak ve Osmanlılar’a karşı Batı’da güvenliği sağlamaktı.
Bu amaç doğrultusunda yola çıkan Haçlılar sefer propagandası gerçekleştirirken İstanbul üzerinden Kudüs’e doğru giderek Hristiyanlık için çeşitli yöntemler gerçekleştirdiler. Böylece Anadolu’nun Hristiyanlaştırılması söylemlerine de destek gelmeye başladı. Bu çağrı karşısında toplanan çoğunluk Macarlar’dan kurulu bir Haçlı ordusu oldu. Oldukça ateşli olan Haçlı ordusu, belirli bir plan ve strateji ile hareket etmeyi kabul ederek bir an öncesinde karşı saldırıya geçerek Türkler’i yok etme planı kurdular.
Neresidir Bu Niğbolu?
Ortaçağ’ın önemi merkezlerinden ve payitahtlardan biriyken, küçük bir kasabadan mütevellit, belediyedir şimdilerde. Tuna nehrinin kıyısındadır. ‘Zafer Şehri’ manasına gelen Nikopol’dan gelir ismi; kendisini büyük bir şehre dönüştüren Kral Nikephoros döneminde takındığı isimden. Şirk ve küfür odaklarının: ‘’Zafer Şehri’’ ismini vererek ziyan ettiği bu şehir; son Haçlı seferinin bozguna uğradığı, kutlu bir zafer bölgesine dönüşmüştür nihayetinde.
Başarılara sahne olduğu kadar mezâlime de sahne olmuştur. Birkaç kez darmadağın edilmiş, birkaç kez de yakılmış, yıkılmış; viran edilmiştir. Tarihi, kuşatmalar ve maruz kaldığı saldırılarla yazılmıştır. Birden çok kez; Bulgarların, Macarların ve muhtelif bölge şövalyelerinin kuşatma ve saldırılarıyla karşı karşıya kalmıştır. Farklı zamanlarda farklı Eflak Voyvodalarının ve Rusların, zulmüne sahne olmuş, Müslümanların yanında, kasabada yerleşik bulunan Hıristiyanlar ve Yahudiler de büyük kıyımlara uğramışlardır.
Yıldırım Bâyezîd burayı aldıktan sonra bir kale ve yanına da bir Cuma mescidi yaptırmış, Kadı İvaz da bir medrese eklemiştir. Tarih kitaplarında da daima büyük ve mühim bir kale olarak çeşitli şekillerde kayıtlı geçmektedir. 1831 idârî taksiminde Silistre Eyâleti’ne bağlı olan Niğbolu, 1863’te vilâyet olan ve merkezi Rusçuk olan Tuna vilayetine bağlanmıştır. Günümüzde de buraya bağlı bir belediye olarak varlığını hâlen sürdürmektedir; nüfusunun çoğunluğunu Türkler oluşturmaktadır. Osmanlı eserlerinden maalesef pek azı günümüze ulaşabilmiştir.
Kirli İttifaklar ve Kumpasçı Haçlı Zihniyeti
İttifaklar kurulmuş, Katolik iki Papa’nın yanı sıra, dönemin Ortodoks Hıristiyanlığının mühim kişiliklerinden Eflak Kralı da ordusu ve tebaası ile destek vereceğini belirtmiş, ittifaklar böylece sağlanmış ve cepheler oluşturulmuştur. Bir yanda ecdâdımız Osmanlı bulunurken, diğer yanda ise Fransa Krallığı, Hospitalier Şövalyeleri, Macaristan Krallığı, Eflak ve Venedik Cumhuriyetleri, Ceneviz Cumhuriyeti, II. Bulgar İmparatorluğu, Kutsal Roma İmparatorluğu, Vassal Polonya, Bohemya, Navarra ve İspanya bulunuyordu. Haçlı ordusu, -tarihi vesikalara kaydedilmiş olan farklı rakamlara göre- birliğimizden epeyce fazla idi.
Savaş, Yıldırım Bâyezîd Hân’ın kaleyi kuşatmasının ardından öncü Haçlı birliklerinin püskürtülmesiyle başlayıp hızlanmış, bu vetirede Fransız ve Macar ordularının farklı taktikleri söz konusu olmuş, bu taktiklerin sebebiyle zaman zaman kayıplar verdiğimiz tarih kitaplarına kaydedilmiştir. Söz konusu kayıplara rağmen, Şehzade Emîr Süleyman Çelebi, Vezîriazâm Çandarlı Ali Paşa, Rumeli Beylerbeyi Firuz Bey, Malkoç Bey, Timurtaş Bey, kale dizdarı olan Doğan Bey ve sol kolda yönetimle vazifelenmiş olan Şehzade Mustafa’nın başarılı atakları, savaşın Osmanlı’nın galibiyetiyle neticelenmesini sağlamıştır.
Niğbolu Savaşı’nın Nedenleri
Hemen harekete geçen Haçlılar,sefer zamanında çeşitli alanlar ile birlikte kaleleri ele geçirerek yağmaladılar. Ancak asıl hedefleri Niğbolu kalesi oldu. Niğbolu kalesinin önlerine kadar gelerek burayı kuşatan Haçlılar, kalenin oldukça sarp olan mevkisi karşısında zorlanarak direniş ile karşı karşıya kaldılar. Yıldırım Bayezid bu durumdan zaman kazanarak önce Evrenos Bey’i ileri göndererek son durum hakkında bilgileri aldı. Elde edilen bilgiler ile birlikte savaş stratejisi yaparak 24 Eylül 1396 tarihinde Niğbolu yakınlarında orduyu kurdu.
Fransız birlikleri ile ilk hücum ertesi gün start aldı. İç ihtilaflarda sorunları çözemeyen kalabalık disiplinsiz Haçlı ordusunu önce kazıklı savunma sayesinde okçularla vurdu. Böylece Haçlıların hücumu kesilmiş oldu. Yıldırım Bayezid arazi şartlarını daha da lehine döndürerek ormanlık alan gizlediği askerler ile Haçlıların hareketlerini iyice kısıtladı.
Niğbolu Savaşı’nın Sonuçları
Kurgulanan strateji sayesinde savaşı kazanan Osmanlı Devleti oldu. Savaş sonrasında karşılıklı olarak çok sayıda kişi hayatını kaybederken savaş esnasında esir alınan çok sayıda şövalye ve soylu ise ödenen fidyeler ile serbest kaldı. Elde edilen büyük zafer sonrasında Yıldırım Bayezid‘in şöhreti tüm İslam dünyasında büyük yankı uyandırdı. Osmanlılar topraklarını Tuna’ya kadar uzatırken Balkanlar’daki konum daha da güçlendirildi. Macarlar ise Osmanlı tehdidi ile yaşamaya devam ettiler.
beyaztarih.com wikipedia.org[/su_spoiler] [/su_accordion]